| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 28.11.2012 |
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, pamuk sağladığı katma değer, yaptığı ihracat, istihdam ettiği nüfusla ülkenin lokomotif sektörü tekstil ve konfeksiyon sanayisinin ham maddesidir. Tekstilden yağ üretimine, barut ve film malzemesinden biyodizel üretimine yaklaşık elli çeşit sanayi ürününde kullanılmasının yanı sıra, ayrıca küspesi ve proteini yüksek bir hayvan yemi olarak da hayvancılıkta önemli bir girdi olarak kullanılmaktadır.
Pamuk bitkisi bu kadar geniş kullanım alanına sahip olması nedeniyle stratejik öneme de sahip bir tarımsal ürünümüzdür.
Ekonomimiz için bu denli önemli olan pamukta, ülkemiz dünya pamuk üretimi ve ticaretinde sahip olduğu konumu kaybetme noktasına maalesef AKP İktidarı sayesinde gelmiştir. Dünyada pamuk tarımı için ekolojik açıdan şanslı coğrafyaya sahip olan ülkelerden birisiyiz. Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle pamuk tarımı bitme noktasına getirilmiştir.
Pamuk çiftçisinin boğuşmak zorunda kaldığı en önemli sorunların başında üretim maliyetlerinin yüksekliği de yer almaktadır. Türkiye'de pamuk verimi dünya ortalamasının üzerinde olmasına rağmen girdi fiyatları, tarıma yönelik mal ve hizmetlere uygulanan vergi oranları üretici için önemli bir maliyet unsurudur.
Değerli arkadaşlar, hem bir pamuk üreticisi olarak, çiftçi olarak size hitap ediyorum hem de tarım satış kooperatifi birliklerinde -yirmi üç sene gibi- ÇUKOBİRLİK'te hizmet verdim. Ama, maalesef, pamuğu bitirme noktasında birliklerin yanlış kullanılması, birliklerin âdeta iktidarların çiftliğiymiş gibi bir pencereden bakışı olan iktidarlar maalesef bitirdiler. Bugün, ÇUKOBİRLİK'te devasa bir iplik fabrikası, yağ fabrikası, yem fabrikası var; hatta hatta Türkiye'de dokuma ve iplik sanayisinde görmeye değer tesisleri var ama bütün iktidarlar -her iktidar için söylüyorum. Orada çalıştığım için bizzat uygulamaları gördüm- her iktidar, kendine dönük, gerek işverenler çerçevesinde gerekse ekonomik olanakları tarumar etmekten âdeta kaçınmamışlardır. Dolayısıyla, başta ÇUKOBİRLİK, TARİŞ, ANTBİRLİK, FİSKOBİRLİK gibi Türkiye'de yanlış yönetilen birlikler bitme noktasına gelmiştir. Oysa, biz, sene 2000'de kütlü pamuğu 1.150 liradan alıyorduk. Bugün, on iki yıl geçmesine rağmen, bu birliklerin çıkar ilişkileri sayesinde, girdiler 100 kat yükselmesine rağmen pamuk üreticisi yani beyaz altın üreticisi bunu, 1.000 lira veyahut da 980 liraya, hatta bir benek diye tabir ettiğimiz kütlü pamuk fiyatı 750 liraya kadar düşürülmüştür. Dolayısıyla, çiftçinin, pamuk üreticisinin durumu ortadır.
Tabiî ki, burada takdir etmekte fayda var. Takdir ediyoruz, on iki senedir, 2002'den bugüne kadar on senedir iktidarsınız pamuk üreticisini de bitirdiniz. Sizi tekrar tebrik ediyoruz, yazıklar olsun! Bu ülkeye böyle mi bakacaksınız?
Şimdi, Ziraat Odaları verilerine bakarsak, 2011 yılı içinde ortalama maliyet, kilogram başına 1,65 lira civarında gerçekleşirken, aynı yıl, ortalama kütlü satış fiyatı kilogram başına 1,2 liradır. Bu maliyet ve satış fiyatına AKP hükûmetlerinin verdiği destekleme, kilogram başına yalnızca 37 kuruştur. Ortaya çıkan bu durum karşısında zarar eden pamuk çiftçisi pamuk ekiminden hızla uzaklaşmakta ve farklı ürünlerde nafakasını çıkarmaya çalışmaktadır.
Nitekim, 2012-2013 sezonunda, pamuk ekimi alanlarının büyük bir kısmı, Çukurova, Harran, Ege'de mısır ve buğday ekimine kaydırılmıştır. Pamuk tarımında uygulanan yanlış politikaların devam etmesi durumunda, ekim alanları gittikçe azalacak, buna bağlı olarak ürün arzında dalgalanmalar kaçınılmaz olacaktır.
Pamuk ekim alanlarının azalan değişimin maliyeti, fiyat ve verilen destek gibi etkilerin yanı sıra diğer bir etki de Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması'ndan dolayı pamukta uygulanan gümrük vergisi muafiyetidir. Gümrük muafiyeti nedeniyle iç piyasa pamuk fiyatları, dünya fiyatlarından direkt olarak etkilenmekte ve dünya fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı pamuk çiftçimiz korumasız bırakılmaktadır. Pamuğun kullanılan alanın başında gelen tekstil sektörü dış ticaretteki yüzde 26 olan payını dikkate aldığımız noktada pamuk tarımı ve ekiminin sürdürülebilir politikalarla yeniden ele alınması zorunluluğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
AKP Hükûmetinin uygulamaları neticesinde pamuk tarımının geldiği noktayı açıklamak adına bazı verileri de sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye 1,4 milyon tonluk pamuk tüketimiyle dünyada 4'üncü sırada yer alırken bu tüketim üretimin desteklenmemiş ve ithal eden 2'nci ülke konumuna getirilmiştir. 2002 yılında 496 milyon dolarlık pamuk ithalatı yapılmışken 2011 yılının ilk dokuz ayında maalesef 1 milyar 501 milyon dolarlık pamuk ithalatı yapılmıştır.
Çiftçi Kayıt Sistemi verilerine göre pamuk üretici sayısı 2003 yılında 113 bin 500 iken 2011 yılında 77 bin 800 kişiye kadar gerilemiştir. AKP iktidarları döneminde uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu pamuk ekim alanlarında 2002, 2011 yılları arasında yüzde 35 azalma yaşanmıştır. 2005 yılında 1 kilogram pamuğa sertifikalı tohum farkıyla birlikte verilen 32 kuruş iken 2009, 2010 ve 2011 yıllarında pamuğa verilen destek 42 kuruş olmuştur. 2009 yılından beri 42 kuruş olarak da yerinde saymaktadır. 2002-2011 yılları arasında pamuk fiyatlarının düşüklüğü üreticinin satın alma gücüne de yansımıştır; aynı dönemde pamuk üreticisinin satın alma gücü mazotta yüzde 70, gübrede yüzde 80 azalmıştır. Pamuk üretimi için ödenen mazot desteği son altı yılda sadece yüzde 33 azalmıştır.
Yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Binici.