GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:17.01.2019

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 40 sıra sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun Komisyonda görüşüldü hem sektör temsilcileri hem de Komisyondaki, partimizin ve Hükûmetin parti temsilcileri tarafından, özellikle muhalefetin de mutabık kaldığı bir şekilde, kanunlaşmak üzere Meclise gönderildi.

Şimdi, tabii ki, sinemanın, beyaz perdenin, beyaz ekranın toplum üzerinde, turizm üzerinde, eğitim üzerinde, kültür üzerinde önemi azımsanmayacak kadar çoktur, zaten gelişmiş ülkelerde de bizler bunu görüyor ve gözlemliyoruz. Yalnız, doğup büyüdüğüm, gerçekten de Nuh'un Gemisi'nin ilk karaya oturduğu Ağrı Dağı'yla ve 3 ülkeyle sınır olan serhat ilimiz Iğdır hakkında -bu kaç defadır, ha bire gündeme geliyor- özellikle seçim güvenliğiyle ilgili ve 31 Martta yapılacak olan seçimlerle ilgili -kaç defadır gündeme geliyor- bir Iğdırlı olarak, bir Iğdır Milletvekili olarak bu verilen süre içerisinde bundan biraz bahsetmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, biz burada, Gazi Meclisin çatısı altında Sinema Kanunu'nu konuşurken bir yerde bir film çevrilmeye çalışılıyor. Emin olun, kaç seçimdir Iğdır'da seçmen olarak da ve aynı zamanda, kamuda çalıştığım dönem içerisinde sandık görevlisi olarak da görev yaptım. 24 Haziran seçimlerindeyse bir siyasi kimlikle seçim bölgesindeydik. Özellikle 2009 itibarıyla Iğdır'da seçimlerin nasıl yapıldığını çok yakından gözlemledik. Şimdi, burada, 200-300 güvenlik görevlisinin, o bölgede sandık güvenliğini sağlayacak diye, bulunduğu yerde oy kullanacağı defaatle dile getiriliyor ama bir realite var -biz, burada film çevirmiyoruz- benim bulunduğum ile, 2009 itibarıyla, Hakkâri'den, Muş'tan, Doğubeyazıt'tan 6-7 bin seçmen taşındı. Sandıkların güvenliği zafiyete uğratıldı. Sandık görevlisi hamile bayan öğretmen dövülüp sandığı terk etmek zorunda bırakıldı.

Sandıklar üzerinde kurulan tahakküm, emin olun, kampanya süresi içerisinde seçmenler üzerinde de kuruluyor. Yeri geliyor, seçim öncesinde seçmenlerin evlerine tek tek girilerek tehditlerde bulunuluyor. Demokrasi bu mudur? Demokrasi sandık görevlisinin dövülüp sandıktan uzaklaştırılması mıdır? Demokrasi, ucu farklı yerlerde olan, o bölgenin halkının gerçekten iradesinin yansıtılamayacağı bir şekilde o bölge halkının tehdit edilmesi midir? Demokrasi, yerel yönetimleri aldıktan sonra hendek kazmak mıdır, bomba döşemek midir? Eğer demokrasi buysa, bu, gerçekten bir filmdir. Devletin tüm gücüyle demokratik şartlarda seçim yapma zorunluluğu vardır; bu, Anayasa'nın gereğidir. Halkın iradesinin gerçekten gönül rahatlığıyla sandığa yansıma zorunluluğu vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin Sayın Karadağ.

YAŞAR KARADAĞ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Doğuda, güneydoğuda bunlar yaşanırken, sandık güvenliği biraz artırıldı diye sandıkları kilitleyeceğim, 300 seçmenin olduğu yerde 300 tane oyu bir partiye zorla tahakküm altına alıp kullandıracağım, sonra da bunun adı demokrasi olacak. Emin olun, bu değil ve bundan sonra da Türkiye Cumhuriyeti devletinin Iğdır'ından Hakkâri'sine, Edirne'sinden Çanakkale'sine her yerinde, Allah'ın izniyle, vatandaşın hür iradesiyle -silahların gölgesinde değil, tehditlerin gölgesinde değil, hür iradesiyle- demokratik hakkını kullanacağından eminim ve sonuna kadar da onun mücadelesini vereceğiz.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Karadağ.