| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 02.07.2019 |
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Önerge üzerinde söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu ve Genel Kurulun sevgili emekçilerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yirmi altı yıl önce, aydınlıktan, ışıktan korkanlar bu ülkenin gencecik, pırıl pırıl, aydınlık yüzlerine kıydılar. 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'a giden bu ülkenin aydın, ozan ve sanatçıları göz göre göre katledildi. Canlarımız Madımak Oteli'nde yakılarak öldürüldü. Geçen bu yirmi altı yıllık zaman zarfında hâlâ Sivas katliamı aydınlatılmamış, adalet yerini bulmamıştır. Aradan bunca yıl geçti ama yaralar sarılmadı çünkü sorumlular, bu insanlık suçundan dolayı almaları gereken cezaya çarptırılmadı. Ne yazık ki saldırganlar kimi yetkili kurumlarca kollandı, saldırganları koruyanlar ödüllendirildi. Sorumlular, 2 Temmuz günü katliama seyirci kalanlar aynı zamanda yargı sürecinin de adil bir şekilde sonuçlanmasına engel oldular.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi Alevi toplumu kendi kültürüne ve kendi kimliğine sahip çıkmaktan dolayı hep ayrımcılığa uğradı. Bu katliam, hafızamızda ve vicdanımızda kolay kolay kapanmayacak bir yara açtı. Bu katliam, farklı inançların, kültürlerin ve kimliklerin eşit koşullarda birlikte yaşamalarına tahammülü olmayanların yani demokrasiden nasibini almayanların marifetiydi, tekçi anlayışın bir sonucuydu. Nefret suçları ve ayrımcılık açısından yaşanmış en vahşi örneklerden biriydi Sivas katliamı.
Sivas katliamının yargı ayağı da büyük hukuksuzluklara sahne oldu. Polis kayıtlarına göre 15 bin kişinin katıldığı olaylarda sadece 128 sanık yakalanmış ve bu sanıklar yargı sürecinde gereken cezaları almamıştır. Ankara 1 No.lu DGM ilk kararında 26 sanığa adiyen adam öldürme suçunu işledikleri savıyla TCK'nin 450/6'ncı maddesi gereğince ceza vermiş, daha sonra bu cezalar Aziz Nesin'in konuşmalarının tahrik edici nitelikte olduğu gerekçesiyle on beş yıla indirilmiş, sonrasında devam eden dava ise zaman aşımına uğratılmıştır. Yazık ki 15 bin kişinin bu olayın faili olduğu polis kayıtlarında bilinmesine rağmen sadece bir avuç insana ceza verildi. Oysa o kişilerin kimlikleri saptanmış olsaydı belki Türkiye bugün demokratik ortamdan bu kadar uzaklaşmış olmayacaktı. Nitekim katliamla ilgili hâlâ birçok iddia hafızalarda canlılığını korumaktadır. Katliamı gerçekleştiren birçok kilit ismin uzun yıllar saklanabilmiş olması, kimisinin hiç yargılanmamış olması örgütlü suç tezini açık ve net bir şekilde doğrulamaktadır. Nitekim, katliamlarla ilgili aranan şahısların karakola yüz metre mesafede yaşadığı ortaya çıkmıştır. Yirmi altı yıl önce televizyon aracılığıyla tümümüzün tanıklığında yaşanmış olan bu katliamı, Sivas Emniyet Müdürlüğünün 3 Temmuz 1993 günlü olay tutanağına göre 15 bin saldırgan gerçekleştirdi. Katliamın eylemcileri ve arkalarındaki örgütler ve bu örgütleri araştırmayan güvenlik güçleri olan jandarma, emniyet, vali, diğer idari birimler ve savcılık makamı yetkilileri hakkında adli ve idari bir işlem yapılmaması Sivas katliamının hâlâ aydınlatılmadığının en önemli göstergesidir. Bu acının dinmesinin, bu yaranın kabuk bağlamasının, yüreklerdeki yangına su serpilmesinin ve bu utançtan kurtulmanın bir yolu var, o da otelin müze olarak düzenlenmesidir. Katliamın yapıldığı Madımak Oteli'nin müze yapılması bir daha böyle insanlık suçlarının işlenmemesi için örnek teşkil eder.
İnsanları ve toplumları düşüncelerinden dolayı ayırmanın, aşağılamanın ve hatta canlarına kastetmenin bir insanlık suçu olduğunun belleklerde yer etmesi gerekiyor. Önümüzde acil olarak yapılması gereken iki temel unsur bulunmaktadır: Birincisi, hiçbir oyalama ve ayak oyununa başvurmadan katliama şahitlik etmiş olan ve ülkede yaşayan tüm bireylerin benzer acıları bir daha asla yaşamaması için, toplumsal barışta yarattığı tahribatın bir parça iyileştirilmesine katkı sağlamak için, Alevilerin ve toplumun büyük kesiminin beklentisinin gerçekleştirilmesi için derhâl Madımak utanç müzesi yapılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Hatip.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Toparlayacağım Sayın Başkanım.
Diğer önemli ve yaşamsal bir görevse, katliamın yapıldığı dönemde görevde bulunan her bir sorumlunun, kurumun ve olayın açığa çıkarılması, yargı mekanizmalarının işletilmesidir. Demokrasi, özgürlük, barış, eşitlik ve adaleti hedefliyorsak katliamcı zihniyetle yüzleşmeliyiz. Yüzleşmezsek ne toplumsal barışı ne de adaleti sağlayabiliriz. Toplumsal barışın, eşit yaşamın ve adaletin tesis edilmesi ancak yüzleşmeyi sağlayacak mekanizmaların inşası ve insanı yakan zihniyetle hesaplaşmayla mümkündür.
Bu nedenle, 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleştirilen Sivas katliamının faillerinin, katliamda payı olan örgütlerin, varsa devlet kurumlarının tespit edilmesi için işlemlerin başlatılması, toplumsal adaleti sağlayacak süreçlerin işletilmesi amacıyla Meclis araştırması önergesini verdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Bu Meclis araştırması önergesine desteklerinizi bekliyoruz.
Sivas katliamını unutmayacağız, unutturmayacağız.
Kaybettiğimiz canların anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Genel Kurulu bu konuda ortak bir tutum belirlemeye çağırıyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)