GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:15.01.2019

SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, sözlerime tecridin kaldırılması için başlatmış olduğu açlık grevi direnişinin altmış dokuzuncu gününde olan Sayın Leyla Güven şahsında aynı taleple açlık grevine giren tüm tutsakları selamlayarak başlamak istiyorum.

Gündemde olan üniversite isim değişikliği üzerine söz aldım. Bu tasarıda da her zaman olduğu gibi asıl meseleyi görmeyen bir değişiklik yapılıyor. Peki, nedir esas meseleler? Hangi birini sayalım bilemiyoruz; değersizleşen, anlamsızlaşan eğitimi mi, gerileyen, esamesi okunmayan akademiyi mi, artan üniversiteli işsizliğini mi, bozulan gelir dağılımını mı, çocuk işçiliğini mi, son bir yıl içerisinde iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş 2 bine yakın işçiyi mi, her gün öldürülen kadınları mı, ekolojinin katledilmesini mi, hukuksuz ihraçları mı yoksa artık Meclis Başkanının bile tanımadığı Anayasa'yı mı, talimatlarla karar veren mahkemeleri mi? Aslında, iktidarın ortaya çıkardığı tahribatlar saymakla bitmez. Kürt meselesinde barış yolunun terk edilmesiyle ülke zaten bir haksızlık ve zulüm meydanına dönmüş durumdadır. Bugün gelinen aşamada her hanede en az 1-2 işsiz var, yıllarca KPSS'ye hazırlanan gençler var, 25-30 yaşına kadar sınavlara giren ama insan onuruna yakışan bir iş bulamayan milyonlarca yurttaş var.

Bakın, İŞKUR'un kendi verilerine göre 2018 yılında ilave 1 milyon 52 bin işsiz sayısı artmış. 2018 yılı başında 2,5 milyonun altında olan kayıtlı işsiz sayısı yıl sonunda 3,5 milyonu geçmiş. İŞKUR Genel Müdürlüğü bu yıl İşsizlik Fonu'ndan 24 milyar harcamış ama işsiz sayısı azalmamış, aksine 1 milyon artmıştır. Buradan sormak istiyorum: 24 milyar TL'yi işsizliği artırmak için mi harcadınız? Yapılan bu yolsuzluklar karşısında İŞKUR Genel Müdürlüğü nasıl hâlâ görevde kalabiliyor? Doğru ya, yolsuzluk sıradan bir şey hâline geldi. Sadece 24 Haziran seçim kararından sonra 20 milyar TL'lik İşsizlik Fonu harcanmış. Kimin bu fon, nasıl birikiyor ve kime gidiyor? Bakın, hem TÜİK hem de İŞKUR verilerine göre 3,5 milyonun üzerinde işsiz varken fondan faydalanan sadece yarım milyon kişi. İhraç edilen işçiler çalışırken maaşlarından İşsizlik Fonu kesilmiş olmasına rağmen bu fondan şu anda faydalanamıyorlar. Bu mudur adalet? Fonun adı İşsizlik Fonu fakat işsizler hariç herkes faydalanıyor. Peki nereye gidiyor bu fon? İşsizlerin fonu işveren teşvik fonuna dönmüş durumda. Banka açıklarından batık kredi desteklerine, yolluk ve harcırahlardan kurumlara bilgisayar alımına kadar her yere gidiyor.

İşsizlik Fonu bir de TYP'ye gidiyor. TYP ne diye sorabilirsiniz. TYP "Toplum Yararına Program" diye halkın İŞKUR işçisi dediği, sayısı 100 binlere varan bir AKP programı. İstihdam sağlamayan, mesleki eğitim sağlamayan fonun bir kara deliği. 2018 yılında bu ülkede işsiz sayısı 1 milyon kişi artarken AKP İşsizlik Fonu'ndan 5 milyar lirayı sadece bu programa harcadı. Yerel seçimlere giderken İşsizlik Fonu'nun yine AKP propagandası için kullanıldığını görüyoruz. 24 Haziran seçimleri nedeniyle, nisan ayı sonuna kadar 8.250 kişi olan TYP yararlanıcı sayısı mayıs-aralık ayları arasında 345 bin kişi oldu. Bunun fona maliyeti kişi başı ortalama 15 bin TL olmaktadır.

Sayın milletvekilleri ve bizi dinleyen halkımız; bakın, bugün saat onda TÜİK işsizlik oranlarını yüzde 11,6 olarak açıkladı. Oysaki "İşsizlik oranını tek haneye düşüreceğiz." diyordu iktidar. Verilere göre yarım milyon kişi daha işsiz kaldı. TÜİK bile üniversite mezunu işsiz sayısını 1 milyonun üzerinde gösteriyor. On altı yıldır bu ülkenin kaynaklarını, vergilerini, insanını, emeğini sömürdünüz. Ürettiğiniz şey işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik ve yolsuzluk. İşte bu nedenle işsizi, işçiyi, esnafı, çiftçiyi, öğrenciyi daha da yoksullaştıran bir iktidarınız var.

Gelelim üniversitelere. Siz değil misiniz, 7 bin akademisyeni haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç eden? Siz değil misiniz, barış bildirisine imza attığı için, dünyanın saygı gösterdiği akademisyenlere dil uzatan? Şimdi de Sayın Cumhurbaşkanı çıkmış diyor ki: "Dünyada ilk 400 üniversite içerisinde Türkiye'deki üniversitelerin esamesi yok."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Güzel.

SEMRA GÜZEL (Devamla) - Nasıl olsun? Tıp fakültesini bitirmiş bir doktorun çalışma hakkını gasbeden bir zihniyet bilimden nasıl bahsedebilir? Bu ülkenin gençleri, doktorları, öğrencileri sayenizde ülkeyi terk ediyor.

Şimdi de ne yapıyorsunuz? Var olan bir üniversitenin adına "İslam" kelimesi ekliyorsunuz. Sizin derdiniz İslam değildir, ne üniversitedir ne de bilimdir. Derdiniz eğer İslam olsaydı, İslam'ın gereği barış siyasetinin sözcülüğünü yapardınız. Çekin artık hukuksuzluğa ve haksızlığa bulaşmış ellerinizi İslam'dan. Samimi dindarların duygularını sömürmeyi bırakın.

Bu ülkeye ne adalet ne de kalkınma getirdiniz. On altı yılın sonunda geriye dönün, şöyle bir bakın; kaç yuva, kaç kent, kaç bin umudu yıktınız. Sizler haksızsınız, hakikatten uzaksınız ve kaybedeceksiniz.

Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Güzel.