GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:75
Tarih:08.05.2019

HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sevgili çocuklar, sizleri de sevgiyle kucaklıyorum, yanaklarınızdan öpüyorum, hoş geldiniz.

Bu tarımsal ihracatın geri, dönmesi meselesi, bizim kadim meselelerimizden bir tanesi. Fi tarihinden beri, özellikle Rusya başta olmak üzere oraya gönderilen tarım ürünleri, içerisindeki toksik kimyasallar sebebiyle geri gönderiliyor. Şimdiye kadar herhâlde hiç kimse şunu söyleyemez: "Ya, falanca gazetede bir haber çıktı, dışarıdan gelen ve tüketilmesi insan sağlığına zararlı olan bu nevi tarım ürünleri Konya Ovası'nda toplandı, ateşe verilip yakıldı." Arkadaşlar, gerçeği konuşmakta fayda var. Bu tarım ürünleri iç pazarda tüketiliyor. Yani uluslararası alandan çeşitli sebeplerle -başta insan sağlığına zararlı olmak üzere- geri dönmüş olan ve şu anda gündemimiz olan çilek ve domates gibi tarım ürünleri ne yazık ki sessiz sedasız iç pazara sunuluyor ve iç pazarda bunlar tüketiliyor.

Peki, bu tüketim sonucunda nelerle karşı karşıya kalıyoruz? Tarımsal kimyasalların insan vücuduna çok farklı etkileri var. Kimi toksik özellik gösterir, örneğin kanser gibi hastalıklara yol açar, kimi de yetişme çağında olan çocukların hormonlarını taklit eder, hormonları yerine geçer ve bu sayede, örneğin kız çocuklarında çok erken yaşlarda ergenliğe ulaşmak gibi problemli durumlar ortaya çıkarır. Dünyanın pek çok yerinde devletler bu sebeple çok ciddi denetim mekanizmaları oluşturmuşlardır ama bizim memlekette, yalnızca dışarıya gönderdiğimiz için söylemiyorum, aynı zamanda kendi içimizde de bu denetim mekanizmaları oldukça zayıf.

Bakın, Sağlık Bakanlığının çok iyi yaptığı bir şey vardı geçtiğimiz dönemlerde. Bir araştırma planlandı, bu araştırma içerisinde çok sayıda bilim insanı Türkiye'de tarımsal ürünlerdeki toksik kimyasalları analiz etti. Bunların içerisinde çalışanlardan biri de Sevgili Bülent Şık'tı. Fakat tarım ürünlerinde çok yüksek miktarda toksik madde bulunmuş olmasına rağmen Sağlık Bakanlığı bunları açıklamadı. Kim açıkladı? Bülent Şık açıkladı. Bülent Şık'ın bu açıklaması sonucunda da Sağlık Bakanlığı tarafından "Sen bunu nasıl açıklarsın?" diye on iki yıla kadar hapsini isteyen biçimde ceza isteminde bulunuldu.

Şimdi, Türkiye'de tarım alanında pek çok problem var, bunlar problemlerin satır başları. Bunlar yokmuş gibi yine üstten, yine üreticiyi görmeden, yine temel sorunun örgütlenme sorunu olduğunu görmeden, yine uluslararası tarım tekellerinin Türkiye'deki tarımı kendi ihtiyaçları ve çıkarları doğrultusunda yönlendirdiğini görmeden şimdi de "Tarımda Millî Birlik Projesi" diye bir şey ortaya çıkardılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

RIDVAN TURAN (Devamla) - Arkadaşlar, ne yerli bir tarafı var ne Türkiye tarımını kurtaracak bir tarafı var. Eskiden Bakanlığa bağlı olan tarım, ne yazık ki uluslararası alanla ilişki içerisinde olan üç beş tane tarım tekeli tarafından yönetilecek. Deyim yerindeyse bir çeşit Tarım Bakanlığının şirketleşmesine doğru adım adım gidiyoruz. Bu sebeple bu konuda ivedi adımların, ciddi adımların atılması gerekli. Toksik maddeleri içeren besinlerin yalnızca ihracatı meselesi değil, aynı zamanda iç pazarda da tüketilmesinin artık engellenmesi gerekir.

Son olarak da şunu söyleyeyim, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Oluç bahsetti: Cizre ve Silopi başta olmak üzere belediyelerimize yönelik iki günden beri anlam veremediğimiz bir saldırı dalgası var. Gecenin kör saatinde polis, inzibat gelmiş, her tarafı bariyerlerle kapatmış, polisleri dizmiş. Neymiş? Bizi koruyacaklarmış. Bizim kimseden bir koruma talebimiz falan yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RIDVAN TURAN (Devamla) - Eğer belediye faaliyetlerine tasallut etmekse, yeni bir kayyum zihniyetini buraya kaim kılmaksa, bununla kimse uğraşmasın, belediyelerimizi sonuna kadar savunacağımızı buradan ilan etmek istiyorum.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)