GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:14.05.2019

HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime Dünya Çiftçiler Günü'nü kutlayarak başlamak istiyorum.

"Özelleştirme" "maden" "redevans" ve "işçi katliamı" sözcüklerini yan yana kullandığımızda herhâlde hemen herkesin aklına Soma katliamı gelecektir. Önergeyle paralel olması babından buradan devam etmeyi uygun görüyorum.

Dün yani 13 Mayıs Soma katliamının 5'inci yılıydı ve Somalılar buruk bir biçimde andılar; zira, Can Gürkan beş yılı doldurmadan tahliye edilmiş durumda, biliyorsunuz Soma Holdingin prensi.

Bir hatırlamakta fayda var: Öncelikle, devlet kendi işletmiş olduğu kömür madenini redevans usulüyle ihaleye çıkardı. Kendi kâr edemediğinden dolayı, kâr etmesi ve kârdan sonra belli bir meblağın da devlete ödenmesi karşılığında onu Soma Holding aldı. Oysa, Soma Holdingten önce ihaleye giren bir firma, oradaki sürecin telafisi mümkün olmayan ağır hasarlara, can kaybına yol açacağı sebebiyle ihaleden çekilmişti. Redevans usulüyle Soma Holding işletmeyi işletmeye başladı ve ne üretirse -tabii, bu anlaşmanın doğal seyri içerisinde- devlet, ürettiği her şeyi -taşsa taş, kömürse kömür- almaya karar verdi; zira, anlaşma seyri böyleydi. Üretim, Alp Gürkan'ın deyimiyle bir yılda tam 10 kat arttı ve 230 bin tondan 2,6 milyon tona çıktı. Değerli arkadaşlar, 10 kat artmasının tek bir izah tarzı vardır, o da işçilerin iliğine kemiğine kadar sömürülmesi, insanlık dışı koşullarda bu işçilerin çalıştırılmasıdır. İşçi eğitimleri yapılmadı -kendim de bu alanda çalışan bir tıp doktoru olduğum için iyi biliyorum- dayıbaşılık yöntemiyle beraber en alttakiler olan işçiler daha da alta itildi, adı konmamış bir tür özelleştirmeyle birlikte dayıbaşlarının iradesine terk edildi ve olay günü ısının 46 dereceye çıkmış olduğu kayıtlara geçmiş olmasına rağmen ve bir kaza geliyorum demiş olmasına rağmen göz göre göre 301 işçiyi kaybettik.

Şimdi, bilimde şöyle bir şey vardır: Bir uçak kazası olur, onunla ilgili kazanın nerede olduğuna dair bilimsel sonuçlar çıkartılır. Tıpta da bu algoritma aşağı yukarı böyle işler. Aslında mühendislikte de böyledir, bir kaza vuku bulduğunda mühendisler o kazanın bir daha vuku bulmaması için birtakım kural koyucu önlemler alırlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım.

RIDVAN TURAN (Devamla) - Şimdi, gelin isterseniz ne türden sonuçlar çıktı, ona bakalım: İş güvenliğine ilişkin, bilime, teknolojiye, daha fazla can kaybı olmamasına ilişkin herhangi bir sonuç çıkmış durumda değil ancak toplumsal olarak kabul edilebilirliği noktasında, bir teamül olması noktasında çok önemli sonuçlar üretildi buradan. Soru ya da karşı karşıya kaldığımız şey aslında şu: Türkiye'de 21'inci yüzyılda 301 işçiyi öldürürseniz ne olur? Ortaya çıkan sonuç bu. Önce, Cumhurbaşkanı "fıtrat" der "1800'lü yıllarda bunun çok daha beteri yaşanıyordu." der, firma "Bu bir FETÖ işidir." der, mahkeme utanmadan "Bu gerçekten bir FETÖ işi miymiş?" diye bunu araştırmaya koyulur, bu süre içerisinde mahkeme heyeti değiştirilir ve bu konuda sabıkalı olan, iş cinayetlerinde sürekli sermaye lehine karar vermiş olan bir heyet bu heyetin yerine atanır ve "olası kast" yerine "bilinçli taksir"e iş çevrilir, davanın müdahili olan avukatlar toplamda yüz elli dokuz yılla yargılanır ve bu ceza verilir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RIDVAN TURAN (Devamla) - Hemen bitiriyorum.

BAŞKAN - Selamlayarak lütfen bitirelim artık.

RIDVAN TURAN (Devamla) - ...sevgili dostum Selçuk Kozağaçlı başta olmak üzere şu anda cezayı yatmaya başlarlar, beş yıl olmadan da patron çıkar ve işine bakmaya devam eder. İşte, devlet, sermaye ve iktidar ortaklığı Soma'da böyle cereyan etmiştir, yoksul halk ise acısıyla baş başa kalmıştır.

Biz, Halkların Demokratik Partisi olarak ve bütün kamuoyu olarak bu işin arkasını bırakmayacağımızı, hesap sormaya devam edeceğimizi tekrar ifade etmek istiyoruz.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Peki, teşekkür ederim.