GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:82
Tarih:23.05.2019

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz 2017 yılında ağırladığı 37 milyon turistle dünyada 8'inci sırada yer alıyor. Oysa 2015 yılında yaklaşık 42 milyon turistle 6'ncı sıradaydık. Bizden daha üst sıralarda bulunan İspanya ve İtalya gibi ülkelerde sadece ziyaretçi sayısı değil, turist başına harcama oranları da çok daha yüksek. Yunanistan'da turist başına harcama 1.500 doları aşarken ülkemiz hâlâ bin dolar seviyesine ulaşamadı. 2003 yılında 830 dolar olan harcama 2017'de 681 dolara inmiş durumda yani son on yedi yılda turizm gelirinde de geriledik.

Turizm açısından ne denli elverişli bir ülke olduğumuzu izaha gerek yok. Ancak yüksek gelir grubuna sahip turistleri çekmekte başarısız olduk. Üstelik, iktidarın yanlış vizyonu ve politikaları nedeniyle, önceki dönemlerde yapılan turizm hamlelerinin ivmesi de hayli sarsıntıya uğradı. Ayrıca, müzelerin ve sit alanları gibi değerlerin tanıtımında çok büyük eksiklikler bulunmaktadır. İhmal edilen müze ve kültür turizmi, hem ülkemizin genel tanıtımına katkıda bulunacak hem de nitelikli turist sayısını ve turist başına gelirimizi artıracak önemli bir alandır. Turist sayısının ve turist başına harcama rakamlarının bu kadar düşük olmasının nedenlerinden biri yanlış turizm politikaları ise diğeri, ülkemizin ciddi bir imaj ve algı probleminin olmasıdır. Daha önceki hatipler de bu hususa değindiler.

İktidarın uluslararası ilişkilerde etkinlikten uzak, hoyrat tutumu, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konularındaki geriye gidiş ülkemizin uluslararası imajını ve itibarını önemli oranda tahrip etmiştir. İmaj sorunu olan bir ülkeye yüksek gelir grubundan turist gelmediği gibi, orta gelir grubundaki turistler de gelmekte tereddüt etmektedir, yabancı yatırımcı ise kaçmaktadır.

Bir zamanlar, yabancı basında, ülkemizin turizm değerleri, doğal ve kültürel hazineleri ve eğlence sektörü gibi olumlu özellikleri gündem olurken, bugün gündemde, hep, hoş olmayan hadiseler yer almaktadır. İstanbul seçimlerinde millî iradenin gasbedilmesi de bu meyanda zikredilmesi gereken ve uluslararası itibarımızı aşındıran gelişmeler arasındadır.

Memleketim ve seçim bölgem olan Aydın'da, turizm sektörü, son dönemlerde yaşanan sorunlardan son derece muzdarip olmuştur. On yedi yıllık iktidar Aydın'ı maalesef ihmal etmiş, yatırımlardan mahrum bırakmıştır. Bunun yanı sıra, turizme en elverişli bölgeler de çarpık yapılaşmaya tabi tutulmaktadır. Otoyol, havalimanı ve hızlı tren yatırımları yıllardır geciktirilmekte, Aydın halkı oyalanmaktadır. Kuşadası ve Didim gibi istisnai özelliklere sahip beldelerde gerekli ulaşım düzenlemeleri ve tanıtım faaliyetleri yıllardır layıkıyla gerçekleştirilememektedir. Kuşadası Efes Kongre Merkezi, ortakları olan TÜRSAB ve DÖSİMM'in idari sorunları nedeniyle faaliyet gösterememektedir. Karayolları Genel Müdürlüğü Kuşadası çevre yolunu dört yıldır tamamlayamamıştır. Kruvaziyer turizminde yaşanan sorunlar bir türlü aşılamamış, ülkemize yönelik risk algılamaları nedeniyle firmalar Kuşadası'nı programlarından çıkartmıştır. Gemiler hemen karşıdaki Sisam Adası'na demir atmakta, yolcuların yalnızca yüzde 5 kadarı küçük teknelerle Kuşadası'na getirilmektedir. Ayrıca, kıyılarımızın en güzel yerlerine kurulmuş olan ikinci konut siteleri yani yazlıklar yılın büyük bölümünde atıl vaziyette olduğu için önemli bir ekonomik potansiyelden istifade edilememektedir. Bu siteler rasyonel bir çevre düzenleme planı çerçevesinde, sahiplerinin hakları da gözetilerek iç ve dış turizme açılırsa hem sahiplerine hem ülke ekonomisine hem de bölge turizmine büyük katkı sağlanabilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Sezgin, tamamlayın sözlerinizi.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bu yönde bir proje hazırlanarak teşvik mekanizmalarıyla desteklenirse ülkemizdeki diğer tatil beldelerinde de hayata geçirilebilecek bir model teşkil edilebilir.

İstanbul Havalimanı'nda geçtiğimiz hafta yaşanan aksaklıklar da ciddi altyapı sorunları olarak yorumlanmaktadır. Bu sorunların giderilememesi yolcu ve turistler için caydırıcı sonuçlar doğuracaktır. Bunu da burada belirtmem gerektiğini düşünüyorum.

Sözlerime son verirken İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin yürürlüğe girişinin 70'inci yılını, insan haklarının ülkemizdeki hazin durumunu da göz önünde bulundurarak burukluk içinde kutluyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)