GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:46
Tarih:16.01.2019

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; burada, Afet Sigortaları Kanunu'ndaki değişiklikle ilgili, DASK'ın ihtiyaç duyacağı bir anonim şirketin kurulmasına ilişkin bir maddeyle ilgili gelmiş bulunuyorum fakat kısaca hemen şunları söylemek istiyorum: 1999 depreminden sonra, kentlerde toplanma alanları ile afet anında ulaşımı sağlayacak güzergâhlar tespit edilmişti. Örneğin İstanbul'da 470 geçici iskân alanı ve 562 birinci derecede acil ulaşım yolu belirlenmişti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Doğal Afet Komisyonunun 2016 Aralık ayında hazırladığı rapora göre, 470 deprem toplanma alanı 77'ye düşürüldü. Yani, işin esası, özeti budur. Şimdi tablo bu iken, Hükûmet muhteşem bir öneri getirerek, bir anonim şirket kurarak bu sorunu çözmeye çalışıyor. Aslında afetin kendisi, bu Hükûmetin ta kendisidir. Yani, halkımızın, emekçilerin üzerine çöken binalar gibi halkın üzerine çöken bu Hükûmet aslında felaketin ta kendisidir.

Bugün Sincan Cezaevinde bir mahkeme vardı ve bu mahkemede aslında çöken hukukun bir örneğini daha yaşadık. Burada, adalet ve özgürlüğün temsilcisi, zulmün ve faşizmin gözüne bakarak eşitliği, adaleti ve özgürlüğü haykıran bir kadın devrimci ve sosyalist vardı: Figen Yüksekdağ. Figen Yüksekdağ yoldaşımızı buradan selamlıyorum.

Bugün, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve direnen Kürt halkının taleplerini haykırarak ve sözcüsü olarak kürsüye çıktı; yargılanmadı, yargıladı. Ben buradan onun sözleriyle seslenmek istiyorum: "Biz tarafız; Prometheus gibi, Şeyh Bedrettin gibi, Deniz Gezmiş gibi, bu memleketin mücadeleci insanları gibi tarafız, büyük insanlığın tarafındayız. Ateşi de, Prometheus gibi, insanlığı sevdiğimiz için çaldık. Ortada bir suç varsa biz bu suçu işledik. Ateşi çalmak suç değildir. Faşist propagandanın en temel kuralıdır: Bir yalanı bin defa söylerseniz gerçek kılabilirsiniz. Ama bizler, yalanın ve çarpıtmanın hâkim ilke olduğu bu süreçte gerçeği söylemekten çekinmedik, çekinmeyeceğiz."

Kendi rejimlerini kurmak isteyenler, halkın oylarıyla seçilen bizleri hapsettiler. Meclisi işlemez hâle getirerek yeniyi kurmaya girişenler önlerini dahi göremez hâle geldiler.

Evet, Figen Yüksekdağ direnen işçi sınıfının sesidir; Cargill işçilerinin, Flormar işçilerinin, TOKİ işçilerinin, TARİŞ işçilerinin sesidir. Figen Yüksekdağ eşitlik, adalet, özgürlük isteyen tüm demokrasi güçlerinin sesidir; adil, onurlu barış mücadelesi yürüten Kürt halkının sesidir. Figen Yüksekdağ tacize, cinsel istismara karşı mücadele yürüten, cinayetlere karşı mücadele yürüten kadınların sesidir. Figen Yüksekdağ Karadeniz'de, Ege'de "Bu toprak bizim, bu devlet benim." diyen Havva anaların sesidir. Figen Yüksekdağ tam da bu yüzden rehindir, Figen Yüksekdağ ezilenlerin sesi ve temsilcisi olduğu için bugün rehin tutulmaktadır. Figen Yüksekdağ, 70'inci gününde direnen Leyla Güven'in yoldaşı olduğu için rehindir. Ve buradan Figen Yüksekdağ'ı ve direnen tüm yoldaşlarımı bir kez daha selamlıyorum. Onların mücadelesinin temsilcisi olacağımıza bir kez daha buradan söz veriyoruz.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)