| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 14.02.2019 |
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP iktidara geldiğinden beri Maden Kanunu 14 kere değiştirildi, 14 değişiklik de rant için yapıldı. İşçilerin çalışma şartlarını iyileştirmek, ulusal servetimiz madenleri verimli kullanmak için değil, uluslararası baronları beslemek, yandaşları zenginleştirmek için yapıldı. Biz 15'incisini tartışıyoruz. Her değişiklikle yeni çevre felaketlerine yol açıldı. Nerede bir orman varsa içinde habis bir kanser gibi büyüyen maden ocağı görür olduk.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'miz için taşı toprağı altın derler ya bereketli ülkemizin yer üstü madeni de tarımdır. Ancak ne şanssızız ki tarihin en beceriksiz yönetimi iktidarda. İşçisini, çiftçisini, köylüsünü değil yandaşını, uluslararası baronları düşünen, her meslek grubunu kendine düşman edinmiş bir yönetim var. Zamanında çiftçiye "Ananı da al git." diyenler domates, biber, patlıcan ve soğanı düşman ilan ettiler. Tarımsal ürünlerin fiyatı artıyormuş. Neymiş efendim: "Uluslararası komplo varmış." Halkı kandırmaya çalışmaktan vazgeçin. Sizin yönetiminizde bu ülkede açlıktan ölen civcivleri gördük, fiyatı arttı diye marketlerde satılmayan patlıcan gördük. Gıda enflasyonunu, tanzim satışları niye yapıyorsunuz, herkes bilsin. 170 halin 135'ini kapatmak istiyorsunuz. 35 tane halle kendi gıda ağınızı yaratıp çiftçiyi de, tüketiciyi de kendi tekelinizde ezmek istiyorsunuz. Bütün bu çıkardığınız tantana, gıda fiyatlarındaki artışın faturasını çiftçiye, komisyoncuya, halciye, pazarcıya çıkarmak için. Kendi yandaşınızı tekel yapıp çiftçiyi üretimden koparmak dışında bir amacınız yok. Bakın, diğer halleri kapatıp Mersin'de bir tane hal kursanız olacağı söyleyeyim: Anamur'da muz, çilek yetiştiren; Aydıncık'ta patlıcan, salatalık yetiştiren çiftçi ürününü getirmek için dört saat yol tepecek. Ürünün maliyeti kadar nakliye parası ödeyince fiyatlar daha da yükselecek. Anamur'daki pazarcı ürününü nereden alacak? Mersin'den. 2 kere nakliye parası ödenecek ama fiyatlar ucuzlayacak öyle mi? Tarımda en büyük maliyetlerden biri taşıma arkadaşlar, birbirimizi kandırmayalım. Şimdi, fiyat artışlarından çiftçi, komisyoncu mu sorumlu, yoksa beceriksiz AKP yönetimi mi?
Girdi maliyetlerine bakalım. 2017'de 72 lira elektrik faturası ödeyen çiftçi 2018 sonunda 126 lira öder oldu. 480 lira sulama parası ödeyen Erdemlili çiftçi 1.100 lira ödemek zorunda. Mazot, ilaç, gübre, naylon, hepsi aşırı pahalı. Çiftçi her girdi için ayrı ayrı KDV, ÖTV ödedi, yetmedi; tarımsal destek diye verdiğiniz üç kuruşa su faturasının, elektrik faturasının vadesi geldi diye çiftçi daha görmeden el koydunuz. Arkadaşlar, elimizin altında devasa bir yapı var, Tarım Kredi Kooperatifleri ama AKP yönetimi bu devasa yapıyı kâr amacıyla çalışan bir işletme gibi kullanıyor. Kooperatif, gübre, ilaç, sera örtüsünü kendi üretse, üyelerine kârsız verse hem girdi maliyetleri düşer hem piyasa dengelenir. Şimdi seçimlere kadar tanzim satış yaparak fiyatları baskılıyorsunuz, yine çiftçiyi mağdur ediyorsunuz. "AKP demek, kuyruk demek." dediğimiz için Mahir Ünal televizyona çıkmış "Onlar kendisine baksın." diyor. Biz kendimizi gayet iyi biliyoruz. Sayın Ünal, kendini bilmeyen sizsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi, haşhaş eken çiftçisine namert eli değmesin diye Amerika'ya kafa tuttuğu için ambargo uygulandı; yine de geri adım atmadık, çiftçimizi savunduk. Cumhuriyet Halk Partisi, Kıbrıs'ta soydaşlarımızın katledilmesine göz yummadı, dünyayı karşısına alarak soydaşlarımıza özgürce yaşayacakları bir ülke armağan etti. Cumhuriyet Halk Partisi uluslararası baronlara ve yerli iş birlikçilere direndiği için ambargo yedi. Sizin Süleyman Şah Türbesi'nde yaptığınız gibi kuyruğu iki bacağın arasına sıkıştırıp kaçmadığımız için ambargo yedik.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Çok ayıp bir cümle, çok ayıp.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Çok ayıp.
Sayın Başkan, böyle üslup mu olur ya? Temiz dile davet eder misiniz Sayın Başkan.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Yine de yerli üreticiyi ezdirmedik. Yine de millet için çalışmaktan geri durmadık. Atalarımızın kanıyla alınan, köylülerimizin teriyle sulanan bir karış toprağımızı terk etmedik. Kendi çiftçimizin hakkı olan 94 milyar doları ithalat diye uluslararası baronlara yedirmedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Üslup... İşte ondan oy alamıyorlar Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
Nezih bir dille...
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Mercimeği, nohudu, bezelyeyi kısaca Anadolu'nun geleneksel protein deposunu, buğdayı, samanı ithal etmedik. Arpayı kendimiz üretmezsek nasıl ucuza et üreteceğiz, nasıl ucuza süt üreteceğiz?
Şimdi kalkmış, kamu kaynaklarını savurganca harcıyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partili İzmir Büyükşehir Belediyesinin "Dar gelirli vatandaş ucuza yesin, çiftçi de piyasa şartlarında ezilmesin." diye kurduğu tanzim satışa döndünüz. "Devlet don, atlet mi üretip satar; devlet manavlık, kasaplık mı yapar?" diye hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyan TANSAŞ'ı çıkarcı sermayeye peşkeş çektiniz. 2005'te çıkardığınız yasayla belediyelerin tanzim satış kurmasını yasakladınız. Enflasyonun da, kuyrukların da tek sebebi sizsiniz. Düzelmez böyle arkadaşlar, düzelmez. Siz ve beceriksizliğiniz yönetimde olduğu sürece ne çiftçinin yüzü gülecek ne tüketicinin.
Üreten, güçlü ve mutlu Türkiye'yi ancak "Martın sonu bahar." diyenler kuracak.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)