GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:12.02.2019

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 41 sıra sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 16'ncı maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlarım.

Söz konusu teklifle, tamı tamına 9 kanunda ve 1 kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılmak istenmektedir. Bu kanunlardan bir tanesi teklifin başlığından da anlaşılacağı üzere Maden Kanunu.

Değerli milletvekilleri, ben 301 madencimizi kaybettiğimiz Soma maden faciasının yaşandığı Manisa'nın milletvekiliyim. O acı dolu günlere şahitlik ettim. O gece evladına, eşine, babasına kavuşma umuduyla bekleyen binlerce eş, ana baba, evlatla birlikte hastane avlusundaydım. Acıyı gözlerimle gördüm. Literatüre "En kolay önlenebilecek kaza." diye geçen Soma maden faciasından hemen sonra Meclis bir araştırma komisyonu kurdu ve bir rapor hazırladı. Asıl sorumluları gizleme, karartma telaşıyla yapılmış olan raporun Sorunlar ve Tespitler Tablosu'nu incelediğimiz zaman 2 temel olgu, 2 önemli başlıkla karşı karşıya geliyoruz. Bunlardan birincisi redevans ve hizmet alımı uygulamasından kaynaklanan sorunlar, diğeri ise madencilik sektöründe bütüncül, bilimsel ve teknik yaklaşım sorunu, havza yönetimi. Raporda redevansın mevzuat açısından uygun olmadığından ve hizmet alımı mevzuatının ise uygulamadan kaynaklanan aksaklıkları kapatmaktan uzak olduğundan bahsediliyor.

Ayrıca, mevcut kaynakların heba olmaması, verimli ve güvenli bir şekilde çalışmak, üretim yapmak için havza madenciliğinin ülkemizde uygulanması gerektiği önemle vurgulanıyor. Oysa tartışmakta olduğumuz bu metin kanunlaşırsa raporda belirtilenin yani 301 kişinin hayatına mal olan Soma maden faciası sonrasında Meclis Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporda belirtilenin tam tersi yapılmış olacaktır yani havza madenciliği ilkelerine aykırı olarak küçük ruhsatlar oluşturulacaktır. Bu düzenlemeyle kamu kurum ve kuruluşları iş kazalarından kaynaklanan yükümlülüklerinden kurtulacak, işçilerimiz kaderiyle baş başa bırakılacaktır. Bu metinde redevansla verilen alanların denetlenemeyeceği, bu sahalarda iş kazası olacağı öngörülmüştür ancak bunun sonuçlarından kamu kuruluşlarının etkilenmemesi amaçlanmaktadır.

Ayrıca, ruhsat sahibi olunması nedeniyle bu haktan yararlanılarak imzalanan redevans sözleşmesi ve bu sözleşmenin süresi esas alınarak yapılacak süreli ruhsat devri hukuki açıdan sorunlu ve tartışmalıdır.

Redevans sistemindeki bu ısrar kaçak madencilik faaliyetlerini artıracaktır. İş sağlığını, güvenliğini ikinci plana itecek, verimliliği azaltacak, üretim zorlamasını artıracaktır, şimdiden öngördüğümüz iş kazalarında işçilerimizi ve ailelerini çaresiz bırakacaktır.

Madencilikte ulusal kaynaklarımızın uluslararası norm ve standartlara göre araştırılması, ileri teknoloji kullanılarak çevreye duyarlı şekilde işçi sağlığı ve güvenliği gözetilerek işletilmesiyle ilgili düzenlemeleri yapmamız gerekirken, bugün yaptığımız şey mevcudu idare etmektir, durumu kurtarmaktır. Redevans sisteminin hatalı olduğu, sakıncalı olduğu kuşku bırakmayacak şekilde açık olmasına rağmen, üstelik bu sistem nedeniyle yaşadığımız onca acıya rağmen bu sakat sistemin ısrarı nedir, gerçekten nedir? Yani yeteri kadar ders almadık mı? Soma'ya baktığımızda, Meclis raporlarında gizlenen bir siyaset-sermaye-sendika çarkı vardı, tek dert o çarkın her şeye rağmen dönmesi mi?

Kanun teklifinin tamamına baktığımız zaman ise bol bol ceza görüyoruz, ihalelerde keyfîliğe, hukuksuzluğa, adaletsizliğe neden olacak uygulamalar görüyoruz, ruhsat harçlarının ve cezalarının artırıldığını, ruhsat iptallerinin kolaylaştığını, ruhsat güvencesinin ortadan kalkabileceğini görüyoruz, enerji arzına insan sağlığından daha fazla önem verildiğini ve kamunun, devletin kömür madenciliğinden elini ayağını çektiğini görüyoruz, önemli sonuçlar doğuracak değişiklerin yapıldığını, bu değişikliklerin her zaman olduğu gibi aceleyle yapıldığını görüyoruz. Bu kanun teklifiyle madencilik öngörülemeyen bir sektör hâline gelecek, zaten sıkıntılı olan mevcut durum daha da kötüleşecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)