| Konu: | Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 14.05.2019 |
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında Türkiye'nin gündeminde, Meclisin de gündeminde olması gereken bir meseleyi gündem dışı olarak konuşacağız. Buna gelmeden önce, bu pazar Anneler Günü'ydü ama Türkiye'de Anneler Günü tablosu gerçekten dehşet vericiydi. Beyaz tülbentli annelerimiz yerlerde sürüklendi, anneler Anneler Günü'nde gözaltındaydılar, işkenceye uğruyorlardı, Anneler Günü'nde ifadesini alan polisler tarafından cahil muamelesi görüyorlardı yani maalesef, Meclis ilk açıldığında hepimizin ilk değinmesi gereken şey annelere yapılan bu muameledir. Bir şey daha var; şu anda anneler, yani çocukları, kardeşleri, eşleri, yakınları açlık grevinde olan 21 annemiz şu anda HDP'nin grup salonunda bir sesi yükseltmeye çalışıyorlar, bu Meclisin gündemini esasına çekmeye çalışıyorlar, Türkiye'nin gündemini esas gündeme çekmeye çalışıyorlar; kardeşlerinin, çocuklarının, eşlerinin yaşaması için, Türkiye toplumunun daha adil, daha özgür, daha demokratik bir geleceğe kavuşması için birkaç saattir grup salonumuzda oturuyorlar. Bizim grup salonumuzda olmalarının bir nedeni var çünkü başka hiç kimseye ulaşamıyorlar. Defalarca Cumhurbaşkanından randevu talep etmişler, Adalet Bakanından randevu talep etmişler, bazı girişimlerde bulunmuşlar ama her defasında elleri boş dönmüşler.
Değerli arkadaşlar, şu anda cezaevlerinde binlerce insanı yani bütün toplumu etkileyen, toplumsal olarak on binlerce insanı etkileyen -yine açlık grevinde 4 milletvekilinin olduğu varsayılırsa- milyonları etkileyebilecek bir meselede bu kadar kör, sağır olmak gerçekten dehşet verici bir durum. Bu annelerin taleplerini biz de buradan bir kez daha ifade edelim: Hukuka uymaya davet ediyorlar, hukuka uyulacağını beyan etmeye davet ediyorlar. Uygulanan bu tecridin kaldırılmış olduğunun, zaten olmayan bir hukuki engelin engel olarak konulmayacağının, önünde de bir siyasi engel olmayacağının bakanlık nezdinden, iktidardan ifade edilmesini bekliyorlar. Günlerdir, aylardır insanlar Türkiye'de hukukun uygulanması için açlık grevindeler arkadaşlar ve artık geri dönüşü olmayan bir aşamaya gelinmiştir; bu, ortaya çıkabilecek sonuçlardan bütün toplumun etkilenebileceği bir meseledir. Bakın "Bizi etkilemiyor, bu bizim meselemiz değil." demeyin, bu hepimizin meselesi, tecrit meselesi Türkiye'nin meselesi. Hepimiz tecrit altındayız. Anneler bir açıklama yapmaya çalışırken gözaltına alınıyor, yerlerde sürükleniyor ama bunu gösteren, maalesef ki, bir basın yok. Annelerin sesi tecrit altında, kadınlar tecrit altında Türkiye'de, çocuklar tecrit altında, halklar tecrit altında, bu Meclisin kendisi tecrit altında çünkü bu Meclisin bile Meclis olma hâli yok; aylardır toplanamayan, aylardır derman aranan dertlere bir çözüm bulamayan bir Meclis hâline geldi. İşte, tüm bunlar için binlerce siyasi tutsak cezaevlerinde açlık grevinde arkadaşlar ve 30'u ölüm orucuna başladı; bakın, ölüm orucu, bir adım daha ötesi. Ve bu insanlar zaten açlık grevindeydiler. Peki, o cezaevlerinden bir cenaze çıktıktan sonra bulunan çözüm çözüm olacak mı? Hanginiz kendinizi bu meseleden sorumlu hissetmeyecek? Hanginiz o annelerin yüzüne bakıp bir cevap üretebilecek? Peki, üç gün sonra biz nasıl toplumsal barışı sağlayabileceğiz, bu toplumsal barışın altına konulan bu dinamitin yaydığı ateşi nasıl söndürebileceğiz? Ateşle oynandığının farkında mısınız? İşte, biz de annelerin burada sesine ses oluyoruz.
Buradan Adalet Bakanlığına, buradan Meclisteki bütün milletvekili arkadaşlarımıza, buradan bütün yetkililere bir daha sesleniyoruz: Bakın, bir cenaze çıkması hepimizin bu sürecin altında kalması anlamına gelir. 1 milletvekili aylardır açlık grevinde, bu Meclisin bir ferdi, 3'ü de daha sonra eklendi; bu Meclisin 4 ferdi açlık grevinde. Onların yaşamına halel gelmesi hepimizin ayıbı, hepimizin altında kalacağı bir sonuç olacaktır. O açıdan, bütün Meclisi görevini yapmaya, bu sesi duymaya ve çözüm üretmeye davet ediyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Başaran.