| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 12.02.2019 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 41 sıra sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin 13'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum dedim ama bu sözü usulen söyledim çünkü böyle bir yöntem yok. Torba kanunu görüştüğünüz zaman herhangi bir madde üzerine söz alamıyorsunuz ancak usulen madde üzerine bir değişiklik önergesi verirseniz söz alabiliyorsunuz. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi, esasen, bir torba kanunu hukuka uygun ve ayrıntılı bir şekilde tartışamıyor bile. Sözde, usulen önergeler vererek madde üzerine önergelerimizi veya görüşlerimizi sunabiliyoruz.
Şimdi, 13'üncü maddede getirilen şey esasen şu, milletvekili arkadaşımız da söyledi: Altı ay içerisinde ruhsat bedellerini ödemezseniz eğer, ruhsatlarınız iptal edilecek. Bakın, Maden Mühendisleri Odası buna çok açık karşı çıktı fakat bu karşı çıkışları ne komisyon dinledi... Umarız, bugün Genel Kurul dinler.
Şimdi, bu kanunun yapılmasının görünen bir tek amacı vardır yani alandakiler, bu işi yapanlar bunu doğru bulmuyorlarsa ve komisyon altı ay içerisinde illa bu ruhsatlar için para istiyorsa bir amacı vardır: Bu Hükûmetin acilen paraya ihtiyacı var. Pek çok maden arama şirketi altı ay içerisinde bu parayı vermek zorunda kalacak. Hükûmet bir kaynak yaratmaya çalışıyor.
Ben, esasen, teklifin 13'üncü maddesiyle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Teklifin 13'üncü maddesinde bir önerge vardı. "Maden Genel Müdürlüğü ile Petrol Genel Müdürlüğü birleştirildi, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü oldu. Ayrıca, Bakanlığın merkez teşkilatına bağlı olmaktan çıkarıldı, şimdi ilgili bir kuruluş oldu, bütçesi de özelleştirildi. Biz bu birleştirmeye uygun olarak bir teknik değişiklik yapıyoruz." diyorlardı. Ne diyorlar? "Maden Kanunu uyarınca verilen idari para cezalarının iptali için sulh ceza hâkimliklerine başvuracaksınız, Petrol Kanunu uyarınca verilen idari para cezalarının iptali için ise idare mahkemelerinde iptali istemiyle dava açacaksınız. Bunu yeknesak hâle getirmek için kanunu değiştirelim, her ikisinin de iptali için idare mahkemesinde dava açılsın."
Şimdi, sorun şu, daha önce de söyledim: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığının mevzuat daire başkanlığı değildir. Cumhurbaşkanlığı iki tane genel müdürlüğü bir araya getirip tek bir genel müdürlük yaptıktan sonra biz bu genel müdürlüğün ihtiyaçları doğrultusunda kanun yapmak zorunda değiliz. Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi bir yeknesaklık yaratmak istiyorsa bunun çözümü belli. Bir trafik idari para cezası için gidiyorsunuz sulh ceza hâkimliğine, bilmem ne için idare mahkemesine... Bunu bir bütün olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çözebilir, bunun tamamı için idare mahkemelerine dava açılması biçiminde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir çözüm bulabileceğini düşünüyorum. Bundan sonra Cumhurbaşkanlığının her genel müdürlüğü birleştirip her genel müdürlüğü ayırdığında biz kanun yapmak zorunda kalmayız.
Şimdi bu kürsüden birkaç konudan daha söz etmek istiyorum, sürem çok kısa ama. Sevgili grup başkan vekilim öğleden sonra bir açıklama yaptı. Biz gerçekten her gün, her gün ve her saat bu Hükûmetin antidemokratik uygulamalarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bakın, 50 milletvekili dün İstanbul'da Taksim'den Galatasaray Lisesinin önüne yürüyemedik. 50 milletvekilinin etrafı, barışçıl bir gösteri yürüyüşü için -bir gösteri yürüyüşü bile değil aslında, sadece Taksim Meydanı'nda birleştiğimiz için, bir otelde bir araya geldik, Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklaması yapacaktık- polislerle, panzerlerle, çevik kuvvetle sarıldı. Tek muhatabımız polismiş gibi "Sizi yürütemeyiz." dediler. Neden? Çünkü İçişleri Bakanı mı olduğu, mahalle kabadayısı mı olduğu belli olmayan bir bakanın emri var. (HDP sıralarından alkışlar) "Eğer yürütürsem adam değilim." diyor. Bakın, bu dilin eril bir dil olması bir yana, bunu hiç kimsenin kabul etmemesi gerekir, doğru veya haklılık erkeklik veya adamlıkla olmaz. Bu eril dili parti olarak reddediyoruz. Bu mahalle kabadayısı dilini açıkça reddediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlayacağım.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bunu emir telakki eden her valilik, her emniyet müdürlüğü, her polis memuru milletvekilinin karşısına inanılmaz bir güçle çıkıyor. Siz Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi milletvekillerini değersizleştirirseniz, saygınlığına gölge düşürürseniz emin olun, bu kürsüler hiç kimse için ilelebet oturulacak kürsüler değil, yarın öbür gün bir başka iktidar geldiğinde partiden arkadaşlarınıza zerre kadar saygı duymazlar, bugün yaptıklarınızdan daha fazlasını, bu saygısızlığı size gösterirler.
Son bir şey daha söyleyeceğim Sayın Başkan. Bakın, bugün grup toplantımıza katılmayı engellemek için -yine, grup başkan vekilim söyledi- İstanbul'dan gelen, Mersin'den gelen arkadaşlarımızın yolunu kapattılar sudan bahanelerle, altı saat beklettiler, altı saat, Kazan gişelerde. 50 yaşında, 60 yaşında, 70 yaşında, 80 yaşında ihtiyar teyzeler, amcalar, nineler. Sadece Türkiye Büyük Millet Meclisine gelip Genel Kurul toplantısını dinleyeceklerdi, engellediler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Sayın Başkan, çok önemli, hemen bitiriyorum.
Biz, izin verilmediği için kendi araçlarımızla onları almaya gittik. Bakın, ben bir milletvekili olarak kendi aracımla Kazan gişelere gittim çünkü engellemek istiyorlar. 5 yaşlı insanı arabama bindirdim. Altı saattir her türlü GBT'yi yaptılar, orada kimin olduğunu biliyorlardı. Arabamla çıktım, Eryaman kavşağında Çevik Kuvvet polisleriyle, Özel Harekât polisleriyle önümü kestiler. Bugün oldu, Ankara'da oldu. Etrafımı sardılar, bütün yolu kapattılar. Arabayı açmak istediler, içerideki herkesin kimliğini istediler "Arabadan indireceksiniz." dediler. İşte, AKP iktidarının bir milletvekiline gösterdiği saygı budur. Bir gün bir başkası hükûmet olacak, o hükûmet olduğunda bugün nasıl davranıyorsanız umarım kat kat fazlasıyla size böyle davranırlar. Eğer iyi yaptığınızı düşünüyorsanız gelecek hükûmet sizden kat kat iyi davranacaktır. Ben kötü olduğunu düşünüyorum, beddua etmek istemem ama fazlasını hak ediyorsunuz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)