GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Korunması gereken en önemli değerin demokrasi ve hukuk devleti kuralları olduğuna, 27 Mayıs darbesinin 1980 yılına kadar özgürlük ve demokrasi bayramı olarak kutlandığına, Gezi'nin zaman içerisinde bu ülkenin millî iradesine karşı bir kalkışma olduğunun anlaşılacağına, Gazi Meclisin bugüne kadar millî irade istikametinde verdiği mücadeleyi kutladığına, millî birlik ve beraberlikle geleceğe yürüneceğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:84
Tarih:28.05.2019

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, tartışmalarımız olur, farklı bakış açılarımız olur ancak korumamız gereken en önemli değer demokrasimiz ve hukuk devleti kurallarımızdır. Bunu da Anayasa'mızın ve yasal düzenlemelerimizin çizdiği sınırlar içerisinde Parlamentomuzun, yasama, yürütme ve yargı erklerimizin ve tüm bürokratik ve sivil toplum teşkilatlarımızın çalışmasının bu pozitif düzenlemeler çerçevesinde yerine getirilmesine borçluyuz. Bu bağlamda, gerek ülkemiz içerisinde yaşanan olaylara gerekse dünya genelinde yapılan tartışmalara baktığımızda, eğer bir yerde hukuk devleti varsa, hukukun üstünlüğü söz konusuysa işte burada barışın egemen olduğunu görüyoruz. Batı kültüründe, Batı geleneğinde biliyorsunuz, Themis heykeli vardır. Orada elde ne vardır? Bir yasa, bir de kılıç vardır. Tek başına yasa hiçbir anlam ifade etmez. Yasanın tek başına olduğu yerde hukukun üstünlüğünden bahsetmemiz de söz konusu değil. Aynı zamanda kılıç, orada, cebrî yolla olsa da hukukun emrettiği kuralların bir şekilde yerine getirilmesini emreder. Bu anlamda, hukukun üstünlüğü söz konusu olduktan sonra bütün hukuk düzeni, demokratik barışımız da egemen olacaktır.

İşte diyoruz ki: Dünden bugüne tartışmalar söz konusu oldu ülkemizde. Bugün de işte bizim "Gezi kalkışması" diye ifade ettiğimiz olayların yıl dönümü. Şimdi, bakıyoruz, buna "özgürlük" denilebilir, "demokrasi" denilebilir birileri tarafından ancak dün -seneidevriyesini maalesef acı bir şekilde idrak etmiştik, Adnan Menderes'in, Fatin Rüştü Zorlu'nun ve Hasan Polatkan'ın idamının nedeni olan- 27 Mayıs darbesinin yıl dönümüydü. 27 Mayıs darbesi maalesef, bir darbe olmasına rağmen ve bu ülkeye sosyal, siyasi, ekonomik, toplumsal barış açısından acı bedeller ödetmiş olmasına rağmen tam 1980 tarihine kadar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - 1961 darbesinin yıl dönümü olan 27 Mayıs darbesi 1980'e kadar devrim bayramı olarak kutlanmıştı. Yani bir darbeyi dahi bu millete, darbeciler bir bayram olarak maalesef kutlatmışlardı hem de özgürlük ve demokrasi bayramı olarak. Onun için, biz şunu çok iyi biliyoruz ki hukuk devleti kurallarını işlettikten sonra, demokrasiye inandıktan sonra bu ülkenin barış içerisinde yaşamasının bütün kuralları hayata geçmiştir.

Gezi'yle ilgili meseleye gelince: İşte, devrim bayramı yirmi yıl kutlandı. Gezi, bir şekilde âdeta "özgürlük bayramı" olarak altı yıldır kutlanıyor ancak göreceksiniz ki zamanın yargısından geçtikçe Gezi'nin bu ülkeye, millî iradeye karşı bir kalkışma olduğunu. İşte, Ukrayna'da yaşadığımız Turuncu Devrim'e, bugünlerde Venezuela'da cereyan eden olaylara, yine o 7 Haziranda Gezi'yle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - ... âdeta eş zamanlı bir şekilde Sisi darbesinin, Arap Baharı'nın yaşandığı dönemlere bakılacak olursa işte o Gezi kalkışması sürecinde Türkiye âdeta uçurumun kenarından dönmüştür.

Bu vesileyle yine ne gariptir ki bir taraftan kurtuluş ve kuruluş mücadelesini verdiğimiz, 15 Mayıstan sonra 19 Mayısta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkışı, daha sonra Havza, Amasya, Erzurum kongreleri ve tamimleriyle başlayan ve yine Gazi Meclisimizin bizzat yürüttüğü kurtuluş mücadelesi döneminde maalesef yine millî iradeye saldırıların yıl dönümünün de yaşandığını görüyoruz. İşte Gezi'nin bu ülkenin millî iradesine karşı nasıl bir kalkışma olduğu zaman içerisinde anlaşılacak ve millî irademize de nereden gelirse gelsin nasıl sahip çıkmamız gerektiğini ifade eden anlamlı bir süreçten geçiyoruz.

Bu vesileyle Gazi Meclisin bugüne kadar millî irade istikametinde verdiği mücadeleyi yeniden kutluyor ve yine Meclisimizle, millî birlik ve beraberliğimizle, barışımızla geleceğe yürüyeceğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.