| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 29.05.2019 |
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasanın içine sıkıştırılıvermiş, vakıf üniversitesi kurulmasına ilişkin maddenin görüşmelerine ışık tutması açısından öncelikle sizlerle üniversitenin tanımını paylaşmak istiyorum. Teknolojiyi, toplumsal olayları, sanatı, kültürü dünyaya yansıtan ve yansımaları alan bilimsel kentlerdir üniversiteler; aynı zamanda, akademik çalışmalarıyla dünyaya yön vermeyi görev edinmiş, insanlık değerlerini gelecek nesillere aktaran akademisyenlerin yaşadığı kentlerdir.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu tanıma uygun, ülkenin gereksinimlerine hizmet edecek ve nitelikli kadrolarıyla özgür, sorgulayan bireyler yetiştirecek üniversiteler kurulması gerektiğine inanıyoruz, bir üniversite kurulurken de Millî Eğitim Komisyonunda görüşülmeden alelacele geçirilmeye çalışılan bir üniversitenin bu tanıma ne kadar uyduğunu ve bunun arkasındaki anlayışı sorgulamamız gerektiğini düşünüyoruz.
Tek bir binaya sığdırılmaya çalışılan vakıf üniversiteleri, evrensel kent tanımına ne kadar uymaktadır? Kampüsü bile olmayan üniversiteler birer eğitimhane midir yoksa ticarethane midir? Görüştüğümüz maddeyle vakıf üniversitesini kuracak Bulut Vakfı kimin himayesindedir? Bu sorulara yanıt verilmelidir. Eğer merak edenleriniz olursa, sosyal medyaya şöyle bir bakmanız yeterli.
Üniversite açılmasına asla karşı değiliz ancak üniversitenin borç ödeme, rica yerine getirme aracı olarak değil, ülkemizin geleceğine ışık tutma aracı olarak görülmesini istiyoruz. Kârlılık amaçlı kurulan üniversitelerin bilimsel üretim ve gençlerimize sağlayacağı katkıdan da endişeliyiz.
Yürütmenin bakış açısıyla diploma odaklı eğitim planlaması, yetkinlik odaklı planlamanın önüne geçmiş, nitelikli eğitim dar bir azınlığın erişebileceği bir ayrıcalık hâlini almıştır. Eğitim planlaması ve istihdam arasında bağ kurulamadığından, işsizlerin yüzde 28'i ne yazık ki üniversite mezunudur. Yürütme, üniversitelerin niteliğinden çok niceliğiyle ilgilenmekte, kurulan üniversite sayılarıyla övünmektedir. Eskişehir'de olduğu gibi, yine bir torba yasa garabeti içinde bir gecede üniversite bölünerek üniversite sayısına eklenmekte ancak üniversitelerin sorunları göz ardı edilmektedir. Partizanca ve liyakatten uzak rektör atamalarıyla üniversitelerin özerkliği zarar görmekte, YÖK üniversitelerin tepesinde kılıç gibi sallanmaktadır.
Üniversitelerdeki demokrasi eksikliği akademisyenlerin beyin göçünü tetiklemektedir. Birilerinin hatırına üniversite açarken akademisyenlerin hatırı hiç mi hiç düşünülmemektedir. Vakıf üniversitelerinde çalışanların kölelik koşullarında çalıştırılmasını, nitelikli bilimsel çalışma olanaklarından yoksunluğunu, meslekten uzaklaştırılan akademisyenleri, tutuklu öğretim üyelerini görmezden geliyoruz. Dünyada ilk 500 üniversite arasına giremeyişimizi hiç sorgulamıyoruz. İktidar olanaklarını birilerine sunmak yerine mevcut üniversitelerimizin niteliklerini iyileştirmek için neler yapabileceğimizi hiç mi hiç konuşmuyoruz. Bunları konuşacağımıza İstanbul'daki 47, Türkiye'deki 76 vakıf üniversitesine bir yenisini daha ekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, hiç üniversitelerimizin doluluk oranlarını merak ettiniz mi? 1 kişinin kayıt yaptırdığı fakülteler olduğunu biliyor musunuz? Kapanmak üzere olan üniversitelerimiz var mı? Kaç bölüm, bugüne kadar neden kapatıldı? 4 matematik netiyle kayıt yaptırılabilen kaç mühendislik fakültesi var bugün ülkemizde? Yükseköğrenim tercihinde devlet-vakıf kıyaslamasında devlet üniversiteleri ne durumda? Bunları bilmenin bir önemi var mı sizce? Önemli olan, hatırlı kişilerin gönlünü hoş tutmak.
Galatasaray Üniversitesinin adını çağrıştıracak, tarihî semt adı Galata Üniversitesi olarak koydukları adından ve içeriğinden başka ne biliyoruz bu üniversite hakkında?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Bir dakika rica edebilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN - Buyurun.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Vakıftan kimsenin gelip bilgi vermediği Bütçe Komisyonu tutanaklarına geçmiş. Ayrıca, neden Bütçe Komisyonunda görüşüldüğünü de anlayabilmiş değiliz. Açılacak bölümler için bir ihtiyaç planlaması var mı, onu da bilmiyoruz. Örneğin, diş hekimliği fakültesi var. Diş hekimleri odası on altı yılda 19'dan 86'ya çıkan fakültelerin 63'ünde eğitim verilebildiğini söylüyor. Bu sayı sabit olsa bile 6.500 mezunun sadece 750-1.000 arası olması gerektiği söyleniyor. Ne bilir onlar? Meslek odalarının gerektiğinde haddi bildirilir. Kimse kafasını boşa yormasın, nasıl olsa birileri sarayda oturuyor ve sizin de bizim de yerimize karar veriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.
Hani dillere çok pelesenk edilen şu beka meselesi var ya, esas beka meselesinin, esas bekamızın eğitim planlamasından geçtiği bilinciyle davranmamız gerektiğini artık anlamış olmamız gerekir diyerek Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.