| Konu: | Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 23.05.2019 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, öncelikle turizmle ilgili çok kısa bir iki söz söylemek isterim 70'li yıllarda turizm işletmeciliği de yapmış bir ailenin çocuğu olarak: Bazen büyük büyük şeyler yapmayı bir şey yapmak zannediyoruz ama o dönemde hiç unutmuyorum İspanya'nın bir belgeselini izlemiştim ve Türkiye'yle ilgiliydi belgesel. Bütün kıyıları büyük otellerle çevrilmiş ve artık doğal hiçbir yeri kalmamış. Türkiye'de o zaman böyle bir şey yoktu ve bize seslenerek diyorlardı ki: "Yapmayın, biz bunu yaptık, siz yapmayın." Çünkü dünyada bunun örnekleri çok fazla zaten ama doğal yerlerin örnekleri çok az. Kapadokya'da ne olacak, ben merak ediyorum, hakikaten bütün çocukluğumu etkileyen yerlerden biridir, aynı şekilde birçok sahil yeri de öyle. Bence, büyüklük kompleksinden ve o tür ticari işletme kompleksinden vazgeçelim çünkü doğallık aynı zamanda bir turizm kaynağıdır, bunu başka ülkelerde çok güzel becerebiliyorlar, örnekleri var, bizim ülkemizde de yapmak mümkün diye düşünüyorum.
Ben önemli bir başka konuya değinmek istiyorum. Bilmiyorum dikkatinizi çekti mi ama gazeteci Gökçer Tahincioğlu'nun özellikle son iki günde gündeme getirdiği ve 100'e yakın Hizbullah yöneticisinin serbest bırakılmasına dair karar.
Şimdi, 2011 yılında CMK'deki uzun tutukluluk düzenlemesi yürürlüğe girmişti ve buna göre, örgütlü suçlarda henüz kesinleşmeyen hükümlerden sonra, işte, on yıllık tutukluluk süresini dolduranların tahliyesi gerekiyordu ve yüzlerce insanı vahşice yöntemlerle öldüren Hizbullah'ın üst düzey yöneticisi 34 isim, 2011 yılında, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin büyük tepki çeken kararlarıyla tahliye edilmişti. Bundan sekiz yıl sonra yani 2018'de cezaevlerinden 100'e yakın Hizbullah yöneticisinin daha serbest bırakıldığı ve cezaevlerinde şu anda ağır cezaya mahkûm Hizbullah hükümlüsü kalmadığı ortaya çıktı.
Anayasa Mahkemesi 2018'de bir karar aldı ve dedi ki: "1990'larda yapılan yargılamalarda özellikle, askerî hâkim varsa heyette, askerî hâkim olması yeniden yargılama nedenidir." Ve buna dayanarak bütün Hizbullah hükümlüleri buna başvurdular "Biz askerî hâkimle yargılandık." diyerek -ki haklı bir gerekçedir, askerî hâkimle yargılanılmaması gerekir- bu yeniden yargılama için bir kapı açtı onlara ve onlar işte bununla ilgili tahliye edildiler ama önemli bir şey var. Şimdi, başka mahkemelere başvurular yapıldığında bütün mahkemeler Hizbullahçılarla ilgili bu tahliye kararlarını verdi ama Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi enteresan başka bir şey daha yaptı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkan ve üyelerinin FETÖ'den ihracını da aynı şekilde yeniden yargılama nedeni saydı ve dolayısıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyeleri hem 2011'de kendileri verdikleri kararla Hizbullahçıların tahliyesini sağlamış oldular hem de kendileri ihraç edildikleri için FETÖ'cü olmak nedeniyle, ihraçları da aynı zamanda yeni Hizbullah hükümlülerinin tahliyesini sağlamış oldu.
Evet, ben burada aslında özellikle bu tahliyelerden sonra onların acımasızca öldürdükleri 2 kişiyi saygıyla anmak isterim. Yazar Turan Dursun ve İslamcı feminist Konca Kuriş. Hatırlayanların eminim ki içleri sızlıyordur o günleri düşündükçe.
Peki, bütün bunlar oldu, FETÖ'den bu insanlar, işte, ihraç edildiler; onların yaptığı yargılamalarda yargılanan, başka örgütle itham edilenler serbest bırakıldı mı? Hayır. Ne yeniden yargılama talepleri kabul edildi... Yani bu askerî yargıç var diye ki şimdi bir dört beş yıl daha gerekiyor onların taleplerinin neticelenmesi için ama FETÖ'yle ilgili olanın, o ihraçla ilgili olanın bütün örgüt suçları için yeniden yargılama nedeni sayılması lazım. Ama bu maalesef mümkün olmadı. 2011 yılına kadar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kerestecioğlu, tamamlayın.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.
8 ayrı iddianame hazırlayan Zekeriya Öz'ün de aralarında bulunduğu Ergenekon, Balyoz, Şike, KCK, 17-25 Aralık, Oda TV, Selam Tevhid gibi soruşturma ve davalarda görev yapan 25 hâkim/savcı hakkında FETÖ üyeliğinden iddianame hazırlanıp on beş yıl hapis istemiyle yargılanması istenenler arasında Zekeriya Öz'ün yanında başkaca savcılar ve hâkimler de bulunuyordu. Tüm bunlara rağmen, HDP parti yöneticileri, belediye başkanları başvurduklarında, işte, "Onlar FETÖ'cülerdi." diyerek yaptıkları başvurularda maalesef hiçbir şekilde muhatap bulamadılar. Bugünkü yargı, aynı şekilde Hizbullahçılara tahliye yolunu açan yargı, HDP yöneticilerinin, Cumhuriyet gazetesi yazarlarının, Osman Kavala'nın -Gezi iddianamesi de 2013'te FETÖ'cüler tarafından hazırlanmıştı ve 2018'deki iddianame de aynı şekilde onun devamıdır aslında- yolunu açmadı. "Adalet" derseniz gülerim derim, sadece siyasi yargı diyebiliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)