| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 15.01.2019 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, Ziya Altunyaldız'ın getirdiği bu 71 maddelik torbayı tabii ki hemen anlamanızı beklemiyorum ama burada çok önemli bir madde var arkadaşlar. Bakın, maddenin gerekçesine baktığınızda diyor ki: "Hazine ve Maliye Bakanlığı kira sertifikası çıkarabilir." Çok masum bir madde olarak görebilirsiniz, "Ne var canım? Hazine zaten borçlanıyor, burada da kira sertifikasıyla borçlanabilir." diyebilirsiniz ancak gerekçesine baktığımızda Hazine ve Maliye Bakanlığının iç ve dış piyasalarda farklı kira sertifikası türlerinden ihraç yapabilmesine imkân sağlayacağını söylüyor.
Değerli arkadaşlar, ben bu maddenin de Cengiz, Kolin, Limak, Rönesans maddesi olduğunu iddia ediyorum, iddiayla söylüyorum. Çünkü maddenin devamına baktığımızda değerli arkadaşlar, lafzını aynen şöyle açıklayayım, diyor ki: Sermayesinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığına ait olmak üzere varlık kiralama şirketi kurulabilecek ve şirkete varlıklar devredilecek, kamu finansman projelerinde de bu varlıklar teminat gösterilip iç ve dış finansman gösterilecek ve sonra, yüklenici firmalara ihale edilecek. Şimdi, siz buradan ne çıkarıyorsunuz? Arkadaşlar, ben bu lafızdan Kanal İstanbul'u çıkardım, tam da uyuyor arkadaşlar. Kanal İstanbul'u yıllardır, tam yedi yıldır seçimlerden önce vatandaşa anlatıyorsunuz "çılgın proje" diyorsunuz; biz de büyük yıkım projesi diyoruz, ekonomik yıkım ve ekolojik yıkım projesi diyoruz. Şimdi, bu maddeye göre, sermayesinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığına ait olan kiralama şirketi kurulacak, Kanal İstanbul ve etrafındaki araziler bu şirkete devredilecek, bu şirket bu malları teminat gösterip kira sertifikası çıkaracak arkadaşlar ve daha sonra, bu kira sertifikasıyla dış finansman araçları bulunmaya çalışılacak. Kimlerden? Katarlılardan, Azerilerden finansman bulunmaya çalışılacak ve ne ipoteklenecek? Bu "yeni boğaz" denilen yerin yani Kanal İstanbul'un etrafındaki araziler ipoteklenecek arkadaşlar.
Niçin bu işi yapıyoruz peki? Cengizin, Kolinin, Limakın üçüncü havalimanındaki işi bitti arkadaşlar. Ciddi bir makine parkuru yatıyor, o makine parkuruna diyorlar ki: "Arkadaş, bu makine parkurunun borçları var, ne yapacağız?" Recep Tayyip Erdoğan diyor ki: "Ben size çukur kazdıracağım arkadaşlar." Nasıl olacak? "O çukurun etrafındaki yani kanalın etrafındaki arazileri ipotek ettireceğim, yurt dışından finansman getireceğim milyarlarca dolarlık, size ihale edeceğim ve milyonlarca ilave vatandaşın İstanbul'da yaşamasını sağlayacağım." diyor. Yani İstanbul'u 25 milyona çıkaracak ve ekolojik bir yıkım yaratacak projede ısrar ediliyor arkadaşlar.
Sayın Cumhurbaşkanı daha üç gün önce "Kıyıları, ormanları betona çevirme gayretinde olanlar var. Bunlar ihanet içindedir." dedi. Değerli arkadaşlar, herhâlde sizleri kastetmiyor, Sayın Ziya Altunyaldız'ı kastediyor olabilir çünkü Sayın Ziya Altunyaldız bu torbayı getirdi. Eğer ki kıyılarımızı, ormanlarımızı betona çevirmek istemiyorsak -İstanbul zaten yaşanmaz bir durumda ve 16 milyon kişi- İstanbul'u 25 milyona çıkarmak istemiyorsak, İstanbul'a ekolojik bir yıkım yaşatmak istemiyorsak ve maliyeti 30 milyar dolar olacak Kanal İstanbul Projesi'ne -ekolojik maliyetinden bahsetmiyorum, ekonomik maliyeti- yol vermeyeceğinizi düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı da daha birkaç gün önce bu çağrıyı yaptığına göre...
Değerli arkadaşlar, masum bir madde değil; hazinemizi ciddi anlamda yükümlülük altına sokacak, dışarıdan daha büyük bir şekilde borçlanılacak ve İstanbul'un önemli arazilerini ipotek ettirecek bu madde çok tehlikeli bir maddedir. Kanal İstanbul Projesi'ne el birliğiyle dur demeliyiz. İktidar, çeşitli maddelerle Cengize, Koline, Limaka iş yaratmak istiyor ama yaratılacak iş büyük bir yıkım projesidir arkadaşlar hem ekonomik yıkım hem ekolojik yıkım. Gelin, Meclis olarak bu maddelere -Sayın Cumhurbaşkanının da çağrısında olduğu gibi- kıyılarımızı, ormanlarımızı betona gömmemek için "Hayır." diyelim hep beraber arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Paylan.