| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 09.01.2019 |
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kentsel dönüşüm, sosyal dinamizmi temsil eder ve bu sistem, merkezî ve yerel yönetimler, yatırımcılar ve vatandaşlardan oluşan çok paydaşlı bir yapıdır. Bu sebeple, kentsel dönüşüm, kapsamlı ve bütünleşik bir vizyon ve eylemle yapılamazsa maalesef amacına ulaşamıyor. Ülkemizdeki kentsel dönüşümün tarihçesine baktığımızda ise ne yazık ki bir misyon ve vizyon göremiyoruz. Kentsel dönüşüm, her ne kadar sürdürülebilir ve modern şehirler oluşturmak amacıyla ortaya çıkmış bir sistem olsa da yanlış kişiler tarafından ve farklı amaçlar için yönetildiği zaman kentlerin yapısında geri dönülmesi zor tahripler oluşturuyor maalesef. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Risk Bölgeleri Raporu ile Japon Uluslararası İşbirliği Ajansının yayımladığı ülkemizdeki risk haritası arasında yüzde 73'lük bir fark var. Bu kadar büyük bir fark olabilir mi?
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü: Adından da anlaşılabileceği gibi depreme dayanıklı olmayan yapıların yıkılarak yerine kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenen yerlerde altyapısıyla, imarıyla şehir bütünlüğünü bozmayacak şekilde sosyal etkinlik alanlarının da bulunduğu toplu yerleşim merkezleri oluşturmak hedeflenirken adı kentsel dönüşüm olan bu yasa, bireysel bazda binaların tek tek yıkılarak uygulanmasıyla kentsel dönüşümden çıkmış, evsel dönüşüme kendini evirmiştir. Depreme dayanıksız yapıların yıkılıp yerine kullanışlı ve estetik, yaşanabilir yapılar yapılması gerekirken yatay şehirleşmenin önünü açmak yerine dikeyde gökdelenler yapılmasına sebep oldu. Bu sebeple belli bölgelerin yaşam kültürü de maalesef bozuldu.
"Türkiye'yi büyük bir şantiyeye çevirdik." diye övünenler, kentsel dönüşümü sadece fiziki yapıların dönüştürülmesi olarak algıladıkları için bunun sosyoekonomik boyutlarını hiç hesaba katmadılar. Bu hesaba katmayıştan her zamanki gibi vatandaşımız zarar gördü. Riskli yapıda yaşayan kiracıların on sekiz ay kira yardımı alması karşılığında çıkarılması düşünülürken bu kira yardımları, o inşaatları yapan müteahhitler tarafından alındı. Toplamda on sekiz ay olan kira yardımları, maalesef iki aya kadar düşmüş. Kontrol olmazsa vatandaş çarpılıyor.
Ülkemizde bulunan 21 milyonu aşkın konutun yüzde 60'ı, yirmi yaşının üstündeki binalar. İstatistikler bize gösteriyor ki Türkiye'de kentsel dönüşüm projeleri uzunca bir süre daha devam edecek. 31 Aralık 2018 tarihinde iki yıl daha uzattık. İki yıl sonra tekrar uzatmak yerine sizden istediğimiz, bu dönüşümü uluslararası standartlara uygun olarak devam ettirmeniz.
Biliyorsunuz, riskli yapı tespiti yapılan binaların yerine yapılacak olanlar, her türlü harçlardan muaf tutulacaktı. Başlangıç aşamasında da gerçekten muaf tutuldu ancak zamanla harçlar alınır oldu. Belediye yapı ruhsatı harcı, iskân ruhsatı harcı, tapu kadastro masrafları gibi masraflar vatandaşlarımızdan alınmaya başlandı. Çevresel etkenleri gözetmeden, denetlemeden izin verdiğiniz her proje, hem bugün hem yarınlar için büyük sorunlar oluşturuyor.
Kentsel dönüşüm yapılıyor fakat altyapı ve üstyapı işlemleri eksik kalıyor, tamamlanamıyor. Bu eksikliklerin sonucunda yaşanan çevre felaketleri maalesef insanların hayatına mal oluyor. Örneğin 2012 yılında Samsun'da TOKİ konutlarını sel basmış, 11 vatandaşımız maalesef hayatını kaybetmişti. Sonradan, konutların dere yatağına yapıldığı anlaşıldı. 2013 yılında Kars'ta yapılan TOKİ konutlarını daha ilk yağmurda sel bastı. "Planlı ve denetimli kentsel dönüşüm yapın." derken bundan bahsediyoruz. Rant odaklı değil, insan odaklı hareket edin ki daha fazla canlarımız yanmasın.
Kentsel dönüşüme tabi yapılar, ayrıca düşük faizli kredi kullandırılmak suretiyle yenilenebiliyordu ama artık faizlerin artması sonucu bu durum da ortadan kalktı. Kısacası, kentsel dönüşüm adı altında yapılan evsel dönüşümlerin artık ne bulunduğu şehre ne de vatandaşa bu hâliyle bir faydası kalmadı.
Sayın milletvekilleri, değinmek istediğim bir diğer konu da tamamlanamayan inşaatlar. Yarım kalan, müteahhidi kaçan inşaatlara para yatırmış vatandaşın mağdur olmaması için 2013 yılında...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - ...bina tamamlama sigortası kanunu çıkarmıştınız. Fakat bu konudaki ilk sözleşme 2018 yılında, tam beş sene sonra yapıldı. "Beş yıl boyunca neden hiç sigorta yapılmamış?" dediğimizde "Altyapı eksikliği vardı." diyorsunuz. Altyapı hazır olmadan dönüşüm yapmaya çalışıyorsunuz, sonuç ortada. Vatandaşlarımızın müteahhitler tarafından mağdur edilmesini önlemek amacıyla bu sigorta acilen yaygınlaştırılmak zorunda ve tüm inşaatlarda uygulanmalı. Türkiye'de kentsel dönüşümü bekleyen 6,7 milyon riskli konut varken bunları değil, rantı yüksek yerleri kentsel dönüşüme tabi tutmak, vatandaşlarımız için yapılabilecek en büyük kötülük. Bu konudaki denetimlerin artırılması ve dönüşümün sabit bir eylem planı çerçevesinde yürütülmesi elzemdir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)