| Konu: | Sağlık alanında yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 19.06.2019 |
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Son yıllarda "Sağlıkta Dönüşüm Programı" adı altında hayata geçirilen birçok düzenleme hem sağlık emekçilerinin hem de hasta ve hasta yakınlarının ciddi mağduriyetler yaşamasına neden olmuştur. Bugün de bu düzenlemelerden biri olan, gittikçe piyasalaşan, nitelikli sağlık hizmetlerinden ziyade ranta ve paraya dönüştürülen, sağlık hizmetlerinin bir parçası olan şehir hastanelerinden söz edeceğim. Hükûmetin Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında hedeflediği şehir hastaneleri kamu-özel iş birliği modeli altında yapılmaya devam ediyor. Bu hastanelerden 9'u tamamlandı. Bu şehir hastaneleri hem sağlık çalışanları ve hastalar açısından hem de ekolojik açıdan birçok sorunu da beraberinde getirdi. Her şeyden önce şehir hastaneleri birer AVM mantığıyla yapılıyor. Yüksek, geniş, şatafatlı binalar olunca sanki daha kaliteli bir sağlık hizmeti verilecekmiş gibi bir algı yaratılıyor. Hastanelerin kurulduğu alanlar çok geniş, hastaneleri inşa edebilmek için birçok hastanenin kurulacağı yerlerdeki yeşil alanlar yok ediliyor. Sulak araziler kumla doldurularak beton zemin elde edilmeye çalışılıyor. Sadece Bilkent Şehir Hastanesi için ayrılan alan 1 milyon metrekare. Mevcut hastaneleri kapatıp hepsini bir hastanede birleştirmek için devasa alanları yok etmek hem ekolojik bir yıkım hem de büyük bir israftır.
Kuruluş anından itibaren doğaya zarar verilerek yapılan bu devasa hastaneler nitelikli sağlık hizmeti sunmaktan da son derece uzaktır. Hastane binalarının çok yüksek ve büyük olması, bölümler arasındaki mesafelerin fazla olması sağlık çalışanlarının gün içerisinde aşırı efor sarf etmelerine neden olmaktadır. Sağlık çalışanlarının birçoğu iş yükünün yanı sıra bina içerisinde hareket alanının çok geniş olmasından dolayı hastalara yetişmekte zorlanmaktadır. Bu da stres, ruhsal gerilim, fiziksel hastalıklar gibi durumları ortaya çıkarmakta ve doğrudan hem hizmeti verenin hem de alanın sağlığına olumsuz etkileri yansımaktadır, sağlık çalışanlarının nitelikli sağlık hizmeti verememelerine yol açmaktadır. Yakın ilişki içerisinde olması gereken birimler arasında bile katedilmesi gereken mesafeler çok uzundur. Bölümler arası mesafeler özellikle acil müdahale zorunluluğu bulunan vakalarda telafisi zor sonuçların yaşanmasını da beraberinde getirmektedir. Hastalar hastane içerisinde bir tetkik yaptırmak için bile çok uzun mesafeler yürümek zorunda kalmaktadırlar.
Ayrıca hastanelerin şehir merkezinden uzak alanlara inşa edilmesi bir diğer sağlık sorununu da doğurmaktadır. Şehir merkezlerinde ulaşımı kolay olan hastaneler kapatılmakta ve hizmetler şehir dışına taşınmaktadır. Hastaların sağlık hizmeti için gitmeleri gereken yol, şehir hastaneleriyle beraber neredeyse 3 katına çıkmıştır. Bu hastaneler yapılırken acil durumda bir dakikanın dahi önemli olduğu unutulmuş gibi görünüyor. Hastaneler her anlamda kolay erişilebilir olmalıdır. Bu durumda da önümüzdeki süreçte maalesef yolda yaşamını kaybeden acil hastalarıyla sık sık karşılaşacağız gibi görünüyor.
Değerli arkadaşlar, şehir hastanelerinde sağlık çalışanları sorun yaşadıklarında şirket yöneticilerine yönlendiriliyor. Fakat bu kişilere de hastane içerisinde ulaşmak neredeyse imkânsız. Sağlığa ve meslek etiğine kâr odaklı yaklaşan bu yöneticiler, sağlık emekçilerinin çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunları dikkate almamaktadır. Sağlık alanında faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları, tamamen işletme mantığıyla hayata geçirilen şehir hastanelerinin ciddi bir emek sömürüsüne de neden olacağını duyurmuştu. Bugün şehir hastanelerinde ucuz iş gücü olarak çalışan emekçilerin güvencesiz, sendikasız ve ağır çalışma koşulları bu uyarıları haklı çıkarmıştır.
Sağlık alanına tamamen kâr mantığıyla yaklaşmanın bir sonucu olarak şirketlere doluluk garantisi verilen ve sözleşmeleri defalarca istememize rağmen bir türlü göremediğimiz şehir hastanelerinin yapımı hâlâ devam etmekte. Bu hastanelerle, halk sağlığı özel şirketlerin kucağına bırakılacak kadar önemsiz ve sermaye odaklı bir mesele değildir. Nitelikli halk sağlığı hizmet, ancak eşit, parasız, ana dilde yapılarak ve sosyal sağlık politikaları çerçevesinde koruyucu sağlık hizmetlerini geliştirerek ve hastalıklarının önünü alarak mümkün olacaktır.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.