| Konu: | 10 Ocak Birinci İnönü Zaferi'nin 98'inci yıl dönümünü vesilesiyle başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İsmet İnönü'yü ve silah arkadaşlarını rahmetle yâd ettiğine, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladığına, yasa tekliflerinin torba olarak görüşülmesinin yarattığı sakıncalara ve yaşanan garabete dur diyecek olanın da millet olduğuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 10.01.2019 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Birinci İnönü Zaferi'nin yıl dönümü. Bu vesileyle, rahmetli İsmet İnönü'yü ve silah arkadaşlarını, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere rahmetle yâd ediyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün Dünya Çalışan Gazeteciler Günü. Unutuyoruz, Türkiye'de 141 gazeteci tutuklu, cezaevlerinde ömürlerini hücrelerde tüketiyorlar gazetecilik yaptıkları, yazdıkları, çizdikleri için. Bugün, aslında onların da günü ama onlar dışarıda değil içerideler.
Peki, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın da günü mü bugün? Üç buçuk ay önce hunharca öldürülen, paralanan, cesedi bulunamayan... Onun da günü mü bugün? Üstelik de suçluların elini kolunu sallaya sallaya terk ettiği bir ülkede, sanki komedi filmi çekiyormuş gibi Akasya Sokak'a "Cemal Kaşıkçı Sokağı" adı verilip, öldürüldüğünü bile bile failleri yakalanmadan buradan gönderip Türkiye'de yaşanan bu rezaletin üstü örtülebilir mi?
İşte, ben, bugün hâlâ görevlerine devam eden, tutuklanmayan, öldürülmeyen, içeride ya da dışarıda çalışan tüm gazetecilerin gününü bu vahim tablo altında bir kere daha kutluyorum.
Sayın Başkan, burada kaç gündür sizin Başkanlığınızda torba yasa teklifini görüşüyoruz. İnsanlarımız dışarıda "torba yasa" deyince bunun ne olduğunu pek anlamıyorlar, ne olduğunu bilmiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Kendi gelecekleriyle ilgili yasalar, burada, saatlerle sınırlı bir zaman içerisinde iktidar partisinin oylarıyla bir anda geçip gidiyor, üstelik de muhalefet partileri daha güçlü konumdayken oluyor bu. 71 tane madde; bu ülkenin geleceğiyle ilgili, insanlarımızla ilgili, toplanan vergilerimizle ilgili.
Sadece bir tanesine açıklık getirmek istiyorum: Mayısta açıklanması gereken Merkez Bankasının kâr oranından artan 37 milyar lira, Merkez Bankasından Hazineye 18 Ocakta olağanüstü toplantı yapılarak aktarılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hazinenin başında duran kişi kim? Damat Berat paşa. Peki, bu Hazinenin patronu aynı zamanda nerenin patronu? Merkez Bankasının patronu. Peki, bu sayın damat bu parayı ne yapacak Hazineye aldıktan sonra? İşte, ona, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, biz, bu akşam karar vereceğiz.
48'inci maddede aynen şöyle diyor: "Gerekçe: Cumhurbaşkanı eliyle, belediyelerin ihtiyaç duyduğu yatırım nitelikli projelerin desteklenmesi amacıyla, Cumhurbaşkanına buradan ödenek ayrılması." Yani milletin parası, ilk önce patronu olduğu Merkez Bankasına emir veriyor damat Berat paşa...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Özkoç, buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - ...oradan Hazineye geçiyor, Hazineden de doğru kayınpederi Cumhurbaşkanının uhdesine aktarılıyor. Devlet yönetilmiyor sanki, aile şirketi yönetiliyor. Aile şirketinde alınan kararlarla Meclise talimat veriliyor, "Şu, şu, şu maddeleri Meclisten geçirin." deniliyor ve burada Cumhur İttifakı'yla bu kararlar Meclisten geçiyor.
Değerli arkadaşlar, bu para milletin parası. Denetleniyor mu? Hayır. Sayıştay devrede mi? Hayır. Sayıştayın aldığı kararlar yasalar tarafından uygulamaya alınıyor mu? Hayır. Peki, Sayıştay bu konuda bir şey söylerse ne oluyor? İlgili kişi derhâl görevden alınıyor. Ben de diyorum ki: Biz burada ne yapıyoruz milletvekilleri olarak? Gerçekten ne yapıyoruz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Saatlerce konuşuyoruz, sabaha kadar bekliyoruz, direniyoruz, mücadele ediyoruz. Karşımızda iktidar partisinin mensupları, bize "Ya, siz niye boşuna çenenizi yoruyorsunuz? Biz ne yaparsak yapalım, ister bu işe damat el atsın ister kayınpeder el atsın, bu millet bize oy veriyor." diyorlar ve bunu bizim kafamıza kakıyorlar.
Ben de şimdi buradan, Meclisin huzurundan milletime sesleniyorum: Buna gerçekten daha fazla meydan verecek misiniz, izin verecek misiniz? Sizin vekilleriniz sizin haklarınız için burada uğraşırken bu garabete dur diyecek misiniz?
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)