GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:85
Tarih:29.05.2019

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Divan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz teklifin 7, 8, 9, 10 ve 11'inci maddeleriyle 3213 sayılı Maden Yasası'nda değişiklikler öneriliyor.

On yedi yılda Maden Yasası'nda 2'si köklü olmak üzere tam 14 değişiklik yapılmış. Daha üç ay önce 7164 sayılı Yasa'yla Maden Yasası'nda yine değişiklikler getirilmiş. "Neden?" diyecek olursanız aslında neden çok basit. Cumhuriyetin kazanımlarını, fabrikalarımızı rant patronlarına değerinin altında satıp savuranlar, kâr getiren varlıklarımızı teminat olarak Varlık Fonu'na katıp tamamen kendi kontrolü altına alanlar, tarımımızı bitirip bizi dışarıya mahkûm edenler ülkemizin yer altı, yer üstü kaynaklarını hızla tüketiyorlar; şimdi de gözlerini yer altına dikmişler, "Nasıl rant çevreleri için daha cazip kılarız da daha iyi pazarlarız?"ın derdine düşülmüş anlaşılan.

MTA'nın elindeki ruhsatlar bölünemezken, görüşmekte olduğumuz maddeyle 3213 sayılı Maden Yasası'nın 47'nci maddesinde yapılan değişiklikle MTA'nın elindeki büyük alanlı sahalar için geçerli ruhsatların bölünmesinin, parça parça özel sektöre devredilmesinin önü açılmaktadır. Ruhsatların bölünmesi, yapılmaya çalışılan "ruhsatları birleştirme" ve "havza madenciliği" anlayışlarıyla taban tabana zıt bir uygulama olup MTA'nın görev tanımına da uygun değildir. Ancak, ruhsatların bölünmesi, yürütmenin bölerek, yatırımcılar açısından cazip kılarak rant kazandırma anlayışına son derece uygundur.

Bakın, burası çok önemli: 25 hektar sınırı aşılmadan, maden varlığının ortaya çıkarılmasıyla başlayıp işletme ruhsatına bağlanan alanlarda "ÇED Gerekli Değildir." kararı valiliklerden alınarak çalışmaya başlanılabilmektedir. Böylece kontrolsüz, çevresel etkilerinin ne olacağı bilinmeyen bir sürü alan türeyecektir. "Sadece maden arama aşamasında, ne olacak canım?" diyebilirsiniz. Bakın, sizlerle Eskişehir'deki deneyimimizi paylaştıktan sonra karar verelim isterseniz. Sayın Erdoğan'ın altında imzasının bulunduğu Bakanlar Kurulu kararıyla 2016 yılında verimli tarım arazilerimizin olduğu Alpu Ovamız "büyük ova" adı altında sit alanı ilan edilmişti. Çok geçmeden, hemen bir yıl sonra termik santral çalışmaları başladı Eskişehir'de ve 6 kez ihaleye çıkıldı ancak yatırımcı bulunamadı. Yerel seçim öncesinde Erdoğan Eskişehir mitinginde ovanın sit alanı olarak koruma altında olduğunu söyledi, aynı şekilde AK PARTİ milletvekilleri ve belediye başkan adayları da "Eskişehirlilerin aleyhine olacak hiçbir şey yaptırmayacağız." diye söz verdi. Peki, ne oldu, sözler tutuldu mu dersiniz? Eskişehirlinin aleyhine bir şey yapılmıyor mu şu anda? Gelin, hadi hep birlikte bir bakalım.

Bakın, burada Eskişehir'de başlayan sondajlar var, sondaj makineleri Eskişehir'in en verimli tarım ovasına konumlandırılmış durumda. Ve ne yazık ki kuyuların kazıldığı yerler, bakın, membranla kaplanması gerekirken naylonlarla kapatılmış, kimyasallar ne yazık ki tarım arazilerine sızıyor. Bakın, atıklar ne durumda? Derelere dökülüyor, bentonitlere katılan kimyasallarla derelerimiz kirleniyor, tarım arazilerine, toprak altı sularımıza sızıyor. Dedim ya hani verimli tarım arazisi diye, ekili alanlar var oralarda ve gerçekten çok verimli sahalar bunlar. Bakın, hiç dikkate almadan, sondaj yapacak araçlar girmiş, ekinlere zarar vermeye başlamış bile.

Şimdi, Eskişehirliler daha maden arama aşamasında başlarına neler gelebileceğini çok iyi gördüler. Bunları gören halk direniyor, termik santralde başına gelecekleri düşünmek bile istemiyor ve imza topluyorlar. Dava üzerine davalar sürdürülüyor. Eskişehirliler direniyor; suyumuzu, havamızı, toprağımızı kirletmemek için direniyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Bir dakika rica edebilir miyim.

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Tabii.

Eskişehirliler seçim öncesi olduğu gibi yine ikna edilmeye, kandırılmaya çalışılıyor ancak Eskişehirlileri bugüne kadar gerçeği söylemeyenler kandıramadılar. Biz Eskişehirliler olarak bizi kandırmak isteyenlere hiçbir zaman kanmadık ve her şeyin çok güzel olması için, kanmamayı deneyimleyerek öğrendik.

Ben inanıyorum ki 23 Haziranda da haksız ve hukuksuz olarak yenilenen İstanbul seçimlerinde daha önce İstanbul'a ihanet ettiklerini itiraf edenlere İstanbullular kanmayacak ve İstanbul'da da her şey çok iyi olacak, çok güzel olacak Eskişehir'deki gibi, diğer aldığımız şehirlerdeki gibi.

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Daha güzel olacak.

JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Aynen öyle. Ne kadar gülerseniz gülün, 23 Haziranda her şeyin ne kadar güzel olacağını siz de deneyimleyerek, İstanbul halkının kanmadığını görerek göreceksiniz.

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Hak yerini bulacak, Binali Yıldırım Başkan olacak, siz hiç merak etmeyin.

JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)