| Konu: | Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 23.05.2019 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 58 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Sizleri, kamuoyunu ve tüm siyasi tutukluları saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, turizm, ekonomik ve kültürel kalkınmanın en önemli araçlarından biridir. Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik darboğazın çıkışı yine turizmin sağlayacağı katma değerlerle olacaktır. Turizmi tek boyutlu ele almamız, onu sadece 5 yıldızlı, 7 yıldızlı otellere çekebileceğimizi sanmamız inanın tamamen bir yanılgıdan ibarettir. Turizm çok boyutlu bir durumdur. Ülkemizdeki adalet sisteminin, özgürlük algınızın ne kadar geniş olduğu turizmle doğru orantılı olarak gelişir. Ülkenin kutuplaştırıldığı OHAL'ler, insan hakları ihlalleri, en demokratik anayasal haklarını kullananlara dahi uygulanan insanlık dışı müdahaleler, KHK'ler ve benzeri birçok durum turizmi doğrudan etkilemektedir.
Çözüm sürecinin son bulması otoriter bir rejimin de başlangıcı oldu. Adalet saraylarının sarayın adaletine dönüştüğü, üstünlerin hukukunun uygulandığı, demokrasinin, insan yaşamının, tarihin, kültürün ve seçmen iradesinin AKP onayı olmadan geçemeyeceği bir Türkiye algısı inşa edildi. Ve son olarak 20 Mayıs tarihinde 14 belediye meclis üyemizin 9'u görevinden uzaklaştırıldı. Hepsi hakkında 11 Nisan günü soruşturma başlatılıyor. Yalnız bu arkadaşlar 12 Nisanda mazbatalarını alarak göreve başlıyorlar. Yani AKP kanunsuzluğuna kılıf bile aramaya artık tenezzül etmiyor. Amaç, tamamen, belediye meclisinde çoğunluğu alarak istedikleri şeyi yapmak, denetimden ve gözetimden kaçmaktır. Hukuku koruduğumuz, insan haklarına saygılı olduğumuz sürece turizm gelişebilir.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 1'inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca "Turizm tesisleri sınıflandırma çalışmalarında Sınıflandırma Komisyonunda görev alacak sektör temsilcilerinin bulunmadığı durumda üç Bakanlık kontrolörü yerine, iki Bakanlık kontrolörünün görevlendirilmesi uygun görülmüştür." denilmektedir. Söz konusu kontrolör sayısını düşürme sebebi olarak da gerekçede ve Komisyon çalışmalarında personel sayısı eksikliği ve mevcut personelin verimli kullanımının hedeflendiği defaaten belirtilmiştir. Fakat işsizliğin yüzde 15'lere ulaştığı ve bu sayının her geçen gün daha da arttığı, insanların devlet kapısında yeni iş bulabilmek adına KPSS sınavları ve mülakatlara defalarca katılmaya çalıştığı böyle bir Türkiye gerçekliğinde, yetersiz personel açıklaması yapmak doğru bir yaklaşım olmamakla birlikte, kontrolör yetiştirmenin uzun sürdüğü gerekçesini kabul etmek de mümkün değildir. Heyet üyesi ne kadar fazla olursa alınan karar da daha demokratik, tartışmaya mahal vermeyecek ölçüde doğru ve sağlıklı olur. Dolayısıyla sayıyı düşürmek değil yeni kontrolörler yetiştirmek Bakanlığın hedefi olmalıdır.
Yine, ikinci fıkrada personel lojman alanı tanımı yapılmış, tanımda "denize cephesi bulunmayan" ifadesi Komisyonda da tartışılmıştır. Bu ifadenin mevcut şeklinin değiştirilmesi önemlidir. Bakanlık yetkilileri tarafından personel lojman alanının tesislere 8 ila 10 kilometre uzakta olacağı belirtilmiştir. Fakat anlaşılması ve söz konusu personelin mağdur edilmemesi açısından ne gibi bir çalışmanın yapılacağı hususuna da değinilmemiştir.
Yine, odaların hangi ölçülerde ve kaç yataklı olacağı, temel ihtiyaçlarını giderebilecekleri sahaların yapılıp yapılmayacağı da belirtilmemektedir. Amaç emekçi personelin moral ve motivasyonunu artırmak, daha iyi hizmet vermelerini sağlamak olmasına rağmen buna yönelik bir emare bulunmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, bir komisyon seyahatinde AKP milletvekilleriyle sohbetimizde sayın vekillerden birinin "Teknolojide biz NASA'dan öndeyiz." ifadesini hayretle dinlemiştim, şimdi bu vekile hak veriyorum. Ben yirmi yıl önce Amerika'ya, NASA'ya iş yapan bir teknoloji firmasının davetlisi olarak gitmiştim, parmak izi ve iris taramasıyla kapı kilidinin açılması teknolojisine orada şahit olmuştum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bağlayın sözlerinizi Sayın Gaydalı.
Buyurun.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Bugün görüyorum ki iris tarama teknolojisini acayip bir şekilde geliştirip seçimlerde kimin hangi partiye oy vereceğini belirliyorsunuz! Bu teknolojiyi mümkün olduğu kadar gizli tutun, mümkünse bu mucitleri tecrit altına, hatta koruma altına alın! Maazallah, bu teknoloji sizden çıkarsa dünya demokrasisi allak bullak olur!
70'li yıllardan beri "Fakir ülkeyiz." teraneleriyle büyüdük. Fakiri doyuramadığımız için değil, zengini doyuramadığımız için fakiriz, fakirleşiyoruz.
Son bir cümleyle bitirmek istiyorum, aç karnı doyurmak mümkündür ama aç gözü doyurmak mümkün değildir diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)