GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:46
Tarih:16.01.2019

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye 2006 yılında Avrupa Akreditasyon Birliği ve Uluslararası Laboratuvar Akreditasyon Birliği, 2007 yılında Uluslararası Akreditasyon Kurumu çok taraflı tanıma anlaşmalarını akdetmiştir. Bu anlaşmalarla Türkiye'de Türk Akreditasyon Kurumu dışında hiçbir kurumun akreditasyon faaliyetlerinde bulunmayacağı taahhüt edilmiştir. Bu anlaşmalar akreditasyon yetkisinin kullanımında çok başlılığın önüne geçilmesini amaçlamaktadır. Ancak geçtiğimiz temmuz ayında 4 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle kurulmuş olan Helal Akreditasyon Kurumunu düzenleyen 64'üncü madde kanun teklifine Komisyonda eklenmiştir. Bu maddeye göre Türkiye'de helal uygunluk değerlendirme kuruluşlarını akredite etmek üzere yetkili tek kurum olarak Helal Akreditasyon Kurumu görevlendirilmiştir. Oysa geçtiğimiz günlerde kabul edilen 27'nci maddede Türk Akreditasyon Kurumu bütün uygunluk değerlendirme faaliyetlerini akredite etmek üzere tek yetkili kurum olarak görevlendirilmiştir. Hangi ürünlerin helal uygunluğuna tabi olduğuyla ilgili net bir tanım yapılmadığı sürece bu iki kurum arasında yasal olarak bir yetki paylaşımı sorunu yaşanacaktır. Ayrıca, 64'üncü madde 27'nci maddeye aykırı bir düzenleme olarak gözükmektedir. 27'nci maddede uygunluk akreditasyonu yetkisinin başka kurumlarca kullanılamayacağı belirtilirken, 64'üncü maddeyle yeni bir kurum ortaya çıkartılmakta ve 27'nci maddeye aykırı bir düzenleme yapılmaktadır.

Sayın Ticaret Bakanı 1,8 milyar Müslüman nüfusun gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi alanlarda helal ürün belgelendirilmesine ilişkin talebinin giderek arttığını, bu ihtiyacın giderilmesi için helal akreditasyon kurumunun kurulduğunu belirtmiştir. Gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi alanlar dediğimizde aslında pek çok alanda asıl yetkinin Türk Akreditasyon Kurumundan alınarak Helal Akreditasyon Kurumuna devredileceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Helal akreditasyonu Batılı ülkelerde enstitü, kâr amacı gütmeyen kuruluş veya özel şirketler üstlenmektedir. Müslüman çoğunluğa sahip Mısır'da Standardizasyon ve Kalite Örgütünün, Fas'ta Normalizasyon Enstitüsünün, Birleşik Arap Emirlikleri'nde ise Standardizasyon ve Ölçüm Otoritesinin birimleri tarafından helal sertifikasyon akreditasyonu gerçekleştirilmektedir, Malezya'da da durum benzerdir. Ülkemizde ise zaten şu anda üzerinde görüşmekte olduğumuz 27'nci maddeyle düzenlenmiş ve akreditasyon konusunda tek yetkili olduğu vurgulanan Türk Akreditasyon Kurumu varken aynı torba kanunla Helal Akreditasyon Kurumu da yine helal sertifikasyonun akreditasyonu konusunda tek yetkili kılınmaktadır. Bu düzenlemelerle hem göz göre göre 2 madde arasında çelişki yaratılmakta hem de yeni bir kurumla gereksiz bir bürokrasi oluşturulmaktadır.

Öte yandan, bu iki başlı düzenleme Avrupa Birliği tarafından hazırlanan Ürünlerin Pazara Sunulmasına İlişkin Akreditasyon ve Pazar Gözetimine İlişkin Tüzük'le de çelişmektedir. Tüzük'ün 15'inci maddesinde şu ifade yer almaktadır: "Üye devletler birden fazla ulusal akreditasyon kuruluşuna sahip olmamalıdırlar."

Son olarak, hangi ürünlerin sertifikasyonunun helal akreditasyonuna tabi olacağı da net değildir. Teklif Komisyonda görüşülürken teklif sahibi Sayın Ziya Altunyaldız bu kurumun görev alanının sadece gıda ürünleriyle sınırlı olduğunu belirtmiştir. Ancak Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da bu alana ilişkin herhangi bir tanım bulunmamaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Sezgin.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Dolayısıyla bu hususlara açıklık getirilmediği takdirde 2 kurum arasında yetki çatışması kaçınılmaz olacaktır. Kısacası Türk Akreditasyon Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumunun yapılarının ve hukuki düzenlemelerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda sunmuş olduğumuz değişiklik önergesinde de belirttiğimiz gibi, 64'üncü maddenin tekliften çıkarılması, Helal Akreditasyon Kurumunun Türk Akreditasyon Kurumuna tabi hâle getirilmesi gerekmektedir, bu konudaki gerekçemiz çok açıktır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)