GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Eskişehir ilinde yapılmak istenen termik santrale ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:80
Tarih:21.05.2019

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime, düşünceleri yüzünden cezaevlerinde tutulan Eren Erdem, Musa Kart gibi gazetecilere; Osman Kavala, Füsun Üstel gibi yüzlerce aydınımıza ve siyasetçilerimize özgürlük dileyerek başlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Eskişehir'imizin dibine, Anadolu'nun buğday ambarı Alpu Ovamıza kömürlü termik santral yapmak istiyorlar; evet, koruma altındaki ovaya zehir santrali dikmek istiyorlar. Bu kürsüde defalarca konuştuk, bugün "Bu son olsun." umuduyla bir kez daha karşınızdayım çünkü havamızı, suyumuzu, toprağımızı, hayvanlarımızı ve 1 milyon Eskişehirliyi zehirlemek istiyorlar. Ankara'daki beylerin rant iştahına biz burada "Dur." demez isek o santral yılda 6 milyon ton kömür yakacak, zehri havaya ve suya verilecek, o güzelim ovaya 450 futbol sahası büyüklüğünde kül depolanacak, yüzlerce, binlerce hemşehrimiz erken yaşta hayatını yitirecek. Bu santrale köylümüz, belediyelerimiz, sivil toplum karşı, yediden yetmişe her görüşten vatandaş karşı. Açılan davalar birer birer lehimize sonuçlanıyor. Halk karşı olduğu için ihaleye başvuran da yok, ihale tam 6 kez ertelendi. Eskişehir'de bu santral yapılsın diyen tek bir Allah'ın kulu yok. Nitekim 31 Mart seçimine bir hafta kala Cumhurbaşkanı Erdoğan Eskişehir'e geldi ve "Verimli Alpu Ovası'nı koruma altına aldık, dokunmayacağız." dedi. Tam derin bir nefes almıştık, artık tehlike geçti demiştik ki seçimler bitti, verilen tüm o sözler unutuldu, umutlarımız çöpe atıldı. Geçen hafta bir baktık Alpu Ovamızda sondaj çalışmaları başlamış; bakın, göstereyim.

Değerli arkadaşlarım, o verimli ovadaki bereketli buğday tarlalarına köstebek yuvaları gibi onlarca kuyu kazılmış, bunlardan daha yüzlercesi kazılacak. Eskişehir Milletvekilimiz, mücadele arkadaşımız Jale Nur Süllü ile sivil toplumla gittik, köylülerle konuştuk, konuştuk ve neye üzüleceğimizi şaşırdık. Bu devasa sondaj kulelerinin altında ezilen bolluk, bereket simgesi ekinlerimize mi üzüleceğiz yoksa daha sondajla birlikte başlayan çevre cinayetlerine mi üzüleceğiz? Bu fotoğrafa da lütfen iyi bakın. Sondaj sırasında çıkan zehirli hafriyat atıkları Beyazaltın, Danişment, Gündüzler, Kızılcaören ve civar köylerin kullandığı berrak derelerimize bırakıldı bile. Yani santral yapılmadan değerli arkadaşlarım, zehirleme başladı; acımasızca, vicdansızca başladı.

Değerli arkadaşlarım, hani doğal sit alanıydı, dokunulmayacaktı; hani Eskişehir'in hayrına olmayan hiçbir şeye "evet" denmeyecekti? Maalesef halkımıza yalan söylediler, kandırdılar. Bakın, biz başından beri hep aynı şeyi söyledik, kürsülerde söyledik, meydanlara çıktık, sokaklarda yürüdük, Eskişehir'e zehir santrali istemiyoruz dedik.

Buradan, bir kez daha bu verimli ovanın bağrına o sondaj kuyularını hançer gibi sokanlara sesleniyoruz: Vazgeçin, sarayın gözdeleri daha çok kâr etsin diye rant uğruna, halka rağmen bu zehir projesini sürdürmeyin. Bu sondaj kuyularına harcadığınız paraları, yandaş müteahhitlerin önüne dökeceğiniz paraları ülkesi için alın teri döken, eli nasırlı çiftçimize verin. Verin ki çiftimiz daha çok üretsin, daha sağlıklı, daha ucuza üretsin. Çok bir şey istemiyoruz; kamunun kaynakları havayı, toprağı, suyu ve insanı zehirlemek için değil, ölüm için değil, üretmek için, yaşatmak için harcansın. Artık bu inattan vazgeçin. Kuyularınızı da zehirli planlarınızı da kirli pazarlıklarınızı da alın ve çekip gidin. Eskişehirli ne termik ister ne kömür, Eskişehirliler sadece ve sadece sağlıklı bir ömür isterler.

Değerli arkadaşlarım, yaşanan süreçte en vahimi ise insanımıza, köylümüze söylenen yalanlar. Köylüleri ikna için giden MTA yetkilileri "Bu sondajlar termik santral için değil." diyorlar, hatta inanması çok zor ama "Petrol aramak için kazıyoruz." bile diyorlar. Verimli topraklarından olacak, zehir soluyacak insanlar baskıyla, tehditle, yalanla ikna edilmeye çalışılıyor. Bu yapılan çok büyük ahlaksızlıktır. Seçim öncesinde Eskişehirlileri, Alpuluları kandırdınız, "Toprağa dokunmayacağız." dediniz; seçim bitti, şimdi sondaj çukurları açtınız. Aklınız sıra Eskişehir'i, Eskişehirlileri cezalandırıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bağlayın sözlerinizi Sayın Çakırözer.

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

31 Martta Alpulular size ders verdi, Eskişehir ders verdi; Ankara, Antalya, Adana, Mersin ders verdi, İstanbullular size ders verdi ama anlaşılan yetmemiş, yenilen pehlivan misali güreşmeye doyamıyorsunuz.

Son söz olarak, buradan, 23 Haziran seçimlerinde oy kullanacak İstanbullulara seslenmek isterim: Eskişehir'de yaşananları görün, dokunulmayacak denen o verimli ovamızın hâlini görün; bunlara inanmayın, güvenmeyin. 23 Haziranda bir ders daha verdiğinizde inanın, sadece İstanbul için değil, temiz havamız için de bereketli topraklarımız için de berrak sularımız için de geleceğimiz için de her şey çok güzel olacak.

Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)