GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:14.05.2019

HDP GRUBU ADINA MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Komisyon görüşmeleri sırasında da dile getirmiştim, burada bir kez daha dile getirmek istiyorum. Kapadokya'nın tarihî, kültürel değerleri ile jeolojik, jeomorfolojik dokusunun ve doğal kaynak değerlerinin korunması, yaşatılması, geliştirilmesi, tanıtılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasına herhâlde hiçbir grup ve bu çatı altındaki hiçbir milletvekili karşı çıkmayacaktır. Biz de genel olarak buna karşı çıkmıyoruz.

Yasa teklifinde genel amaç belirtilirken deniliyor ki: "Kapadokya Alanında hâlihazırda arkeolojik, kentsel ve doğal sit alanları var, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi var ve millî park gibi pek çok farklı koruma statüsü var. Bu koruma statülerine ilişkin farklı mercilere tanınmış idari yetki var. Bu durum ciddi bir yetki karmaşasına, dolayısıyla bölge halkı ve yatırımcı açısından uzun ve ağır bürokratik süreçlerin yaşanmasına yol açıyor. Ayrıca, sonuç olarak pek çok kaçak yapılaşma var."

Bundan hareketle, bütüncül bir yaklaşımla deniliyor ki: "Biz bütün planlama yetkilerini tek bir makamda toplayalım." Burada da herhangi bir sorun yok. Bu yasanın amacının da bu olduğu söyleniyor. Şimdi, eğer amaç buysa benzer durumda olan diğer bölgeler için de aynı düzenlemeyi yapmak gerekir. Yine Komisyon toplantısı sırasında dile getirmiştim. Kapadokya için ayrı bir yasa, Ihlara Vadisi için ayrı bir yasa, Uludağ için ayrı bir yasa, Akdeniz ve Ege'deki tarihî, turistik başka yerler için ayrı bir yasa yapılmasına gerek yok. Eğer bu konuda teklif sahipleri samimiyse bu teklifi geri çekebilirler, daha bütünlüklü, bütün ülke çapında uygulanabilecek bir yasa yapılması mümkündür.

Şimdi bir şeyin altını özellikle çizmek istiyorum: Kültürel değerleri, jeolojik ve jeomorfolojik özellikleriyle korunması gereken tek bölge elbette burası değil. Ben size bir tanesini söyleyeyim: Hasankeyf. Yani bizim canımızı gerçekten çok acıttığı için tekrar tekrar gündeme getirmek isterim. On iki bin yıllık bir kent Hasankeyf. Yirmi beş yıldan hesap ederseniz dört yüz seksen kuşak insan Hasankeyf'te yaşamış. Peki, bu dört yüz seksen kuşak insan Hasankeyf'e ne yapmış? Belki taş üstüne taş koymuş. Her yeni gelen medeniyet, her yeni gelen uygarlık buraya yeni bir şey eklemiş. Ama bu Hükûmet, ama bu iktidar dört yüz seksen kuşak insanın yapamadığını, yapmadığını, yapmak istemediğini bugün yaptı ve Hasankeyf'i belki elli yıllık elektrik enerjisini karşılamayacak bir baraja feda etti ve on iki bin yıllık Hasankeyf bugün sular altında bırakılıyor. Bu bizim canımızı acıtıyor, bu bütün Batmanlıların canını acıtıyor, bölge halkının canını acıtıyor. Umarım bu sevdadan vazgeçersiniz ve bu baraj inşaatını durdurursunuz.

Teklifte birkaç karşı çıktığımız madde var, özellikle altını çizmek istiyorum. Teklifin 2'nci ve 5'inci maddesinde bir komisyon tanımlanmış fakat bu komisyonun kimlerden oluşacağına dair hiçbir düzenleme yok. Buradaki tek yetki Cumhurbaşkanlığına bırakılıyor ve Cumhurbaşkanı istediği kişilerden komisyon oluşturabilecek. Bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Burada ortaklaşabiliriz. Bu komisyonun hangi biçimde oluşması konusunda bir ortak önergeyle bunun düzeltilebileceğini düşünüyorum.

Yine, Komisyonda aynı jeomorfolojik, aynı jeolojik bölgenin devamı olan Ihlara Vadisi de unutulmuş, eklenmemiş. Umarız teklifin sahipleri bundan da vazgeçerler, aynı jeolojik, aynı jeomorfolojik bölgenin devamı olan Ihlara Vadisi'nin de bu alana dâhil edilmesini kabul ederler.

Bir diğer şey -yine, Komisyon toplantısı sırasında dile getirmiştim- Hükûmet anlaşılmaz biçimde tek istihdam biçiminin sözleşmeli olmasını istiyor yani Hükûmet hiçbir kamu kurum ve kuruluşunda kadrolu memur istemiyor. 9'uncu maddesinde deniliyor ki: "Herhangi bir kamu kuruluşunda çalışan akademisyen, devlet memuru, sözleşmeli personel veya işçi -fark etmez- kendi kurumundan ayrılarak bu kurumlara geçebilirler." Peki, nasıl geçecekler? Bir çalışma, bir istihdam biçimi var, o da sözleşmeli olarak geçecekler. Devlet memuruysa bile ancak sözleşmeli olarak çalışabilir. Üniversitede 2914 sayılı Yasa'ya göre kadrolu olarak çalışan bir akademisyense bile sözleşmeli olarak çalışacak. İşçiyse de sözleşmeli olarak çalışacak. Sözleşmeliyse de sözleşmeli olarak çalışacak.

Bakın, bu... Kimse özel şirket yönetmiyor. Kendi şirketlerinizde istediğiniz biçimde eleman çalıştırabilirsiniz ama Anayasa 128 açıkça diyor ki: "Asli ve sürekli kamu hizmetleri, kamu görevlileri eliyle yürütülür." "Kamu görevlisi" deyince sizin aklınıza sadece sözleşmeliler geliyor. Evet, sözleşmelilik de bir kamu görevliliğidir, hiç kuşku yok, devlet memurluğu yanında sözleşmelilik de kamu görevliliğidir ama tek istihdam biçimi sözleşmelilik olamaz. Asli ve sürekli kamu hizmetleri, kamu görevlileri eliyle yürütülmelidir. Bu yüzden bu sevdadan vazgeçin, burada istihdam edeceğiniz kişiler de kadrolu olarak çalışsınlar, sizden sonra gelenler de bunların sözleşmesini feshetmesinler, memur olarak çalışmaya devam etsinler.

Yasa teklifi dışında, geçen hafta bir söz almıştık, özellikle bu seçim hileleri konusunda. Ben KHK'yle ihraç edilenlere belediye başkanlığı mazbatası verilmemesi, ayrıca KHK'yle ihraç edilen Meclis üyelerinin mazbatalarının iptal edilmesi ve mazbatalarının verilmemesiyle ilgili birkaç kelam etmiştim. O konuşmamın sonunda dedim ki: İstanbul'la ilgili daha çok konuşacağız. Şimdi fırsat geldi, ben İstanbul'la ilgili size birkaç şey söyleyeceğim.

Ne diyorsunuz? "Çünkü çaldılar." diyorsunuz. Ben şimdi kimin neyi çaldığını size anlatacağım. Seçimlerin iptali için başvurduğunuzda dediniz ki: "20 bin zihinsel engelli oy kullandı."

RECEP ÖZEL (Isparta) - "Kullanma ihtimali var." dedik.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Öyle demedin Recep Bey, aynı toplantıdaydık.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Öyle dedik, öyle dedik.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - "Kullandı." dediniz, çünkü "ihtimal" olsa delil olmayacağı için onu söyleyemezsin, aynı toplantıdaydık.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Recep yalan söyler arada, bilirim ben.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Şimdi, size bir kanun maddesi okuyacağım, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu madde 6: "Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel verilerdir. Özel nitelikli kişisel verilerin ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır." Siz Sağlık Bakanlığından kişisel verileri çaldınız. Çalan biri var; sizsiniz! (HDP ve CHP sıralarından alkışlar) Zihinsel engellilerin, 20 bin zihinsel engellinin verisini hukuka aykırı biçimde Sağlık Bakanlığından aldınız.

Ben Mehmet Tiryaki olarak, bir avukat olarak, vekil olarak gidip Sağlık Bakanlığından Türkiye'nin herhangi bir ilinin, herhangi bir ilçesinin zihinsel engellilerinin listesini istesem alabilir miyim? Alamam. Neden? Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na aykırı. İşte, siz Sağlık Bakanlığıyla iş birliği içerisinde bu verileri çaldınız, suç işlediniz. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar) Bu verileri alamazsınız, bu verileri alamazsınız; hiç kimse sizinle paylaşamaz.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Devamı var maddenin, devamı var.

RECEP ÖZEL (Isparta) - İçinden oy kullanan da çıktı ama oy kullanan da çıktı.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bir şey daha söylediniz.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hayır, kanunu yanlış biliyorsun.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Devam ediyorum.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - İstisna maddeleri var.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Dediniz ki: "5 bin kısıtlı var, 5 bin kısıtlı, 5 bin küsur kısıtlı." Daha sonra bir liste daha verdiniz, 5.515 kişilik kısıtlı listesi "10 bin kısıtlı oy kullandı." dediniz. Bu kısıtlıların T.C. kimlik numarası, hangi mahkemede kısıtlılık kararı verildiği ve bunların ne zaman kesinleştiği bilgisinin tamamını Adalet Bakanlığından aldınız, çaldınız! Yine kişisel verileri aldınız. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar) Çalan birisi var ve sizsiniz!

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan!

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Başka şeyleri de çaldınız. Neyi çaldınız? Sandık kurulu başkanlarının listesini aldınız. Şimdi, sandık kurulu başkanlarının listesini hiçbir siyasi parti ilçe seçim kurullarından alabilir mi?

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Aldı CHP, Pendik ilçe başkanlığı...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Alamaz, alamaz!

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - ...mesaj atmış.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Alamaz, ilçe seçim kurullarından alamaz. Siz ilçe seçim kurullarından bütün sandık kurulu başkanlarının, İstanbul'daki 31 sandığın sandık kurulu başkanının listesini aldınız, İçişleri Bakanlığından bunlara ait bütün verileri aldınız; ben şimdi ne verileri aldığınızı söyleyeceğim.

Sandık kurulu üyelerinin, 9 bini aşkın sandık kurulu üyesinin isimlerini aldınız, T.C. kimlik numaralarını aldınız, bunların nerede çalıştığına dair bilgileri SGK'den aldınız, BAĞ-KUR'dan aldınız; bütün verileri aldınız, devletin bütün olanaklarını kullandınız. Bunun hiç kimseyle paylaşılması mümkün değilken İçişleri Bakanlığını kendi yan şirketiniz gibi kullandınız, bütün verileri aldınız. Daha başka şeyleri aldınız, bunların ailelerine ilişkin bilgileri aldınız. Dilekçelerinizde var, o valiz valiz, bavul bavul getirdiğiniz dilekçenin ekinde var. Dilekçelerinizde yazıyor, deniliyor ki: "Bu sandık kurulu başkanının eniştesi FETÖ'den alındı, kayınbiraderi FETÖ'den yargılandı." Bu ne demek? Sadece sandık kurulu başkanlarının değil, sadece sandık kurulu üyelerinin değil, yetmiş yedi sülalelerinin verilerini aldınız İçişleri Bakanlığından. İşte, çalma budur. Siz bütün kişisel verileri çaldınız, sonra da itiraz ettiniz. Hukuka aykırılık varsa en büyük hukuka aykırılık budur.

Şimdi, size başka bir şey söyleyeceğim. Bütün bunları üst üste koyup ne dediniz? "Orada bir şeyler oldu, o yüzden iptal edildi." dediniz. Ben size şunu söyleyeyim: 81 ille ilgili, 900 ilçeyle ilgili aynı bilgileri İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve diğer bakanlıklar, burada zeki 600 milletvekili var, herhangi birisine versinler, bir hafta içerisinde sizin yazdığınız dilekçenin aynısını yazmazsa ben hiçbir şey bilmiyorum. Siyaseti de bırakırım, avukatlığı da bırakırım, milletvekilliğini de bırakırım diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)