GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeralma Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:90
Tarih:18.06.2019

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu maddeyle askerlik hizmeti er ve erbaşlar için altı ay, yedek subay ve yedek astsubay için on iki ay olarak düşünülmekte ve Cumhurbaşkanına, 1 katına kadar artırılması için yetki istenmekte. Zaten Mecliste hangi kanunu konuşsak bir maddesini Cumhurbaşkanına yetkiyle ilgili düzenliyoruz.

Parti olarak aslında askerlik süresinin kısaltılmasını olumlu buluyoruz, hatta zorunlu askerliğin kaldırılması lazım. Türkiye'de -tarihine baktığımızda- yakın tarihte birçok kez askerlikle ilgili bedelli meselesi konuşulmuş, her bedelli meselesi konuşulduğunda da "En yakın tarihte bir düzenleme yapmamız lazım, en yakın tarihte bir sıralamayla önümüze getireceğiz, düzenleme yapacağız." denilmiştir, hiçbir zaman da bu düzenlemeye gidilmemiştir, çeşitli gerekçeler öne sürülmüştür. Ama ne yapılmıştır? Bedelli her seferinde çıkartılmıştır. Zaten "bedel" kelimesine baktığımızda anlamının "bir şeyi ödemek üzere" olduğu görülmektedir.

Askerlikle ilgili, zorunlulukla ilgili dünyanın birçok yerinde çeşitli düzenlemeler yapılmış ve zorunluluk artık dünya genelinde kaldırılmış. Bununla beraber, Türkiye'ye baktığımızda, zorunlu askerlikle ilgili son yıllarda bir şey ortaya çıkıyor. Çıkan ne? İnsanlar, siyasetçiler, sanatçılar, kanaat önderleri her yerde hamaset yapmaya gelince, milliyetçi söyleme gelince askerliği sürekli överken birçok kişi çocuklarını askere göndermemekte, birçok kişi gitmemek için çeşitli mazeretler uydurmakta. Kimileri yüksek lisans yapmakta, kimileri sağlık kurullarından rapor almakta. Ve ne oldu biliyor musunuz? Şu anda, yapılan araştırmalarda 3 milyon kişi bakaya durumunda yani askere gitmemek için çeşitli mazeretler çıkarıyorlar. Ve gençler, dönüyorlar, Parlamentoya sürekli fakslar çekiyorlar, telgraflarla, maillerle "Bedelliyle ilgili ne yapacaksınız?" diye soruyorlar.

Bakın, arkadaşlar, 27'nci Dönem Parlamentosu açıldığında, yeni sistemde, ilk konuştuğumuz maddelerden birisi tekrar bedelli askerlikti. Daha birinci yılı dolmadan tekrar aynı konuyu konuşuyoruz. Ve o dönem parasını yatırıp sıraya girenler hâlâ gitmemişler, sırada bekliyorlar ki askerlik görevlerini yerine getirsinler. Bunu beklerken yeni bir şeyle karşı karşıyayız.

Bunu niçin getiriyorum? Buna ilişkin bir problem varsa köklü çözüm bulmak lazım. Köklü çözüm, neden, nedir, nasıl kaldırılır, neye yönelmemiz lazım? Bunları konuşmadığımız sürece her zamanki gibi palyatif çözümler buluyoruz, herhangi bir kamuoyu baskısı olduğunda tekrar karşı karşıya geliyoruz.

Bizim bu maddede en çok ele almamız gereken konu vicdani ret meselesi. Vicdani ret meselesini ele almadığımızda, bir kere samimiyetle bu işle yüzleşmemiş oluyoruz. Ve "vicdani ret" dediğimizde "vicdan" kelimesini çok kullanmamıza rağmen "ret" dediğimizde acaba ne oluyor? Dünyanın her yerinde bu, tanımlanmış. Aslında Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre de tanımlanmış. Nasıl tanımlanmış? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre, gerek uluslararası sözleşmeler gerek Birleşmiş Milletlerin gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin gerekse de Avrupa Parlamentosunun düzenlediği çeşitli sözleşmeler bir üst norm olarak kabul edilmekte ve Anayasa onu tanımakta, ona göre düzenleme yapılmakta. Türkiye'de vicdani retle ilgili alınan kararlar, kişilere uygulanan yöntemler tümüyle yasa dışı ve bütün hayatları boyunca mağdur edilmekte.

Arkadaşlar, vicdani ret nedir? Bir birey emir almak istemiyorsa, emir vermek istemiyorsa, eğer hükmetmek istemiyorsa ret hakkı vardır. Çünkü ahlaki düşünce ve politik olarak insanların çeşitli tercihleri var, inancı gereği tercihleri var. Bir kişi savaşa karşıysa reddedebilir, bir kişi inancı nedeniyle reddedebilir, bir kişi ahlaki savunması gereği reddedebilir, bir kişi düşüncesiyle de yine reddedebilir. Ve baktığımızda dünyada birçok ülkede bununla ilgili düzenleme yapılmış, düzenlemeler yürürlüğe sokulmuştur. Nitekim, Birleşmiş Milletlerde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de bunlar düzenlenmiş, Anayasa'nın 90'ıncı maddesinde bu tanımlanmış ama gel gör ki Türkiye'de bu uygulanmamakta.

Bu maddeyle ilgili, vicdani retle ilgili konuya değineceğimiz için... Bir vicdani ret eylemcisi veya bunu savunan bir yurttaş bizi arayıp şunu söyledi, diyor ki: "31 Mart seçimlerinde bana oy pusulası geldi. Oyumu kullanmaya gittim, 'Oy kullanamazsın.' diyorlar." Aslında, yasaya göre, her şey bitmiş; teorisi iyi, pratikte bunları yaşıyoruz. Birçok ülkede bu problem çözülmüşken Türkiye'de bu hâlâ gündemde tutuluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın İpekyüz, tamamlayın lütfen.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Bakın, Avrupa Birliğinin 27 ülkesinden 21'inde bu problem çözülmüş. NATO'dan söz ediyor, 28 ülkesinden 23'ünde bu problem çözülmüş. Gerek vicdani retle ilgili gerek zorunlu askerlik hizmetiyle ilgili mutlaka bizim gerçek nedenlere yönelip çözüm bulmamız lazım. Çözüm bulmadığımız zaman bu tablo tekrar önümüze çıkacaktır. Ve vicdani retçiler diyor ki... Biz tümüyle reddediyoruz ama dünyanın birçok yerinde -biz madde teklifinde de söyledik- bu geçiş dönemlerinde insanlar askere gitmek istemiyorsa hükûmetler, devletler yasal düzenlemelerle "Kreşte çalış." "Huzurevinde çalış." "Rehabilitasyon merkezinde çalış." "Kamu yararına sivil toplum örgütlerinde çalış." "Yerel yönetimlerde çalış." diyor. Yani buna benzer bir hizmet alanı yaratılabilir ve nitekim, şu anda, Türkiye'de de "3 milyon kişi" diyoruz, "bekleyen var" diyoruz, buna ilişkin düzenlemeyi mutlaka bu yasayı çıkarırken yapmamız lazım ve 65 maddelik bir yasal düzenlemeyi hazırlarken toplumun taleplerini dikkate almamız lazım. Toplumun taleplerini dikkate almadığımız zaman, her seferinde, tekrar bununla yüzleşmiş olacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Son cümle Sayın Başkan...

BAŞKAN - Son cümlenizi alayım.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Onun için, geleceğimizi daha sağlıklı kılmak için bunun bir an önce çözüme kavuşturulmasını diliyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)