GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:17.01.2019

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Değerli arkadaşlar, bugün size iki buçuk yıllık OHAL kâbusundan bahsetmek istiyorum. İki buçuk yıldır Türkiye OHAL'i yaşıyor. Güya "OHAL bitti." deniliyor, ancak OHAL yine devam ediyor. İsmi gitti ama fiilî olarak cismi devam ediyor. İki buçuk yıl boyunca Türkiye'de yüz binlerce insan işinden atıldı, ihraç edildi, sorgusuz sualsiz ihraç edildi. Altı ay kadar herhangi bir yargısal merciye ulaşamadılar. İdare mahkemelerine gittiler, reddedildiler; Anayasa Mahkemesine gittiler, reddedildiler; AİHM'e gittiler, AİHM de reddetti ve sonunda, altı ay sonunda, Avrupa Konseyi ve AİHM'in uygun bulmasıyla OHAL Komisyonu kuruldu ve oraya gitmek durumunda kaldılar.

Bu komisyon, bu zulmü yapan idarecilerin denetiminde olan bir komisyondur. İdarecilerin istemediği kararları veremiyorlar, yoksa görevden alınırlar. İki yılda 125.600 başvuruyu bitirmeleri gerekiyordu, ancak bunu yapmadılar, şu anda yüzde 40'ını ancak bitirdiler. 50.300 dosyaya baktılar, sadece 3.700 kabul verildi, yüzde 92,7 ret. Yüz binlerce insan kırıma uğratıldı, hayatları maddi ve manevi altüst oldu ve bunlar hukuksuz kriterlerle yapılıyor, Anayasa'ya aykırı kriterlerle yapılıyor. Takipsizlik ve beraat alıyorlar mahkemelerden ancak OHAL Komisyonu bunu hiç takmıyor ve bu kişilere de ret veriyor. Güya sıraya göre bakılacaktı, KHK sırasına göre kararlar verilecekti ancak buna da riayet edilmiyor. Bir 672'den bakılıyor, bir 692'den, çorbaya dönmüş durumda resmen, ne olduğu belli değil; iltimas, torpil, şaibe iddiaları had safhada. Bana gelen bildirimlerde, birçok AK PARTİ'li vekilin, birçok kişiye iltimas yaptırdığını da biliyorum; bunu da çok net de söyleyeyim, isim isim de söylerim burada.

Biz OHAL Komisyonunu geçtiğimiz haftalarda ziyaret ettik ve kendilerine bu hukuksuzluğu da hatırlattık. Anayasa madde 37: "Herhangi bir merci anayasal kurumların üstünde olamaz." Ancak, OHAL Komisyonu tüm kurumların üstünde ve herhangi bir komisyona müracaat edemeyen de binlerce insan var. Mesela, askerî öğrenciler. Okulları kapatıldığı için 38 bin askerî öğrencinin hayatı karartılmış durumda, bunlar OHAL Komisyonuna da gidemiyorlar, ortada kalmış durumdalar. Sırtlarına gencecik yaşta terörist damgası vurulmuş ve hayatları tamamen perişan edilmiş durumda. Yine, kapatılan özel okullardaki 20 bin öğretmenin sırf bu okullarda çalıştıkları için özelde çalışma izinleri elinden alınmış. Hayatta öğretmenlikten başka bir şey bilmeyen bu arkadaşlarımız şu anda açlığa, susuzluğa mahkûm edilmiş, âdeta soykırıma mahkûm edilmiş durumdalar.

Şimdi, biz OHAL Komisyonuna gittik ve oradaki skandalları da net bir şekilde gördük. Yüzlerce dosyayı inceleyerek, tarayarak gittim ve orada komisyona da sundum. Komisyona, bakın, T.C.'si ve ismi farklı, kararın içeriği ve sonucu farklı dosyaları gösterdim, "Bunlar nedir?" dedik. Çok skandal sonuçlar var, cevap veremediler. Banka hesap numarası, hesap bakiyesi gibi gösterilen sonuçlar var, "Bunlar nedir?" dedik, cevap veremediler. 142 lira hesapta parası varmış Bank Asyada, bir yıl içinde 145 lira olmuş yani bir yıl içinde 2,5 lira artış olmuş, bundan dolayı ihraç edilmiş; adli ve idari soruşturma geçirmiş, KHK'yle ihraç edilmiş, iki buçuk yıldır mağdur bu insan ve bu insan hakkında hâlâ bir karar yok. Veyahut da TMSF'ye devrinden sonra, Bank Asyaya icra için 100 lira para yatırmış, bu insan OHAL Komisyonundan ret almış, bir de terör örgütüne yardımdan iki yıl bir ay da ceza almış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Gergerlioğlu.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Ya, icra borcunu ödemiş bu insan, adli ve idari olarak hukuksuz bir şekilde mahkûm edilmiş.

Değerli arkadaşlar, böyle bir sürü örnek var. 2004-2008 arasında, kapatılan okullarda öğretmenlik yapmış, bundan dolayı ihraç gerekçesi var. Yine, barış akademisyenleri... Sadece ve sadece "Biz bu suça ortak olmayacağız." denmiş, iki buçuk yıldır hayatları karartılmış. KESK'e bağlı 4.500 öğretmen var, tek suçları bir sendikal eyleme katılmak ve orada bir günlük bir grev yapmak ve 4.500 insan ihraç edilmiş. İki buçuk yıldır hiçbir hareket yok. 4.500 kişiden ancak 150 kişinin sonucu açıklanmış. Ne olacağını bilmeden bekliyorlar. OHAL Komisyonu bana -bu sonuçları gösterdiğim zaman cevap veremeyince- dedi ki: "Ömer Bey, seni ikinci defa çağıracağız." Gerçekten cevap veremediler. Yirmi iki gündür bekliyorum, beni çağırmıyorlar. Biliyorum ki verecek cevapları yok çünkü ben yüzlerce dosyayı tarayarak tek tek kendilerine bunu sundum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Gergerlioğlu lütfen, bitirin artık.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum ancak şunu söylüyorum: OHAL Komisyonu lağvedilmelidir, insanların hukuka ulaşmasının önüne geçen OHAL Komisyonu lağvedilmelidir, tam bir skandal sonuçtur.

Bakın, bugün, altı aydır üzerinde çalıştığımız 3.776 kişiyle hazırladığımız bir OHAL raporu var. Pazartesi günü de -600 vekili de çağırdım- İstanbul'da bir basın toplantısı yapacağız. 990 sayfalık bir rapor hazırladık. Buradaki içeriğe baktığınız zaman insanların hayatlarının mahvedildiğini görüyorsunuz. Buna bir dur demek zorundayız. Bunu yapan OHAL Komisyonunun kapatılması gerekiyor. A'dan z'ye anayasal ihlalleri yapıyor ve anayasal suç işliyor arkadaşlar. İki buçuk yıldır insanların yargının önüne çıkmasını engelleyen bir kurum bu ve kesinlikle anayasal suç işliyor. Bu kişiler yarın öbür gün yargılanmayacaklarını mı düşünüyorlar? Yüz binlerce insanın kaderiyle oynuyorlar. Böyle bir keyfîlik olamaz değerli arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Gelin bana, inanın ki bakın, odamda yüzlerce dosya var, size tüm bunları ispatlarıyla açıklarım. Pazartesi de -buyurun, gelin- Taxim Hill Otel'de, saat 11.00'de 990 sayfalık raporumuzun özetini anlatmaya çalışacağız, hepsini belgelerle göstereceğim. Ben, söylediğim her şeyi belgelerim değerli arkadaşlar. Buyurun gelin, hepsini beraber konuşalım.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Gergerlioğlu.