GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:10.01.2019

HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, tabii, artık iktidarın tavrı şu: "Siz ne derseniz deyin, ben bildiğimi söylerim. Kim ne konuştu, kim ne söyledi, nasıl konuştu, içeriği nedir, önemli değil. Benim bildiğim bildiktir, ben bildiğimi devam ettiririm." diyor.

Değerli arkadaşlar, tabii, şimdi, torba yasalarla ilgili, başından beri, öteden beri, biz, bunun sıkıntılı bir yasama yapma biçimi olduğunu, kaliteli yasama yapmaya aykırı olduğunu defaatle ifade ettik. Maalesef bu uyarılara geçmişte kısmen de olsa "Bir daha bu yolla biz torba getirmeyeceğiz." sözleri verilmesine rağmen şimdi artık bu bir yol oldu. Normal bir yasa getirme biçimi kalmadı, tamamen artık torbayla geliyor. Torba geliyor, görüşülüyor, bu arada bir torba hazırlanıyor, o görüşülüyor, başka bir torba hazırlanıyor.

Şimdi değerli arkadaşlar, o kadar özensiz hazırlanıyor ki Bütçe Komisyonunda görüşülürken aslında torbanın içeriğine baktığınızda hemen hemen tüm ihtisas komisyonlarını ilgilendiren maddeler var. O komisyonlarda görüşülmüyor. Kaliteli yasama yapmanın yeri hepimiz biliyoruz ki ihtisas komisyonlarıdır ama ihtisas komisyonlarında görüşülmüyor, doğrudan Plan ve Bütçe Komisyonuna geliyor. Peki, o kadar özensiz hazırlanıyor ki Plan ve Bütçe Komisyonuna geldikten sonra başkaca maddeler ilave ediliyor, kanunun adı bile değişiyor. Bakın, ilk geldiğinde kanunun adına "Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun Teklifi" deniyordu, sonra "Vergi Kanunları" ilave edildi ve adı da değişti "Vergi Kanunlarıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun Teklifi" olarak geldi.

Şimdi, değerli arkadaşlar, aslında başlığında yanlışlık var. Şimdi, "bazı" dediğiniz zaman herhâlde üç, beş kanunu ilgilendiriyor diye düşünürsünüz. İnanın bu başlığı değiştirmek lazım, şöyle yazmak lazım: "Hemen hemen tüm kanun maddelerinde ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapan kanun teklifi" demek lazım çünkü şimdi başlıklarını saysam -on dakika sürem- hangi kanunlarda değişiklik yaptığına dair sürem yetmeyecek. Hemen hemen tüm kanunlarda değişiklik yapılıyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, 16 Nisan referandumunda biz bu referandumun, bu biçimin ülkedeki erkler ayrılığını ortadan kaldıracağını, yasamayı yürütmenin bir egemenliği altına sokacağını, yasamayı ve yasamanın gücünü ortadan kaldıracağını ifade ettiğimizde Hükûmet meydanlarda yasamanın daha nasıl güçlü olacağını ifade ediyordu ve bunu da gerekçelendirirken "Efendim, vekil sayısını 600'e çıkardık ve seçilme yaşını 18'e indirdik." gibi süslü cümlelerle kamuoyuna anlatıyordu.

Şimdi, bu kanunun, torba yasanın -"torba" mı demek lazım, "çorba" mı demek lazım- hazırlanışına bakalım. Arkadaşlarımız Plan ve Bütçe Komisyonunda soruyorlar, diyorlar ki: "Siz bu kanun teklifini nasıl hazırladınız?" "Efendim, biz gittik bakanlıklara, tek tek bakanlarla görüştük, sorduk 'Sizin ihtiyacınız nedir?' dedik, onlar da belirlediler, biz torbaya attık." Değerli arkadaşlar, siz yasama olarak yürütme erkinin işini yapmak zorunda değilsiniz. Sizin yükümlü olduğunuz kesim halktır, millettir. Eğer sorun arıyorsanız gideceksiniz millete soracaksınız: "Sizin ne sorununuz var?" Milletin sorunlarını dinleyeceksiniz, onları burada yasalaştırmaya ve milletimizin, halkımızın sorunlarına çözüm aramaya çalışacaksınız; sizin göreviniz bu olmalı ama siz ne yapıyorsunuz? Halkı, milleti bir tarafa bırakıyorsunuz, bakanlara yani yürütmeye "İhtiyacın nedir?" diyorsunuz.

Kanun teklifine baktığımızda peki ne var? Kanun teklifi -AKP her zaman yaptığını yapıyor- rantiyeye hizmetle yükümlü; milleti, emekçiyi, çalışanı hiçbir zaman görmeyen torba yasalarla ilgili. Değerli arkadaşlar, bu bölümde hangi kanun tekliflerini göreceğiz? Tabii, şunu da unutmadan söylemem lazım: Bunu yaparken de ne yapıyorlar? Soslu bazı maddeleri içine koyuyorlar, örneğin "Efendim, biz İşsizlik Fonu'na daha rahat erişimi sağlayacağız." diyorlar ya da "Yaşlılık aylığını bin liraya yükselteceğiz, bunun altındaysa bin liraya tamamlayacağız." diyorlar ve bunu ambalajlayıp kamuoyuna bunları söylüyorlar. Ama arka plana baktığınızda, değerli arkadaşlar, arka planda Makyavelist bir yaklaşım var, kendi zenginini yaratmak ve sermayeyi daha da zengin etmek için her türlü alanı açmak var.

Bakın, değerli arkadaşlar, gittikçe merkezîleşiyoruz. Demokrasinin en önemli görevi yönetimi yerelleştirmektir, yereli güçlendirmektir, belediyeleri güçlendirmektir çünkü doğrudan demokrasinin ilk ulaştığı yer belediyelerdir.

Peki, ne yapıyoruz değerli arkadaşlar? Bakın, bu torbanın içerisinde, vergi koyma görevini Meclisten alıyoruz, Cumhurbaşkanına veriyoruz, Cumhurbaşkanı istediği belediyeye kaynak aktarabilecek. E şimdi, Cumhurbaşkanının... Hani "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz." HDP'li belediyeleri bir düşünün arkadaşlar. Şimdi "Cumhurbaşkanı" dediğimiz kişi tarafsız olmalı, herkese, herkesin Cumhurbaşkanı olmalı. E peki, öyle mi? Yeri geldiğinde 2 şapkası var. AKP Genel Başkanı, yeri geldiğinde "Ben Cumhurbaşkanıyım." diyor ve HDP'ye yaklaşımını hepimiz biliyoruz, kayyum atamasından belli, kayyumları atayarak halkın iradesine el koymasından belli. E şimdi, bu Cumhurbaşkanının belediyelere ödenek ayırırken eşit davranacağını nasıl söyleyebiliriz? Bu mümkün müdür? Bunu iddia edebilecek, şu Mecliste bir Allah'ın kulu var mıdır? Yoktur değerli arkadaşlar.

MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) - Var, var!

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bakın, bu iktidar Makyavelisttir, belki gelmiş geçmiş en Makyavelist iktidardır. Her yolu mübah görüyor değerli arkadaşlar, iktidarını sürdürmek için. Ahlak, etik, adalet ve yeri geldiğinde dinin istismarı dâhil her türlü yol ve yöntemi kullanıyor.

Şimdi, bakın, son dönemde bir yerel seçime gidiyoruz; dünyanın sonu değil değerli arkadaşlar, belediye başkanlarını seçeceğiz. Peki, ne yapıyor? Halkların Demokratik Partisine yönelik resmen bir savaş ilan etmiş durumda. İl ve ilçe binalarımızı polis, yolgeçen hanı gibi kullanıyor. Parti çalışanlarımız, il ve ilçe eş başkanlarımız, neredeyse çalışma yürütemeyecek hâle getiriliyor ve süslü cümlelerle "Efendim, işte, terörle..."

Bakın, en son, Antalya'ya giden 2 parti meclisi üyemiz şununla suçlandılar: Orada, işte, efendim, sarı yeleklilerin yarattığı eylemleri yapacaklarmış, bunu örgütleyeceklermiş. Şimdi, akla ziyan bir durumla karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlar, bu iktidar sadece Makyavelist değil, aynı zamanda büyük Goebbels öğretisini de iyi almışlar. Goebbels'ten gerçekten bu kadar etkilenen bir iktidar zor bulunur. "Yalan söyleyin, yalanı her seferinde büyük söyleyin." Evet, halkı kandırıyor, halka her an yalan söylüyor. Bakın, bunun içerisinde din istismarı da var.

Şimdi, 31 Martta yerel seçime gidiyoruz. Gaziantep'te bir üniversite kurmuşlar. Ne zaman? Birkaç ay önce. Adı ne? Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesi. Bugün, Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin adını "İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi" koyacağız. Ya, daha birkaç ay önce kurdunuz ve hâlâ da daha kuruluşu tamamlanmamış, rektörü bile atanmamış; şimdi isim değişikliği yapıyorsunuz. Niye? Arkadaşlar, satacak bir şey yok; satacakları din tacirliğidir ve bunu da yapıyorlar.

Dediğim gibi, Goebbels'ten gerçekten bu kadar etkilenen başkaca bir iktidar yok. Onun için bu iktidarın... Ama ne yaparsa yapsın, ne kadar Makyavelist davranırsa davransın eninde sonunda halkın iradesi, özellikle Halkların Demokratik Partisine gönül verenlerin iradesi sizleri orada, o belediyelere atadığınız kayyumlarınıza...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Toğrul, bir dakika ilave edelim toparlayın.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Teşekkürler Başkanım.

O kayyum atadığınız, halkın iradesini gasbetiğiniz o irade, sizin asla ve asla orada kalmanıza izin vermeyecek.

Bakın, istediğiniz kadar seçim hilesi yapıyorsunuz; seçmen taşıyorsunuz, seçmenleri siliyorsunuz. Bir adreste 700... Değerli arkadaşlar, 1 dairede... Dün AKP Grup Başkan Vekili şunu söylüyor: "Efendim, orada topçular kalıyor." Bahsedilen bir dairede 700 kayıtlı seçmen olabilir mi? Yurtla kıyaslıyor. Yurt aynı değil ki.

Şimdi, dolayısıyla değerli arkadaşlar, ne yaparsa yapsın AKP, yolun sonu görünüyor ve siz gideceksiniz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.