| Konu: | Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 16.05.2019 |
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Anadolu, medeniyetler beşiği. Biliyorsunuz, Göbeklitepe çok konuşuluyor, on iki bin yıllık tarihi var arkadaşlar. Yani insanoğlu, tarım devrimine ilk olarak Anadolu'da geçti ve medeniyetin beşiği olarak da Anadolu'muz var. On iki bin yıllık medeniyet tarihi arkadaşlar. Bizler mirasçılarıyız. Ama on iki bin yıllık medeniyet tarihine şu yüz yıl, ihanet etmiştir arkadaşlar. Hep çok kimlikli, çok renkli, çok kültürlü olmuştur Anadolu ve bu sayede rengârenk olmuştur ama bu yüz yıllık dönemde baktığımızda, tekçilik dayatılmıştır ve on iki bin yıllık mirasa da ihanet ettik arkadaşlar. Şimdi korumaya çalışıyoruz. Sanki koruma kurulları azmış gibi, sanki Kültür Bakanlığının yetkisi yokmuş gibi, Çevre ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları yokmuş gibi, yasalarımızda ilgili maddeler yokmuş gibi korumaya çalışıyoruz ama arkadaşlar koruyamıyoruz. Biz ne zaman ki tarihimizle barışırsak, çocuklarımıza gerçek anlamda bir tarih anlatısı yaparsak, onlara bütün kimliklere, bütün kültürlerin mirasına ortak olarak sahip çıkabiliriz duygusunu verirsek o zaman hiçbir kanuna gerek kalmaz arkadaşlar.
Size yalnızca bir fotoğraf göstermek istiyorum Kapadokya'dan. Arkadaşlar, bakın, şu fotoğraf Kapadokya'dan. Hani, Kapadokya'da yüz yıllarca insanlar kaya mezarları kazmışlar, yüz yıllarca. Neyi görmeye geliyor turistler -hani, turizm odaklı yapmışsınız ya bu maddeyi- neyi görmeye geliyor? Bu kaya kiliselerini görmeye geliyor. O elbette doğa harikası ama yüzlerce kaya kilisesi var Kapadokya'da; Nevşehir vekillerimiz bilir, görenler bilir. Gidin, o kaya kiliselerini gezin; oradaki bütün azizlerin, Meryem Anaların, İsa'nın gözleri oyulmuştur, üzerleri çizilmiştir, hakaret ibareleri yazılmıştır. Neden, neden arkadaşlar? Çünkü "Hristiyanlık kötü bir şeydir." diye bakılır; Hristiyanlar sanki bu topraklara ait değilmiş gibi, onların kültürel mirası bizim değilmiş gibi öyle bir öğreti ortaya konulur ve gider birtakım Vandallar, o kiliselerdeki azizlerin, Meryem Ana'nın, İsa'nın gözlerini oyar, üzerine çarpılar yazar, küfürler yazar.
Değerli arkadaşlar, bugün Floransa'ya veya Avrupa'da kendi tarihine sahip çıkan herhangi bir ülkeye gidin, bakın bakalım, bir pencereyi değiştirmeye kalkın -gidersiniz, Floransa'da yürürken sanki Orta Çağ'da yürümüş gibi olursunuz- bir ahşap pencerenin yerine bir pimapen takmaya çalışın bakalım ne oluyor? İlk olarak o sokaktakiler gelip sizin tepenize biner; koruma kuruluna gerek yoktur, valilik gelmez, kültür bakanlığı gelmez, böyle kurullara filan ihtiyaç yoktur; o sokaktakiler gelip tepenize biner, "Sen benim tarihime ihanet edemezsin." der çünkü tarihi içselleştirmiştir oradaki insanlar, kendi tarihine, kendi kültürüne sahip çıkar. Ama Anadolu'yu yalnızca "Müslüman" ve "Türk" parantezine aldığınız anda geri kalan her şey yağmalanabilir, Vandallığa maruz kalabilir. Gelin, yapmamız gereken şeyi yapalım arkadaşlar, koruma kurullarını bir kenara bırakalım; Eğitim Bakanını çağıralım buraya, çocuklarımıza nasıl bir tarih anlatıyor? Hristiyanlar bu toprakların asli unsurları mı yoksa gönderilmesi gereken unsurlar mı, gelin bunları anlatalım çocuklarımıza. O kültür varlıklarına sahip çıkılması mı gerektiğini, yoksa böyle Vandallıklara maruz mu bırakılması gerektiğini Eğitim Bakanımızla konuşalım, Kültür Bakanımızla konuşalım.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Ya Avrupa'da bir tane cami bırakmamışlar, minare yok ya, konuşuyorsun.
GARO PAYLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biz Hitit'iz, Urartu'yuz, Asur'uz, Likya'yız, Frigya'yız, Roma'yız, Bizans'ız diyemediğimiz sürece, Osmanlı'yız diyemediğimiz sürece arkadaşlar, maalesef, bu kültürel varlığı da koruyamayız.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Avrupa'da bir tane cami bırakmadılar.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Ne biçim konuşuyorsun sen? Ağzından çıkanı biliyor musun sen?
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen, konuşmacınız var, lütfen...
Değerli arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bir Trabzon tartışmasıdır gidiyor değil mi? Trabzon vekillerimiz burada. Bir Trabzon tartışmasıdır gidiyor. Ekrem İmamoğlu, sevgili Ekrem İmamoğlu Trabzonlu ve Esenler Belediye Başkanı onun Trabzonlu olduğunu ima ederek ona -hani ima olarak- Rum demek istediğini iddia ediyorlar, Pontus ve Rum demek istediğini ima ediyorlar.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sen söylüyorsun onu. Sen söylüyorsun.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, konuşmacıyı dinleyin.
GARO PAYLAN (Devamla) - Şimdi, arkadaşlar, Esenler Belediye Başkanı, açık bir ırkçılığa imza atmıştır, ırkçılıktır.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Söyleyen sensin.
GARO PAYLAN (Devamla) - Ben 1990'lı yıllarda ilk üniversite gençlik koluyla beraber dağcılık kulübünde Karadeniz yaylalarına çıktım arkadaşlar. Karadeniz yaylalarında bir baştan başladım ta Artvin'e kadar gittim arkadaşlar iki ay boyunca, çok şaşırdım. Karadeniz yaylalarına bir çıktım, bir baktım, kadınlar, erkekler Rumca konuşuyorlar arkadaşlar, Rumca konuşuyorlar, Müslüman kadınlar Rumca konuşuyorlar, şaşırdım. Bilmiyordum o zamana kadar hâlâ Müslümanlaşmış Rumlar olup olmadığını bilmiyordum. Ya ne var bunda diyemezsiniz değil mi? Ya bir Rum kökenli olmak, bir zamanlar Rum olmuş ve Müslümanlaşmış olma iddiasını neden bir hakaret olarak görüyoruz arkadaşlar, neden?
Bakın, daha sonra devam ettim, Hemşin'e gittim, bir kahveye oturdum, baktım, yine sakallı amcalarımız konuşuyorlar. Ya ben de su içiyorum, baktım konuştukları dili anlıyorum. Hemşin'de yaylada oturuyoruz, konuştukları dili anlıyorum. Gittim, "..."(x) dedim yani "Merhaba" dedim. Onlar da bana "..."(xx) dediler, konuştuk Ermenice.
ERKAN HABERAL (Ankara) - Benim yaylalarımda ne işin var?
GARO PAYLAN (Devamla) - Ya, dediler ki sonra...
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Devamla) - "Sen bu Hemşinceyi nereden biliyorsun arkadaş?" diye bana sordu. "Ya, sen bu Hemşinceyi nereden biliyorsun?"
ERKAN HABERAL (Ankara) - Ben Hemşinliyim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Hatibi dinleyelim.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Devamla) - Dedim ki: "Ya, bu, Ermenice arkadaş, bu Ermenice. Ben Ermenice konuşuyorum." Yani birbirimizle anlaştık.
ERKAN HABERAL (Ankara) - Onlar Ermeni, Hemşinli değil!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Hatibi dinleyelim.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen...
ERKAN HABERAL (Ankara) - Hemşinliler ne zaman Ermeni oldu?
BAŞKAN - Sayın Haberal, lütfen...
GARO PAYLAN (Devamla) - Demek istediğim şu arkadaşlar: Bir zamanlar Ermeniler bu topraklardaydı, Rumlar bu topraklardaydı. Buradan sürüldüler ama bazısı da Müslümanlaştı arkadaşlar. Ekrem İmamoğlu'nun da dedesi Rum olabilir; olabilir, ne var bunda? Bazılarınızın, pek çoğunuzun Ermeni, Rum akrabası olabilir, bazılarınız Müslümanlaşmış Rum, Ermeni olabilirsiniz; bu da bir hakaret olamaz. (Gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Dinleyin! Ayıp bir şey ya!
BAŞKAN - Sayın Toğrul, lütfen...
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Niye konuşuyorsunuz ya?
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın, şimdi, böyle bir iddia oldu.
Şimdi, dediler ki Ekrem İmamoğlu'nun efendim kökeniyle ilgili bir iddiada bulunuldu. Buna karşı Sayın Lütfü Türkkan ne yaptı? Bir "tweet" attı. Şöyle diyor: "Trabzonlulara 'Rum' diyebilecek kadar alçalmasaydınız keşke." Yani "Trabzonlulara 'Rum' diyebilecek kadar alçalmasaydınız keşke" diyebilmiş Sayın Lütfü Türkkan. Yani bir ırkçılığa bir ırkçılıkla cevap vermiş. Ne var yani? Rum kökenli olmak niye alçalmak olsun arkadaşlar. Bütün kimlikler onurumuzdur.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Ne alakası var?
GARO PAYLAN (Devamla) - Türk olmak da Kürt olmak da Ermeni olmak da Rum olmak da onurdur ve bunu böyle görmeliyiz. Böyle görebildiğimiz zaman Sümela'yı koruruz arkadaşlar. Gidin Sümela'nın hâline bakın. Bütün o freskolar darmaduman edilmiştir. Koruyamamışız, hepsinin gözlerini oymuşuz Trabzon Sümela'da. Onları korumanın yolu "Hepimiz, hepimiz bu toprakların asli unsurlarıyız." demekten geçer, On iki bin yıllık tarihe sahip çıkmaktan geçer arkadaşlar.
Bakın, iki gün önce Gökçeada'da bir nefret cinayetiyle karşı karşıya kaldık, iki gün önce. Bir nefret cinayeti vardı; ellerini ayaklarını bağlayıp öldürmüşler yaşlı bir Rum'u. Memlekette 1.500 Rum kaldı arkadaşlar. Memlekette Japon turist Rumlardan daha fazla. Bir zamanlar bu toprakların yüzde 20'si Rum'du, bugün 1.500 Rum kaldı ve bir tanesi nefret cinayetine maruz kaldı.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Girit'te Türk mü kaldı kardeşim ya! Girit'te de Türk kalmadı.
GARO PAYLAN (Devamla) - Rum olmayı eğer ki aşağılık bir şey olarak koyarsanız haşa, bakın, nefret cinayetleri devam eder, o bir avuç Rum da bu ülkeden göçer.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Mübadele oldu Girit'te de Türk kalmadı. Oradan da Türkleri gönderdiler. Türk mü kaldı Girit'te?
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Erivan'daki Türkler ne oldu, Erivan'daki Türkler?
GARO PAYLAN (Devamla) - Ondan sonra bu ülkeye niye turist gelmiyor, niye kültürel varlığımızı koruyamıyoruz, anlarsınız.
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Karabağ'daki Türkler ne oldu?
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, sessiz olalım.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - "Girit'te niye Türk yok?" diye bağırsın o zaman. Buradaki Rum niye gitmiş? Bir gün de onu konuşun. Girit'teki Türkler nerede şu anda? Onu kurcalamazsınız, gelir bunu kurcalarsınız, her zaman yaptığınız iş.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, konuşmak isteyen söz aldığı zaman konuşur. Lütfen, Sayın hatibi dinleyin.
Buyurun Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın, bir örnek daha vereceğim. Dört gün önce Sayın Nihat Hatipoğlu, sahur programına bir Ermeni çocuğu çıkardı. Yanına aldı ve onu Müslüman yaptığını iddia etti. "Efendim, televizyona çıkmış, çocuk Müslüman olmuş." Ağır bir çocuk istismarına maruz kaldı o çocuğumuz arkadaşlar.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Allah, Allah.
GARO PAYLAN (Devamla) - Çocuk istismarıdır. 13 yaşında bir çocuğu televizyona çıkarıp istismar etmiştir Nihat Hatipoğlu.
Değerli arkadaşlar, 13 yaşında bir çocuğu... Annesinin rızası yok. İddia o: "Rızası var."
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Müslüman, annenin rızasıyla olmaz ya. Annenin rızasıyla olmaz Müslüman, kabul eder, olur ya. Annenin rızasıyla Müslümanlık olur mu?
GARO PAYLAN (Devamla) - Rızasının olmadığını net bir şekilde ben konuştum ama rızası olsa bile 13 yaşında bir çocuğu nasıl televizyonda istismar edebilir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Paylan, tamamlayalım, selamlayalım.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Ya çocukları Kandil'e götürmüyor, alıp Müslüman yapıyor. Ne istiyorsun?
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bir çocuğun 18 yaşını geçtikten sonra, reşit olduktan sonra hangi inancı seçeceği kendi kararıdır ama empati kurun, şurada ve Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde 13 yaşında bir Müslüman çocuğu alıp vaftiz etmeye kalkarlarsa ne hissedersiniz?
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - İncil dağıtılırken hiç sesiniz çıkmıyor!
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Avrupa ülkelerinde bebekler alınıp Hristiyanlaştırılıyor, onu söylesene!
GARO PAYLAN (Devamla) - Böyle bir şeyi kabul edebilir misiniz? Edemezsiniz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Avrupa'da ailelerden zorla alınıyor çocuklar.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bu anlamda Nihat Hatipoğlu'nun yaptığı da suçtur.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Papazlara bakın, papazlara.
BAŞKAN - Sessiz olun değerli arkadaşlar.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın, bu akılla devam ettiğimiz sürece biz ne tarihimize sahip çıkabiliriz ne kültürümüze sahip çıkabiliriz. İstediğimiz kadar koruma kurulları kuralım tarihimize sahip çıkamayız.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Avrupa'daki zorla alınan çocukları söylesene sen, Hristiyanlaştırılan.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bu ülkenin tarihi arkadaşlar, Rum'dur, Ermeni'dir, Kürt'tür, Türk'tür.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Hadi oradan! Hadi! Hadi!
GARO PAYLAN (Devamla) - Bütün bu kimliklerin barışmasından geçer, koruma kurullarına gerek yok, yeter ki tarihimizle barışalım, kimliğimizle barışalım, geçmişimizle barışalım.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)