| Konu: | Şırnak ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 19.02.2019 |
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubum adına gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Konuşmamda seçim bölgem olan Şırnak ilimizin bir türlü çözülemeyen başat sorunlarının bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
2016 yılında Şırnak merkezinin ablukaya alınması sonrası yaşanılan çatışmalar bitmesine rağmen merkez ilçenin yüzde 65'i yerle bir edildi. Abluka sonrası evine dönmek isteyen yurttaşlar bırakın evlerini bulmayı, oturdukları sokakları ve mahalleleri bile bulamadılar. Bu yıkımların yaşattığı maddi ve manevi sorunlar hâlen devam etmektedir. Yıkımlar sonrası TOKİ'nin yapmış olduğu konutların büyük bir kısmı uzun zamandır bitmesine rağmen hak sahiplerine teslim edilmemiş ve sürekli olarak kura çekimi ertelenmektedir. Son olarak 28 Ocak 2019 tarihinde kura çekimi olacağı ilan edilmiş, ancak hâlihazırda herhangi bir teslimat yapılmamış, kura çekimi de yapılmamıştır.
Tüm bunlarla birlikte neredeyse günde 2 bakanın gidip geldiği ve TOKİ binaları için birçok sözde müjde haberi verdiği Şırnak halkı büyük bir sürprizle karşılaşmış bulunmakta. "Ortak kullanım ücreti" adı altında daire sakinlerinden, evi yıkılan, mağdur olan vatandaşlardan 30 bin ile 40 bin lira arası bir ücret talep edilmektedir. Halk zaten mağdur. Maddi ve manevi olarak mağdur olan bir halka ekstra bir külfet yükleyerek tekrardan bir mağduriyet yaşatılmaması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu şekliyle, AKP iktidarı maalesef ki Şırnak halkını cezalandırmaya çalışmaktadır.
Yine bununla birlikte, bahse konu binaların yapıldığı zeminin eğimli olması ve yine deprem riski barındıran bir alan olması sebebiyle, herhangi bir felaketin önlenmesi için çakılması gereken 60'ın üstünde fore kazığın çakılmamış olması bir riske sebebiyet vermektedir. Aksi bir durumda bunun hesabını AKP iktidarı verecektir.
Sayın milletvekillerim, şu an Şırnak merkezde yapılan TOKİ binalarının görüntüsü bu, daha şimdiden istinat duvarları çökmüş durumda. Bununla birlikte yapılan altyapı şurada gözükmekte. Bu borulara milyonlarca lira para harcandı. Milyonlarca lira para harcanan boruların akıbeti şu an bu durumda ve bu fore kazıkların çakılmaması sebebiyle, deprem bölgesi olan Şırnak'ta yarın öbür gün bir deprem olması hâlinde maalesef ki büyük bir felaketle karşı karşıya kalabiliriz ve bunun sorumlusu olarak da AKP iktidarından bunun hesabını soracağız.
Yine, diğer bir sorunumuz yollarla ilgili. Cizre-Silopi ve Cizre-Şırnak arasındaki yolların durumu -size görsellerde de şimdi göstereceğim- kamyon ve gelin arabalarının arkasına konu olmuş durumda; şöyle göstereyim: "Aşkımız Cizre-Silopi arasındaki yol çalışması gibi hiç bitmesin." şeklinde yazıların olduğu gelin arabaları var, kamyon arkası yazıları var artık. Yaklaşık on yıldır bu yol yapılamadı, 29 kilometrelik bir yol. AKP iktidarı sürekli yaptığı yollarla övünüyor ancak yolların durumu şu: Köstebek yuvası gibi. Yol yapın, evet, yapmayın demiyoruz ancak malzemeden çalınmasına müsaade etmeyin. Malzemeden çalındığı için bu yollar bu şekilde. Daha geçen sene yapılan Şırnak ve Cizre arasındaki yolun durumu bu. Bu yollar vatandaşlarımızın günlük hayatında birçok mağduriyete ve kazaların yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Onun için bu yolları yapın artık. Burada, Şırnak halkının bu sitemini dile getirmek istiyorum.
Başka bir sorunumuz daha var: Ne mutlu ki DEAŞ zulmü bitti ama maalesef ki Şırnak'ta DEDAŞ zulmü baş göstermiş durumda. "Hayatı aydınlatıyor." sloganıyla hizmet vermek yerine yurttaşları karanlığa mahkûm edip zulüm eden bir şirket var: Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi. Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi, masa başından takribî faturalar keserek, gerçek dışı faturalar keserek vatandaşı mağdur etmekte. Bununla birlikte, yine, gerçek dışı cezalar keserek vatandaşı mağdur etmiş durumda. Masa başından kesilen bu faturalar ve gerçek dışı cezalar sebebiyle vatandaşın sabrı taşmak üzeredir. Bu konunun araştırılması için ilgili mercilerin hemen araştırmayı yapıp müdahale etmesi gerekmektedir. Ocaklarını söndürdüğünüz yurttaşların ışığını da DEDAŞ'ın söndürmesine izin vermeyeceğiz.
İki gün önce Cizre Spora Antalya'da ırkçı bir saldırı yapıldı. Bu saldırı Hükûmetin uyguladığı ırkçı ve ayrımcı politikaların bir sonucudur. İnsanları ne kadar kutuplaştırıp birbirinden uzaklaştırırsanız ülke olarak barıştan o kadar uzaklaşmış olacağız. Hakkâri Milletvekilimiz Sayın Leyla Güven'e destek vermek için milletvekilleri olarak yapmak istediğimiz yürüyüşe yüzlerce, hatta binlerce kolluk gücü müdahale ederken her ne hikmetse Serik Belediyesporla yapılan futbol müsabakasında Cizre Sporlu futbolcuların saldırıya uğramasına hiç kimse müdahale etmemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Sayın Kaçmaz, bir dakikada toparlayalım.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bu sebeple, Cizre Sporlu futbolcu arkadaşlarımız ve teknik heyet saldırıya uğramış ve yaralanmış durumda. Hukuka o kadar güven azalmış ki bu arkadaşlarımız gidip şikâyetçi bile olamamış, "Kimi kime şikâyet edeceğiz?" diyorlar. Çünkü insanların artık hukuka inancı kalmadı. Nusaybin'de -Nusaybin'de ilçe emniyet müdürü olduğunu iddia eden- hukuk dışı faaliyetlerde bulunan, tarafıma ve diğer vekil arkadaşlarıma karşı cop kullanacak kadar pervasızlaşan bir ilçe emniyet müdürü var. Bu emniyet müdürünün bu gücü nereden aldığı belli: AKP Nusaybin Seçim Koordinasyon Merkezinden, hemen birkaç gün öncesinde. Bize saldırı yapıldıktan birkaç gün sonra da yine aynı seçim bürosunda ziyaretlerine devam etmekte. Bu ilçe emniyet müdürü bu halkın emniyet müdürü değil, AKP'nin kolluk gücüdür sadece.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)