GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:46
Tarih:16.01.2019

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

37 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 47'nci maddesiyle ilgili olarak görüşlerimizi belirtmek üzere buradayım. Şimdi, efendim, bu maddeye baktığımızda, mevcut Sigortacılık Kanunu'na bir ek öneriyor, uzunca bir ek esas itibarıyla ve bu ekin özü Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı "Türk Reasürans Anonim Şirketi" adlı bir şirketin kurulmasını içeriyor. Şimdi, doğrusunu isterseniz devlet katında yani devlete bağlı bir reasürans şirketi konusunun yeterince konuşulmuş olduğunu ben sanmıyorum Türkiye'de, biraz sürpriz gibi de geliyor ama aslında "Niçin böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var?" diye baktığımızda, bir ufak not, hepinizin bildiği bir not esas itibarıyla: Sigorta şirketleri, biliyorsunuz, üstlendikleri riskleri reasüre etmek zorundadırlar ve reasüre eden şirketler de daha büyük sermayeli şirketler olmak durumunda çünkü daha büyük riskleri göğüslemek durumundalar. Şimdi, dolayısıyla da böyle bir durumda biz Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı bir reasürans şirketi kurmaya karar vermiş bulunuyoruz.

Şimdi, sektöre baktığımızda, sektörde gerçekten bir tuhaflık var yani tuhaflık dediğim şu: Bir tane reasürans şirketi var, Millî Reasürans Şirketi, biliyorsunuz, İş Bankasına bağlı, İş Bankasının sahibi olduğu bir şirket, diğeri bir Alman şirketi ama onun da çok etkili olduğunu söylemek mümkün değil. Dolayısıyla da gerçekten böyle bir durum var. Fakat "Peki, şimdi niye ihtiyaç oldu?" diye baktığımızda arkadaşlar, görülen şu: Bugüne kadar sigorta şirketleri bu reasürans işini yabancı şirketlere yaptırırlardı, daha çok Avrupalı şirketler bu işi üstlenirlerdi fakat arkadaşlar, bu, bir zamandan beri diyeyim, daha doğrusu bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtiğimizden bu yana diyebilirim, Batı dünyasında, özellikle sermaye çevrelerinde, Türkiye'nin ekonomi yönetimiyle ilgili olarak giderek artan bir güvensizlik var ki biz bunu çok konuştuk; hem Komisyonda konuştuk hem de burada konuştuk. Dolayısıyla, bu sebeple de reasürans şirketleri, artık eskisi gibi Türkiye'de sigorta şirketlerinin üstlendikleri riskleri reasüre etmek istemiyorlar yani gelmiyorlar. Ama, öte yandan, bizim çok büyük projelerimiz var bildiğiniz gibi, bu projeleri yapacak olan şirketlerin sigortalanmaları söz konusu, tabii, o da sigorta şirketlerinin reasüre ihtiyacını ortaya çıkarıyor ve dolayısıyla da bu eksikliği gören Hükûmet, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı böyle bir reasürans şirketi kurulmasına karar veriyor.

Şimdi, arkadaşlar, burada bir problem var esasında ve benim sık sık söylemeye çalıştığım problemin bir ifadesi. Bu madde, esas olarak bu madde, Hükûmetin uygulamakta olduğu ekonomi politikalarının dünya sermaye çevrelerine güven vermemesi sebebiyle, esas itibarıyla başarısızlığın bir tür ifadesi olarak da okunmalıdır çünkü bugüne kadar Batılı reasürans şirketleri gelip de reasüre ediyorlarsa ve bugün itibarıyla etmiyorlarsa, bu meselenin esasında böyle bir kayma olduğunu yani Hükûmete olan güvenin kaymakta olduğunu gösteriyor.

Şimdi, problem nedir? Bence problem şu arkadaşlar, altını defalarca çizmeye çalıştığım şey: İktidar partisi, daha doğrusu iktidar partisi demek de doğru değil, yürütme diyelim isterseniz -yürütme ile sizleri ayırmak zorunda hissediyorum kendimi- yürütme, bir anlamıyla devlete ait olması gereken kurumları kendine ait hâle getiriyor yani hükûmetleştiriyor. Böyle bir laf yok esasında ama ben öneriyorum, devletleştirmiyor ama hükûmetleştiriyor, hükûmetin kontrolüne alıyor.

Arkadaşlar, bu, bence doğru bir adım değil; defalarca uyarmaya çalıştığım, anlatmaya çalıştığım, bu adım, esasında, benim gördüğüm kadarıyla, iktidarın, yürütmenin bir parti devleti hâline dönüşmekte olduğunun işaretlerinden, en açık olanlarından bir tanesi. Bir problem var. O problemi nasıl çözmeye çalışıyor? Kendi uhdesindeki bir bakanlığa bağlı bir reasürans şirketi kurmak üzerinden problemi çözmeye çalışıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Katırcıoğlu.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Arkadaşlar, gerçekten, bu Hükûmetin, bu iktidarın, bu yürütmenin güven vermeyen yanlış politikalarının işaretleri bunlar.

Son bir dakika içinde birkaç şey daha söyleyeyim: Bakın, geçenlerde açıklıyor, bakan açıklıyor, Cumhurbaşkanı açıklıyor ve cari açıkta olumlu gelişmeler olduğu söyleniyor. "Cari açık kapanıyor." deniyor ve sizler de burada "yürütmenin partisi olarak" diyelim, bunu çok önemli bir başarı olarak görüyorsunuz.

Arkadaşlar, cari açığın bu koşullarda azalıyor olması, doğrudan doğruya üretim, ekonomide üretim kesiminde ciddi bir krizin başladığını söylüyor esasında. Ekonomi büyürken cari açığın büyümesi diye bir olayla karşı karşıya değiliz. Burada altını çizeyim -herkesin bildiği bir şey bu- Türkiye ekonomisi esas itibarıyla uyuşturucu bağımlısı bir ekonomidir. Uyuşturucu bağımlısı ekonomi şu demektir: Dövize ve ithalata bağımlı bir ekonomidir.

Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)