GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:49
Tarih:06.02.2019

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın üyeler, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu önergeyi vermemizin bir sebebi var ve sebebi çok karışık bir sebep de değil. Türkiye'de, bir çevre, ekonomide işlerin iyi gittiğine dair bir kanaati sürekli vurguluyor, her şeyin kontrol altında olduğuna dair bir kanaati sürekli olarak televizyonlarda topluma zerk ediyor. Fakat öte yandan hepimiz biliyoruz ve görüyoruz ki ekonomide işler o kadar iyiye gitmiyor. En azından toplumun bir kesiminin de işlerin iyi gitmediğine dair bir kanaati var ve bu kanaat esas itibarıyla birinci görüşle ilintili olarak da kafa karışıklığına sebep olan bir durum yaratıyor.

Şimdi, arkadaşlar, bu sebeple biz bu önergeyi verdik. "Gerçekten Türkiye'de ekonomide ne oluyor, gerçekten iktidarın söylediği gibi işler iyiye mi gidiyor yoksa işler kötüye mi gidiyor, eğer iyiye gidiyorsa sevinelim ama kötüye gidiyorsa ne gibi tedbirler alalım?" diye sorular var ve bu soruların cevabını bulmamız gerekiyor. Dolayısıyla da biz, Meclisin böyle bir misyonu olduğu kanaatiyle bu önergeyi tekrar gündeme getirdik; "tekrar" diyorum çünkü daha önce de buna benzer bir önergeyi gündeme getirmiştik.

Değerli arkadaşlar, enflasyon rakamları başta olmak üzere son zamanlarda ekonomiden gelen veriler, esasında işlerin iyi gitmediğine dair işaretler olarak ortaya çıkıyor. Son olarak Kadir Has Üniversitesinin yaptığı bir araştırmada "Son bir yılda ekonomide işleriniz iyiye gitti mi?" diye bir sorunun cevabı olarak yüzde 57,1 kötüye gittiğini söylüyor, yüzde 29 civarında da iyiye gittiğini söylüyor veya -yanılmıyorsam öyleydi- çok bir değişiklik olmadığını söylüyorlar.

Şimdi, arkadaşlar, ben, geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanının iktidarın başı olarak grupta yaptığı konuşmada ifade ettiği bu iyimserlik havasının gerçekçi olmadığını ve üstelik de Sayın Cumhurbaşkanının esasında gerçekleri de tam olarak açıklamadığını iddia edeceğim ve o sebeple de işlerin iyi gitmediğine dair kuşkularımızın gerçekçi kuşkular olduğunu sizlere anlatmaya çalışacağım.

Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı -bir kere birinci olarak şunu söyleyeyim, daha önce de söylediğim bir şeydir bu- diyor ki: "Biz iktidara geldiğimizde millî geliri 3.500 dolardan aldık, 11 bin dolara çıkardık." Şimdi, arkadaşlar, bu rakamlar doğru yani hangi tablodan -IMF, Dünya Bankası- bakarsanız bakın doğru ifadeler fakat bu ifadede eksik olan şey, aynı dönemde diğer başka ülkelerin de ne yaptığıdır. Şimdi, böyle baktığımızda, arkadaşlar, ben size şunu söyleyeyim: Arjantin, Brezilya, Rusya, Romanya, hatta Sırbistan -kabaca çıkardığım rakamlar bunlar- 2002'de bizim kişi başına millî gelirimizin altında bir değerde iken -veya "eşit" diyelim isterseniz- 2018'de millî gelir rakamları bizim millî gelir rakamımızdan çok yukarıda. Örneğin Arjantin'de 2018'de kişi başına millî gelir 14 bin dolar. Bizim ne olduğuna baktığımızda, özellikle ülkemize misafir olarak gelmiş olan Suriyeli mültecilerin de varlığını dikkate alırsak bu rakamın esasında 9 bin dolar civarında olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla da bu yanıltmayı Sayın Cumhurbaşkanı çok sıkça yapıyor ama bu doğru değil, gerçeği ifade etmiyor.

Bunun dışında, yine aynı konuşmada şöyle diyor: "Satın alma paritesine göre bakalım, Türkiye dünyada 13'üncü sırada ve inşallah önümüzdeki yıl da 12'nci sıraya gelecek." Biz de temenni ederiz ama arkadaşlar, gerçekten, ben IMF'nin rakamlarına baktığımda evet, 13'üncü sıradayız biz fakat satın alma paritesine göre millî geliri kişi başına yaptığınız zaman geldiğiniz rakam nedir biliyor musunuz arkadaşlar? Dünyada 76'ncı sıradayız. Zaten Türk lirasıyla da hesapladığımızda 68'inci sırdaydık, şimdi de yani satın alma paritesine göre yine bize benzeyen birçok ülkenin çok daha altında olduğumuzu görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika daha...

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Milletvekili.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Dolayısıyla da arkadaşlar, bunlar yanıltıcı ifadelerdir, yanıltıcı bilgilerdir ve maalesef, Sayın Cumhurbaşkanı bunu çok sıkça yapıyor. Bu, yanıltıcıdır. Türkiye, evet, 3.900 dolardan 10 bin dolarlara gelmiştir, doğrudur ama biz bu süreyi yaşarken başka ülkeler, bize benzeyen ülkeler de en azından bizim kadar veya bizden daha hızlı koşmuşlardır. Dolayısıyla, burada, anormal, büyük bir başarı hikâyesi yatmıyor arkadaşlar, lütfen bunu dikkate almanızı tavsiye ederim.

Tabii, yine çok kısa bir süre bu ama onun ötesinde iki şey söyleyeyim: Bunlardan bir tanesi, enflasyon oranları özellikle gıdada yüzde 30'lar civarında arkadaşlar; bu, reel enflasyona işaret ediyor. Hükûmetin yayınladığı yüzde 20,3 civarındadır ama esas itibarıyla reel enflasyon oranını gıda enflasyonundan çıkarmamız lazımdır. Dolayısıyla, benim gördüğüm kadarıyla, Türkiye ekonomisi, fiyatlara ne kadar ayar çekerseniz çekin düzelecek bir noktada değil arkadaşlar. Bunu, bugün söylüyoruz burada, ben bundan önce de söyledim, yarın da söyleyeceğim muhtemelen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Hepimiz buradayız nasıl olsa ve bunları tekrar konuşacağız. Yanlış yapılmaktadır, yanlışın ana sebebi de -altını çizerek tekrar edecek olursam- şu anda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denilen sistem ekonomideki -siyaseti bırakıyorum- bütün kararların da merkezileşmesi yolunu açmıştır ve merkezileşen kararların olduğu bir ülke ekonomisinin sağlıklı gelişme şansı yoktur arkadaşlar. O sebeple de, lütfen, özellikle birinci partideki arkadaşların bu gerçeği görmeleri ve Türkiye'nin daha kötü günlere doğru gittiğinin bilinciyle bir müdahalede bulunmaları lazım geldiğini düşünüyorum. Açıkçası, bu müdahale de bu oyunu nasıl oynamak istiyorsanız bunu açık ve seçik bir şekilde ifade edin. Serbest piyasaysa serbest piyasa, devletçi bir ekonomi yapmak istiyorsanız devletçi bir ekonomi ama böyle iki arada bir derede 31 Marta kadar medya manipülasyonlarıyla gerçekten bir şey olmayacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)