GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:27.06.2019

YÜCEL MENEKŞE (Nevşehir) - Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri; 90 sıra sayılı Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'miz hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Afrin'de Zeytin Dalı Operasyonu'nda şehit olan, dün ebediyete uğurladığımız Mikail Candan şehidimizi rahmetle anıyorum.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim, bir toplumun gelişmesi ve uygar seviyelere ulaşması için gerekli en önemli yapı taşıdır. Eğitim, yediden yetmişe devam eden, bireye hayatın her alanında katkı sağlayan bir süreç olmakla beraber, bunun yanında toplumların siyasal, sosyal ve ekonomik olarak gelişerek güçlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

İnisiyatif alan, eleştirel düşünen, iletim becerileri yüksek ve yenilikçi bireyler yetiştirmenin en önemli dinamiğini oluşturan yegâne unsur eğitimdir. Dünya olanca hızıyla değişim ve dönüşüm süreci yaşarken yeni Türkiye'yi şekillendirecek gençlerimizi ve insan kaynağımızı en iyi şekilde yetiştirmek AK PARTİ hükûmetlerimizin her zaman önceliği olmuştur.

AK PARTİ iktidarları 2002'den bu yana bütçede en büyük payı Millî Eğitim Bakanlığımıza ayırmıştır. İktidarlarımız döneminde eğitimde geldiğimiz noktayı siz değerli milletvekillerimize rakamlar üzerinden kısaca bahsetmek istiyorum. 2002 yılında Millî Eğitim Bakanlığımızın toplam eğitim bütçesi 10 milyar TL iken 2018 yılında yüzde 1.201'lik artışla 134 milyar TL olmuştur. 2019 yılı için ise 161 milyar TL olarak öngörülmektedir. 2002-2003 eğitim öğretim yılında 343 bin resmî derslik mevcut iken derslik başına düşen öğrenci sayısı ortalama 32'ydi. 2018-2019 eğitim öğretim yılında bu sayı 575 bin resmî dersliğe çıkmış ve bu dersliklerde öğrenim gören öğrenci sayısı ortalama 22 olmuştur.

Değerli milletvekilleri, Bakanlığımızca, ücretsiz kitap dağıtımı kapsamında, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı için eylül ayı itibarıyla öğrencilerimize 873 milyon 63 bin TL değerinde toplam 163 milyon 33 bin ders kitabı dağıtılmıştır. 2003 yılından 2019 yılına kadar 631 öğretmen alımı sağlanmıştır. Mart 2019 tarihi verilerine göre Bakanlığımıza bağlı resmî kurumlarda 83 bini sözleşmeli olmak üzere 854 bin öğretmen görev yapmaktadır. Bu veriler de bize gösteriyor ki Millî Eğitim Bakanlığı olarak, herkesin eğitim öğretime ait şartlara eşit şekilde erişmesi, çağın gerektirdiği bilgi, beceri, tutum ve davranışı kazanması, girişimci, yenilikçi, dil becerisi yüksek, iletişime ve öğrenmeye açık, öz güven ve sorumluluk sahibi, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmesi önceliğimizdir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde nüfus piramidi göz önünde bulundurulduğunda okula başlama yaşının 69 ay olması gerekmektedir. Öyle ki, çocuklarımızdaki gelişim evrelerini göz önüne aldığımızda çocuklarımızın okula uyum sorunu çekmemeleri, okul kültürünü tam olarak edinebilmeleri, okulda öğrendikleri bilgileri neden sonuç ilgisi dâhilinde yorumlayarak hayatlarında kalıcı, izli davranış değişiklikleri oluşturabilmeleri ve soyut düşünme bağlamında ortaya ürün koyabilmeleri adına bu durum son derece önem arz etmektedir.

Jean Jacques Rousseau, her yaşa uygun eğitimde çocukluktan yetişkinliğe geçişi 4 evre olarak tanımlamakta: Ön çocukluk, 0-3 yaş arası; çocukluk, 3-12 yaş arası; ön ergenlik, 12-15 yaş arası; ergenlik, 15-20 yaş arası. Bu evrelerin ihtiyaçlarına göre eğitmen rol üstlenmelidir.

Ön çocukluk evresinde çocuğun keşif yeteneği ve gücünü oluşturması teşvik edilmelidir.

Çocuklukta fiziksel gelişimi, taklit ederek öğrenme ilgisi, deneme yanılma yoluyla öğrenmeye çalışma isteğini tecrübe etmesi desteklenmelidir.

Ön ergenlik aşamasında ise algı ve mantığın güçlendirilmesi gerekir çünkü muhakeme yeteneği bu zaman diliminde oluşur.

Ergenlik çağında ise kendisinin dışında başka kişi ve nesnelere sevgi hissetmeye başlayacaktır. Coşku, tutku, ihtiras ve buna benzer birçok duyguyla bu yaşta tanışacağı için eğitmenin görevi, çocuğa arkadaşlık etmek ve bu süreçte ona eşlik etmek olacaktır. Eğitmen, ergenlik çağında başkalarının acısını hissetmeyi çocukta ortaya çıkarmak ve bu duygunun gelişmesi için teşvik etmek yükümlülüğünde olmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika daha süre veriyorum.

Buyurun Sayın Menekşe.

YÜCEL MENEKÇE (Devamla) - Yine, dünyaca ünlü Psikolog Jean Piaget, eğitime başlama yaşının 69 ay olması gerektiğini ve bunu desteklediğini ifade etmektedir.

Sonuç olarak, ilgili müfredat programı dâhilinde, çocuklarımızın okul kültürünü tam anlamıyla benimseyebilmeleri, gelişim düzeyleri dâhilinde müfredata tam anlamıyla uyum sağlayabilmeleri, psikomotor davranışların gelişmesiyle birlikte okulda sosyal ve akademik etkinliklerde zorluk çekmemesi amacıyla okula başlama yaşının minimum 69 ay olması gereklidir.

Ben bir anonim atasözünden bahsetmek istiyorum ayrıca: "Bir günü düşünüyorsanız balık tutun, bir yılı düşünüyorsanız ekin ekin, beş yılı düşünüyorsanız ağaç dikin ve yüzyılları düşünüyorsanız insanları eğitin." der.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bugün söylemiştim, bir dakika ek süre vereceğim sadece. Sizden önce de aynı uygulamayı yaptım.

YÜCEL MENEKŞE (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Menekşe.