| Konu: | Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 21.02.2019 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlarım.
Şimdi, esasında, 17 Ocakta biz bu yasayı konuşmuştuk, bu maddeyi konuşmuştuk. Komisyondan geçti, Genel Kuruldan da geçti, yasalaşmıştı fakat aradan aşağı yukarı yirmi gün geçti, bu yasa tekrar önümüze gelmiş oldu. Şimdi, bunun bir anlamı olsa gerek yani niçin böyle oldu diye bir sormak lazım. Çok uzatmayayım ama yani bu sorunun cevabı çok açık. Böyle bir yasama süreci olamaz gibi geliyor bana. Yani ayrıntısına girmeyeyim ama gerçekten de gerek Komisyondaki süreler... Yani bir yasayı anlamak, değerlendirmek, üstelik de torba hâline geldiği için herhangi bir maddenin asıl maddeyle ilişkisini kurmak, o asıl maddedeki değişiklikleri izlemek zaman içinde; bunlar hayli zaman alan meseleler ve maalesef böyle bir zamanı olmuyor Komisyonun ve Komisyon üyelerinin. Kaldı ki buraya geldiğinde de zaten benim anladığım kadarıyla sahici -tırnak içinde söylüyorum- bir tartışma yapılmıyor. Kimse "Yahu ne oluyor, bu yasa neyi ima ediyor, bunun içeriği şu mu, bu mu?" diye de tartışmıyor çünkü her partinin bir pozisyonu var, onu söyleyip geçiyor ve işte çoğunluk yani sizler oyluyorsunuz ve geçiyor.
Şimdi, dolayısıyla da bence, benden önce konuşan Sayın Bülent Bey'in de söylediği çok doğru geliyor bana yani biz kâğıtta KDV'nin kaldırılması, özellikle kitapta kaldırılmasından yana bir partiyiz. Gerçekten de o bakımdan herhangi bir sıkıntımız olmadı bu maddeyle ilgili olarak ama mesele sadece kitapta KDV'nin kaldırılması değildi. Nitekim benim anladığım kadarıyla yani bu yirmi gün içinde geri gelmesinin sebebi... Ki geçen hafta İstanbul'da tanıdığım, tanımadığım bir sürü yayınevi sahibi beni aradılar, "Ya siz Plan Bütçe Komisyonundaymışsınız, bu madde böyle geçti ama bu madde şöyle şöyle bir sonuca vardı. Ticaret yapamıyoruz." dediler, "Bütün ticari mekanizmaları bozan bir sonuç üretti." dediler. Çünkü yayın sertifikası varsa KDV'siz satıyorsunuz, eğer yoksa KDV ödemek durumundasınız -dağıtıcılar yüzde 8 civarında bir KDV ödüyorlar- ve sonuçta iki tane fiyat ortaya çıkıyor; KDV'siz fiyat, KDV'li fiyat gibi. E, tabii, burada hiçbir şekilde ticaret yapılamadı.
Şimdi, bu, tabii, neden kaynaklanıyor? Bence, kâğıt sektörünü konuşmadan, bu sektörün sorunlarını ele almadan kâğıttaki KDV'nin kaldırılmış olması bana çok popülist geliyor açıkçası yani "Biz de bunu yaptık." demekten başka bir şey değil çünkü demin de söylediğim gibi, ayrıntısını herhangi bir şekilde de konuşmamıştık. Şimdi, o sebeple de bir kere yani bu vesileyle söylemiş olayım ki bu torba yasa muhabbetine bir son vermek lazım, artık dilimizde tüy bitti. Bu gerçekten yasama sürecinde kullanılabilecek bir yöntem değildir, artık bundan vazgeçin, özellikle 1'inci partiye seslenmek istiyorum.
Şimdi, onun ötesinde kâğıt konusunda söylenebilecek çok şey var doğrusunu isterseniz yani ben uzmanı değilim ama sektörlere baktığım ve anladığım kadarıyla bu sektörde bir dışa bağımlılık hâli var. Bir kere anladığım kadarıyla yine aşağı yukarı 300 ton üretimimiz var, 800 ton ithalat yapmak zorunda kalıyoruz her yıl ve bunun miktarı da aşağı yukarı 2 milyar dolar civarında bir ithalata konu oluyor, böyle bir sektör. Biz bu sektörde böyle boğuşurken yani Hükûmetiniz hepimizin bildiği gibi SEKA'yı özelleştirdi ve bir süre sonra da üretimi durmuş oldu. Bu, yeni yeni... Anladığım kadarıyla yine Bakan Varank bunun bir yanlış olduğunu ve bunun düzeltileceğini söyledi, umarım öyle olur. Fakat bu sektörün bu sorununu çözmeden, kâğıdı gerçekten ülke kaynaklarıyla üretilir hâle getirmeden ya da tersten söylersek eğer kâğıt üretiminin ithalata bağımlı hâle gelmesine -zaten gelmiş durumda da- buna, bu anlayışa devam edersek buradan hayırlı bir şey çıkma şansı yok Türkiye için açıkçası. Dolayısıyla da yani bu yasa vesilesiyle -tekrar konuşuldu tabii ki Komisyonda- yanlıştan dönüldü gibi gözüküyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım, buyurun.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Eksikleri var, özellikle elektronik kitap bağlamında, orada da KDV alınmadan pekâlâ satış yapılabilmesi lazımdır. Çünkü arkadaşlar, çok açık bir şey var -demin yine Bülent Bey söyledi, ben de tekrar etmiş olayım- yani Türkiye'de basınla uğraşan şirketler de esasında "En çok hangi kitap satılabilir?" diye bakarak satış yapıyorlar ya da üretim yapıyorlar. Netice itibarıyla okunması gereken yani çağdaş -ne bileyim ben- bir anlamda dünyadaki tartışmaları ifade eden konuları izlemek mümkün olmuyor.
Bu vesileyle, yirmi sekiz saniyem kalmış, son bir şey: Şimdi, hepinize gelmiştir sanıyorum bu, Türkiye israf raporu, Ticaret Bakanlığının basmış olduğu bir araştırma esasında bu rapor, israf raporu fakat bizatihi kendisi israf, arkadaşlar. Bakın, bu eser 240 sayfa ve birinci hamur kuşe kâğıda basılmış. Arkadaşlar, bir Hükûmet, bir devlet bu kadar kaynak sorunu yaşarken hâlâ bu türden kitapları basabiliyorsa yani herhâlde sonu iyi olmaz gibi geliyor bana.
Hepinize teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)