GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:27.06.2019

CHP GRUBU ADINA ALİ KEVEN (Yozgat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

"İstanbul'u yönetecek olana ben karar veririm. Egemenlik kayıtsız şartsız İstanbulluların." diyerek hanların, sarayların baskısını yıkıp Sayın Ekrem İmamoğlu'na ikinci kez sahip çıkan İstanbul halkını buradan şükran ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Her türlü çirkinliklere karşın soğukkanlılığını ve terbiyesini bozmayarak seçimi ikinci kez büyük farkla kazanan Sayın Ekrem İmamoğlu'nu da buradan kutluyor, başarılar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifi hakkında grubum adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ilk Millî Eğitim Bakanımız Hasan Âli Yücel ve bütün eğitim emekçilerini sevgiyle saygıyla anıyorum. AKP Hükûmetinin on yedi yıldır millî eğitim sisteminde yarattığı tahribata karşı mücadele eden eğitim emekçilerimizi ve eğitim sendikalarını da buradan saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çocuklarımız bu ülkenin temelinde yapı taşlarıdır. Çocuklarına nitelikli, bilimsel, eşit ve parasız bir eğitim ortamı sunmayan bir ülke kalkınamaz. Bu doğrultuda, zorunlu eğitim çağı için okullaşma oranının yüzde 100 olduğu, eğitimin eğitim uzmanlarınca şekillendirildiği, insani değerleri önemseyen, bilgi çağıyla uyumlu, bölgesel eşitsizliklerin giderildiği bir eğitim sistemini ülkemiz acilen oluşturmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde değişiklik öngören 16'ncı madde teklifine göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 18 yaş altı çocukların yüzde 20 üzerinde engellilik durumlarına göre özel eğitime tabi tutulmaları hakkında çeşitli teknik detaylar düzenlenerek mağduriyetlerin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin niteliğinin ve sayısının artırılması sorun olarak ayrıca karşımızda durmaktadır. 2017-2018 döneminde 353 bin öğrenci özel eğitim kurumunda eğitim almıştır. Ancak Millî Eğitim Bakanlığına bağlı özel eğitim kurumlarının sayısı artırılmalı ve özel eğitim öğretmenlerinin istihdamına yeterli kontenjan ayrılmalıdır. Engelli bireylerimizi topluma kazandırmak, nitelikli bir eğitime tabi tutmak millî eğitim sisteminin başlıca görevi olmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; millî eğitim sistemimizde yaşanan başlıca sorunların çözülebilmesi için geniş kapsamlı bir şûra toplanmalıdır. Toplumun tüm kesimleri, eğitim uzmanları, eğitim sendikaları, akademisyenler, veliler yani tüm paydaşlarla birlikte, bu sorunlar nasıl çözülür diye kafa yorulmalıdır. Alelacele getirilen torba kanun teklifleriyle bu sorunlar çözülemez. Millî eğitim sisteminde yaşanan sorunları ve tavsiyelerimizi defaatle paylaştık ancak bu sorunlara hep beraber, birlikte, kolektif bir çözüm yolu bulacak çalışma ortamı oluşturmak maalesef bu iktidarın anlayışından uzaktır. Bunun en bariz örneğini ülkemiz yedi yıl, başta Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olmak üzere her kesimce eleştirilen, ilkokula başlama yaşının önce 60 aya düşürülmesi, sonra da yönetmelikle 66 aya çıkarılmasında yaşadı. Bunu tartışmaya bile izin vermediniz. Şimdi aynı iktidar tarafından, bir gecede alınan bu yanlış karardan yedi yıl sonra dönülerek bu kanun teklifiyle 69 aya çıkarılmaktadır. Çocuğun sosyal, motor becerilerinin 6 yaşında yani 72 ayda tamamlandığı bilimsel bir gerçektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim öğretim dönemi bu yıl yeni Millî Eğitim Bakanıyla başladı ancak eski sorunlar hâlâ devam etmektedir. 2019 yılı bütçe kanunu görüşülürken bu kürsüde Bakanlığın bütçesini sorgulayan konuşmalar yapıldı. Millî Eğitim Bakanlığının 2019 bütçesi, 2019 yılı faiz giderine maalesef yenik düştü. Millî Eğitim Bakanlığının bütçesi 113 milyar lira, oysa faize ayrılan bütçe 117 milyar lira. Bakanlığın bütçesinin zaten yüzde 83'ü personel giderleridir. Yani geriye eğitimin niteliğini, teknolojisini, donanımını artırmak için 20 milyar bile kalmıyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitimin gitgide daha fazla paralı hâle getirildiği ülkemizde özellikle yoksul aile çocuklarında kendini okula ait hissetme duygusu azalıyor ve okullaşma oranı aşağı doğru seyrediyor. İlkokulda yüzde 91 olan okullaşma oranı ortaokul için yüzde 94, liseler için maalesef yüzde 83 olmuştur. Bu rakamlar çağdaş, gelişmiş bir ülke verileriyle örtüşmemektedir. Suç oranına bakarsanız çocuk denecek yaşta işlenen suç oranları da yine çağdaş, gelişmiş bir ülke verileriyle örtüşmemektedir. Ülkemizde çocuklarımızın hızla suça sürüklendiği, uyuşturucu kullanım yaşının 9-10 yaşlara düştüğü bir ortamda biraz olsun yüzümüz kızarmalı ve oturup düşünmeliyiz diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; okulların yurt sorunu büyüyerek devam ediyor ve çocuklarımız tarikat yurtlarına mahkûm ediliyor. Hangi odaklara ait olduğu belirsiz merdiven altı tarikat yurtları, Adana Aladağ'da yaşanan yangın faciası gibi ve çocuğun istismarı gibi başka örnekler yaşanmadan acilen kapatılmalıdır. Özellikle yoksul ailelerin çocukları niteliksiz yurtların insafına bırakılmamalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı kimi vakıf ve derneklerle yaptığı protokollere bir an önce son vermelidir. Çocuklarımızın sosyal, ekonomik durumlarına bakılmaksızın eşit, bilimsel bir eğitim almaya hakkı vardır. Kolejde okuyan bir öğrenci ile en ücra kasabada okuyan bir öğrenci arasında yaşanan fırsat eşitsizliği mutlaka giderilmelidir. Özel okul furyasına bir son verilmeli ve mevcut olanlar da düzenli denetlenmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu ülkede FETÖ denen terör örgütü ülkenin millî eğitim sisteminin her tarafına kanser gibi yayıldı. Nasıl yayıldığını gayet iyi biliyorsunuz. "Altın nesil" diye yüz binlerce çocuğun geleceğiyle oynandı, hayatı karartıldı. Bu FETÖ terör örgütünün okulları, dershaneleri çok sayıda tanınmış siyasetçi ve bürokrat eşliğinde açıldı ve topluma pazarlandı. Bu açılışlarda boy gösterenleri gayet iyi tanıyorsunuz, sizler iyi biliyorsunuz. Yani bu Hükûmetin gözetiminde yüz binlerce çocuğumuz göz göre göre bu alçakların kucağına itildi ve hayatları karartıldı. Şimdi aynısını, ne yaptığı belirsiz tarikatlara ait okullar ve vakıf yurtları yapmaktadır. Yine aynı şekilde, tüm bunlar bu Hükûmetin gözü önünde gerçekleşmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on yedi yıldır bir gecede aniden köklü değişiklikler yaparak, sınav sistemlerini bir sabah aniden değiştirerek millî eğitim sisteminde büyük tahribat yaratan AKP iktidarı uzunca bir süredir "Kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz." diye diye eğitim sisteminin hafızasını yok etti. Ortaya matematik sınavlarında sıfır çeken binlerce öğrencinin olduğu, kendi ana dilinde kendini ifade etmekte zorlanan yüz binlerin olduğu bir sistem çıkardı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözleşmeli öğretmenlerin zorunlu görev sürelerinde değişikliği öngören 17'nci madde teklifine göre, 4+2 yıl olan zorunlu görev süresi 3+1 yıla indirilmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak sözleşmeli öğretmenlik sisteminin ve mülakatla atama sisteminin kaldırılması hakkında verdiğimiz kanun teklifleri AKP ve MHP tarafından maalesef reddedilmiştir. On yedi yıl boyunca AKP iktidarının en çok hata yaptığı alanlardan birisi Millî Eğitim olmuştur çünkü liyakatsiz yandaş atamalar ve "Her şeyi ben bilirim." anlayışı hata üstüne hata yapılmasına neden olmuştur. Öğretmenlere dayatılan tek seçenek olan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ve 4+2 yıl zorunlu görev süresi de bu hatalardan biridir çünkü eğitim sisteminin ana unsuru olan öğretmenlerimizi rahat ve huzurlu bir çalışma ortamına kavuşturmadığınız sürece eğitim sisteminde sorunlar büyümeye devam edecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; devlet okullarında yaklaşık 80 bin ücretli öğretmen çalıştırılmaktadır. Ücretli öğretmenlik, bilindiği gibi, girdiği ders başına ücret alan, hiçbir özlük hakkına sahip olmayan, insanların güvencesiz çalıştırıldığı bir görevlendirme şeklidir. Bir eğitim fakültesi mezunu olmanıza gerek yok, bir lisans veya ön lisans bölümünden mezunsanız herhangi bir öğretmen açığı olan okulda derse girebilirsiniz ve üstelik, yaklaşık asgari ücret düzeyinde bir ücretle çalışmak zorundasınız. "Ücretli öğretmenlik" adı altında bir öğretmenin iş güvencesi olmadan devlet eliyle çalıştırıldığı bir gelişmiş ülke gösterebilir misiniz?

Bu ülkede atanamayan öğretmen sayısı 460 bine ulaşmıştır. Sayıştay raporuna göre 153.640 öğretmen açığı, Millî Eğitim Bakanının açıklamalarına göre ise 117 bin öğretmen açığı bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmenlerimiz her türlü ekonomik sıkıntılardan kurtarılarak özlük hakları iyileştirilmelidir. Öğretmenlik meslek kanunu üzerinde acilen çalışma yapılmalıdır. 3600 ek gösterge mağduriyetinin giderilmesi için ben dâhil pek çok milletvekili arkadaşım kanun teklifi verdi. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan seçim meydanlarında bunu açıkça dile getirdi. 3600 ek gösterge analarının ak sütü gibi helaldir. Bir an önce bu mağduriyet giderilmelidir. 3600 ek gösterge düzenlemesinin yapılmasını, söz verildiği gibi öğretmenler, emniyet görevlileri, sağlık personeli ve din görevlileri beklemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Keven, bir dakika daha süre veriyorum.

Buyurun, toparlayın lütfen.

ALİ KEVEN (Devamla) - Ayrıca, kamuda görev yapan ama seslerini bir türlü Hükûmete duyuramayan lisans mezunu kamu personeli de 3600 ek göstergeden mutlaka yararlanmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; organize sanayi bölgelerinin ve özel sektörün meslek lisesi açabilmesini sağlayan kanun düzenlemesi, kamusal bir hizmet olan eğitimin tamamen özel sektöre devredilmesi yolunda bir adımdır. Bir tarafta yüz binlerce meslek lisesi mezununun işsiz olduğu bir ortam var iken diğer tarafta "Meslek edindireceğiz, iş garantisi sunacağız." ve benzeri vaatlerle ailelerin ekonomik yönden sömürüleceği, kandırılacağı bir ortam oluşturulmaya çalışılmaktadır. Çıraklık eğitimi gören çırakların "mesleki eğitim merkezi" adı altında örgün öğretim mezunu sayılabileceği düzenleme ise aslında çocuk işçiliğini meşrulaştırmaktadır. Çocuk emeğini sömüren ve çaresizlikten, maddi imkânsızlıktan okulunu bırakmış çocuklarımızın örgün öğretim dışında değilmiş algısı oluşturacak bir aldatmacadan öte başka bir şey değildir. Mesleki eğitim ve meslek lisesi konusu detaylıca ele alınması gereken bir konudur. Maalesef yine "Biz yaptık oldu." diyerek ani bir değişiklik öne sürülmektedir. Oysa daha önce bu kürsüde de dile getirdiğim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ KEVEN (Devamla) - Peki, çok teşekkür ederim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Keven.