GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:72
Tarih:30.04.2019

CHP GRUBU ADINA ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, anlayışınız için teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, biliyorsunuz Ankara'nın Çubuk ilçesi Akkuzulu köyünde bir şehit cenazesi esnasında Sayın Genel Başkanımıza bir linç girişimi yapılmıştır.

Değerli arkadaşlarım, öncelikle şunu ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin. Şu Mecliste bulunan bütün arkadaşlarımız, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar onlar, bu ülkenin daha güçlü bir ülke olması, daha demokratik bir ülke olması için mücadele veren arkadaşlarımız. Birlikte mücadele edeceğiz, yanlışları birlikte düzelteceğiz. Çubuk ilçesinde Genel Başkanımız 82 milyonun şehidi olan cenazeye katılarak orada Cumhuriyet Halk Partisinin görevini yerine getirdi. Ancak daha önceden organize oldukları kesinlikle görülen, Çubuk Başsavcılığı olay yeri tutanaklarından da anlaşıldığı üzere, bir ya da birkaç grup şehit cenazesini provoke etmiş; Genel Başkanımızı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Başkan Vekilimizi, milletvekillerimizi darbetmişlerdir. Bu, çok üzüntü verici bir olaydır. Burada İçişleri Bakanlığının iddiaları vardır. Bir, deniyor ki: "Bu şehit cenazesine Genel Başkanın geleceği haber verilmedi." Bu iddia çürütülmüştür. Saat 22.10'da cumartesi günü, Genel Başkanımızın cenazeye geleceğiyle ilgili Ankara Koruma Şube Müdürlüğünden bilgi alınmıştır, pazar günü saat 10.03'te de Genel Başkanımızın geleceği bildirilmiştir. Telefon kayıtları mevcut, görüntüleri mevcut, geleceği biliniyor. Gündüz saat 09.45'te öncü korumalar gitmişler, Çubuk İlçe Emniyet Amiriyle görüşmüşler, tören komutanıyla görüşmüşler, tekrar Genel Başkanımızın geleceğini bildirmişlerdir. Bu tamamen çürümüştür.

İkincisi: "Provokasyon yok." denilmektedir. Genel Başkanımız gelirken -yine olay yeri tutanaklarına bağlı olarak konuşuyorum, savcılığın olay yeri tutanakları- 15 kişi su deposunun üstünde Genel Başkanı protesto ederek başlamışlardır. Protestoda herhangi bir sıkıntı yok. İnsanlar özgürce genel başkanı da bir siyasi lideri de protesto edebilirler. Ancak daha sonra şehit cenazesi namazı kılınırken şehit cenaze namazına insanlar saygı göstermemişler, hiç durmadan provokasyon başlamıştır. Resimleriyle, video kayıtlarıyla gösteriyoruz provokatörleri tek tek, kimler orada nasıl provokasyon yapmıştır video kayıtlarında gösteriyoruz.

Şimdi, İçişleri Bakanı diyor ki: "Orada sopa yoktu, demir çubuk yoktu." İşte, bir arkadaşın demir çubukları insanlara dağıtırken resmi gözüküyor. "Taş yoktu." diyor. İşte, taş atarken resimler. "Orada linç yoktu." deniliyor. Bir kadın bağırıyor "Yakın bu evi." diye, bir başkası yanında "Öldürün bunları." diye. Bir başkası bağırıyor orada "Bunları yere yıkın, öldürün, vurun." diye. Arkadaşlar, ne oluyor?

Bu İçişleri Bakanının muhakkak bu olayın ciddiyetinin farkına varması gerekiyor. Bir genel başkana hangi gerekçeyle, hangi nedenden dolayı şehit cenazesinde öldürmek kastıyla linç girişiminde bulunulmuştur? Eğer bunun üstünü örtersek, eğer bunu görmezlikten gelirsek linci meşru hâle getiririz. Ve bu, bugün bizim başımıza, yarın başka bir liderin başına gelir; bu olay görmezlikten gelinir ve o zaman daha vahim olaylarla karşı karşıya kalırız.

Şimdi, diyorum ki Mecliste grubu bulunan bütün siyasi partilerle, hep birlikte Meclis kendisine sahip çıkmalı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Müsaade eder misiniz?

BAŞKAN - Buyurun.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Meclis bir genel başkana yapılan bu öldürme kastıyla ilgili harekete "Dur." demeli. Elimizdeki görüntüleri basına veriyoruz ama o köy halkını korumaya çalışıyoruz. Elimizdeki çubuk dağıtan insanların fotoğraflarını veriyoruz ama o gencin yüzünü kapatıyoruz. "Vurun, öldürün!" kastıyla hareket edenleri gösteriyoruz ama resmi flulaştırıyoruz. Ama lütfen siz bunu yok saymayın, siz bunu görmezlikten gelmeyin. Bunu hep birlikte, burada, Mecliste oturup görüşüp bir karara bağlamalıyız. Bu ne demektir? Bu, Türkiye Cumhuriyeti kendi Meclisine sahip çıkıyor demektir. Türkiye Cumhuriyeti Meclisi bundan sonra kavga ederek, birbirini yok ederek değil, birleşerek daha güçlü bir Türkiye yapacak demektir. Bunun karşısında olmak doğru değildir. Ben hiçbir grubun bunun karşısında olacağına inanmıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Teşekkür ederim.

Belediye seçimleri bitti, yerel yönetim seçimleri geride kaldı. Birbirimizi ayrıştırmanın, karşı karşıya gelmenin doğru olmadığını hepimiz görüyoruz. O zaman önümüzde başka bir şey var: Türkiye'nin sorunları var. Birlikte eğer elimizi taşın altına sokarsak, Mecliste bunları tartışırsak, birbirimizi yok etmek için değil, var etmek için mücadele edersek bizim başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Karar yüce Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararıdır. Bu karara saygı duymamızı, çocuklarınızın ve bu ülkenin saygı duymasını sağlayın.

Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)