| Konu: | Askeralma Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 19.06.2019 |
CHP GRUBU ADINA SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılarımı sunuyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Buradan, vatan hizmetinde bulunan bütün askerlerimize selamlarımı, saygılarımı sunuyorum ve özellikle sınır boylarında nöbet tutan bütün canlarımızı, askerlerimizi kucaklıyorum, yüreklerinden öpüyorum, şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.
Değerli arkadaşlar, dünyada orduların tarihine bakıldığında, genel olarak önce devletler kurulur, ondan sonra devletin gereksinimi kadar da ordu kurulur. Fakat bizim tarihimize baktığımızda durum biraz daha farklı. Kadim devlet geleneğimizde, milletimiz öncelikle ordusunu kurmuş, ondan sonra muzaffer olan ordumuz devleti kurmuştur. Yani bu yüzden Kara Kuvvetleri ambleminde "milattan önce 209" yazar ve bu yüzden Kara Kuvvetlerimiz yani ordumuz kuruluş tarihini milattan önce 209 olarak görür. Yakın tarihimize baktığımızda, yine cumhuriyetten önce düzenli ordunun kurulmasını Mustafa Kemal Atatürk ısrarla istemiştir ve Kurtuluş Savaşı'nı da bu düzenli orduyla başardık; bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. İşte bugün, iki bin iki yüz yirmi sekiz yıllık bir ordunun kanununu görüşüyoruz. Gelenekleriyle var olan halkımızın devletle özdeş gördüğü, evlatlarını emrine vermekte asla tereddüt etmediği, hepimizin peygamber ocağı olarak saydığı bir ordunun kanunundan bahsediyoruz değerli arkadaşlar. Mütareke dönemlerinde bile, düşmanın her masaya oturduğunda 1'inci madde olarak ısrarla "Ordunuzu dağıtın." diye önümüze şart olarak koyduğu ordumuzun kanunundan bahsediyoruz. Bu yüzden, orduyla ilgili yapılacak her düzenleme hayati bir önem taşımakla birlikte, bizim için en kıymetli varlığımız olduğunu burada bir kez daha ifade ediyorum çünkü bu, devletimizin bekası, milletimizin bölünmez bütünlüğünün teminatıdır.
Meclis tarihimize baktığımızda, değerli arkadaşlar, bütçe görüşmelerinde ister Bütçe Komisyonunda olsun isterse de Genel Kurulda olsun, 2 kurumla ilgili mutlaka uzlaşmaya varılır: Biri Hariciye, Dışişleri Bakanlığı, biri de Türk Silahlı Kuvvetleri çünkü mutlaka toplumsal bir uzlaşı gerekiyor. Çünkü bu, sadece iktidarı ilgilendirmiyor; bu, iktidar ve muhalefet bloklarını da ilgilendiren birliğimizin teminatıdır, bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu sebeple, bu kurumlarla ilgili yapılacak düzenlemede bir toplumsal mutabakat gerekiyor değerli arkadaşlar.
Evet, değerli grup başkan vekillerimizle beraber bu konuyla ilgili bizim görüşümüz sunuldu ve bizim görüşümüz... Şu anda burada saymak istemiyorum, az önce sayın grup başkan vekilimiz basın toplantısında detaylı bir şekilde açıkladı. Bu konuda biz, her zaman Türk Silahlı Kuvvetlerinin yanında olduğumuzu burada ifade etmek istiyoruz.
Şimdi, tabii, hepimiz çok iyi biliyoruz, 1111 sayılı Kanun'un geleneksel bir kültür oluşturduğunu varsayarsak toplumsal hafızalarda yerini almıştır. Fakat buradan bu teklifi getiren arkadaşlar -Komisyonda- bunu ne topluma ne Türk Silahlı Kuvvetlerine maalesef sormadılar. Evet, bu son dört beş gündür bir mutabakat oluşturuluyor. Biz de en kısa sürede çıkmasını istiyoruz açıkçası, burada ifade etmek istiyorum, bizi izleyen bütün askerlerimize buradan bunu ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, on yedi yıllık AK PARTİ iktidarında birçok milletvekili değişti, MKYK değişti ama maalesef, çark değişmedi. Neden? Çünkü bu on yedi yıllık dönemde Silahlı Kuvvetlerimiz bir terör örgütünün inisiyatifine maalesef terk edildi, iki bin iki yüz yirmi sekiz yıllık ordunun Genelkurmay Başkanı terörist olarak cezaevine atıldı, vatansever subaylarımız kumpas davalarıyla işten atıldı, cezaevlerine konuldu, kozmik odaya maalesef bu dönemde girildi. Sonuçta, 15 Temmuz gibi bir hain girişimle karşı karşıya kaldık. Bunun müsebbibi kim arkadaşlar? Ve maalesef, bu darbe girişiminde bulunan hainlerin her birisinin terfilerinin altında, maalesef, bu iktidarın imzasının olduğunu burada ifade etmek istiyorum. Genelkurmay Başkanının karargâhına girildi, rehin alındı, 15 terörist Silahlı Kuvvetlerimizin tüm komuta kademesini bir düğün salonunda derdest etmeye çalıştı. O gece Silahlı Kuvvetlerimizin tüm komuta kademesi rehin alındı, ordumuz neredeyse başsız kalıyordu.
Arkadaşlar, bütün bu olayların yaşanmasının nedeni kim, sorumlusu kim? Ve hâlâ, maalesef, açıklığa kavuşturulamadı. Tabii, bunları burada ifade etmek istiyorum, neden? Çünkü bundan sonra aynı olaylarla karşı karşıya kalmayalım, yaşamayalım.
Bakın, ben size tarihten bir anekdot anlatmak istiyorum: 18 Mart 1915, Çanakkale destanı. O dönemde, düşman, maalesef, 25 Nisan 1915'te, Çanakkale'de biz destan yazdığımızda, Arıburnu ve Seddülbahir bölgesine çıkarma yaptı ve gözetleme taburunu püskürtmeye çalıştı. Oradan Mustafa Kemal Atatürk gözetleme bölüğünü görüyor, ne olduğunu soruyor ve onlar 261 no.lu tepeyi gösteriyorlar, diyorlar ki: "Düşman karşıda." Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: "Cephanemiz var." "Cephanemiz bitti." diyor askerler. "O zaman, süngümüz var; süngü tak ve yere yat." diyor Mustafa Kemal Atatürk askerlere. İşte, onlar yere yattıkları zaman, düşman da yere yatıyor, ne yapacağını bilemiyor. O arada zaman kazanıyor. Mustafa Kemal Atatürk o dönem, hatırlıyorsanız şöyle tarihî bir söz söylüyor, diyor ki: "Ben size taarruz etmeyi emretmiyorum, ben size ölmeyi emrediyorum." Çünkü biz ölünceye kadar başka kuvvetler bizim yerimizi alır.
İşte, ben de buradan, kafasına silah dayanan, Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkomutanlığını yapan o Genelkurmay Başkanına hatırlatmak istiyorum. Kafasına silah dayandığı zaman Mustafa Kemal Atatürk'ün o sözünü hatırlamalıydı, hele hele, kafasına silah dayayan kişiyle Mustafa Kemal Atatürk'ün Çankaya Köşkü'ne helikopterle inmemeliydi ve o hâlâ maalesef, açıklanamadı, ortaya çıkmadı değerli arkadaşlar.
Peki, iki bin iki yüz yirmi sekiz yıllık ordumuzun tarihinde böyle bir olay yaşandı mı arkadaşlar? Yaşanmadı. Peki, bu duruma nasıl gelindi? İşte, o yüzden biz Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili düzenleme yapılırken görüşümüzü dile getiriyoruz. Sadece bizim değil, özellikle emekli subayların da görüşünün alınması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, 5'inci maddeyle ilgili endişelerimiz devam etmekle birlikte bu kanunun bir an önce çıkmasını biz de istiyoruz.
Bir kez daha şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Bütün askerlerimize selamlarımızı, saygılarımızı iletirken -önümüzdeki maddelerde de ben tekrar söz alacağım- hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)