| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 20.06.2019 |
CHP GRUBU ADINA UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki Doğu Türkistan'da soydaşımız Uygur Türklerinin temel insan haklarını ihlal eden uygulamalar giderek ağırlaşmakta. Bölgedeki Uygur Türklerinin etnik, dinî ve kültürel kimliklerinin hedef alınması hepimizin vicdanını yaralamakta. Doğu Türkistan neredeyse açık bir cezaevine dönüşmüş durumda. Dünya mirası olarak kabul edilebilecek eserler, camiler yok edilerek aslında bir hafıza yok edilmeye çalışılmakta.
Yine, hepimize, buraya ulaşan bilgilere göre, kültürel kimliğin yok edilmesi amacıyla ünlü profesörler, yazarlar, akademisyenler ve gazeteciler gözaltına alınmakta. Hem İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) raporu hem Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Komisyonunun raporu maalesef Çin'de, Doğu Türkistan'da kurulan bu kamplarda, kimilerine göre 1 milyon, kimilerine göre 3 milyon kişinin bu toplama kamplarında zoraki baskılar altında tutulduğunu ortaya koyuyor. Buradakilere fiziksel, psikolojik işkence uygulandığı yönünde raporlarda tespitler var.
Az önce hem İYİ PARTİ Grubu temsilcisi sayın milletvekilimiz hem de HDP milletvekili bu uygulamalardan bahsetti. Araştırma önergesini destekliyoruz biz mutlak surette. Gerekçesinde raporlar var. Uygur yazar Nurmuhammet Tohti'nin hayatını kaybetmiş olması kabul edilemez ama o sadece tek kişi değil, daha onlarca isimden bahsediliyor kamplarda hayatını kaybettiği söylenen. Geçtiğimiz günlerde basınımızda da yer aldı, sadece Çin vatandaşları değil Türk vatandaşları da toplama kamplarında ve bu haberler bugüne kadar yalanlanmadı. Toplama kamplarında akrabalarından, aile bireylerinden haber alamayan Türk vatandaşları var.
Burada bir araştırma önergesi üzerinde söz aldık ama elimde, şu anda size gösterdiğim, Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na mart ayında sorduğumuz sorular var. "Bu konu hakkında Sincan'da, Doğu Türkistan'da, Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türklerinin yaşadıkları konusunda Çin makamları nezdinde ne yapıyorsunuz? Bu rahatsızlık hangi düzeyde iletiliyor? Tepki göstermekte neden geç kalınıyor? Dışişleri neden sessiz kalıyor?" diye. Şu ana kadar -bakın, ben 7 Mart günü vermişim; burada belgesi- hiçbir açıklama gelmedi. Açıklama gelmediği gibi az önce Sayın Büyükelçi Aydın Sezgin söyledi, işte yine mart ayında İslam İşbirliği Teşkilatının toplantısında alınan kararda Çin'e neredeyse övgüler dizilmekte. Sadece bu değil, aynı şekilde Dışişleri diplomatlarımız Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları Konseyinin Cenevre'de yapılan toplantısında da yine benzer bir ortamda yani Çin'deki insan haklarının gündeme geldiği toplantıda yine sessiz kalmış...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Son cümlenizi alayım.
Buyurun.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Tabii ki.
Teşekkür ediyorum.
Yine Dışişleri diplomatlarımız Cenevre'de yapılan toplantıda, BM toplantısında, İnsan Halkları Konseyinin toplantısında Çin'in insan hakları ihlalleri gündeme geldiğinde yine Çin yönetimini bu konuda ilerleme kaydetmekle övmüşler. Bu konuyu da biz Mecliste gündeme getirmiştik.
Bu araştırma önergesini mutlaka Meclisimiz desteklemelidir. Soydaşlarımızın orada maruz kaldığı işkenceler, insan hakları ihlalleri kabul edilemez ve şu anda hem Doğu Türkistan'da, orayla da sınırlı değil biliyorsunuz benzer sıkıntılar, aynı şekilde, şu anda işgal altındaki Kırım'da da yaşanmaktadır; yine, orada da, Kırım'da da yüz binlerce Kırım Türkü soydaşımız aynı şekilde, Rusya'nın insan hakları ihlalleriyle karşı karşıyadır. Türkiye'nin hep birlikte -tabii ki öncelikle Meclis olarak ama- gerek Kırım'daki gerek Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlalleri karşısında soydaşlarımızın yanında olduğunu görmek istiyoruz, bu araştırma önergesini bu yüzden destekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.