| Konu: | Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 03.07.2019 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken, dün 26'ncı yıl dönümünde çeşitli programlar ve anma etkinlikleriyle yâd ettiğimiz Madımak katliamında hayatını kaybeden tüm aydınlarımızı sevgi ve saygıyla anıyorum.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifi 8 yasada değişiklik öngörmektedir. Öncelikle yasa yapmanın amacını sorgulamamız gerekiyor. Burada temel çıkış noktası, halkın ihtiyaçlarının karşılanması olmalıdır. Yasalar hazırlanmadan önce konuyla ilgili STK'lerin, üniversitelerin, yerel yönetimlerin ve uzman kişilerin görüşleri alınmalıdır.
İktidar, özellikle imarla ilgili konularda sadece 3-5 yandaş müteahhidin taleplerini dinlemektedir. Kanun teklifleri, yangından mal kaçırır gibi Komisyona gelmekte, muhalefet partileri konular hakkında gerekli incelemelerini yapamadan Komisyon toplanmakta, Komisyonda muhalefetin eleştirileri ve önerileri iktidar milletvekilleri tarafından kabul görmesine rağmen, oylamaya gelince muhalefetin görüşü dikkate alınmadan geçirilmektedir.
Kentlerimiz, sürekli değişen imar yönetmelikleriyle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verdiği inşaat ruhsatlarıyla, kişiye özel imar planlarıyla âdeta bataklığa saplanmıştır. İktidar, şehirleri yandaş 3-5 müteahhidi zengin etmek için bir rant kapısına dönüştürmüştür. Sadece İstanbul'da, geçmiş İstanbul Büyükşehir yönetimi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yaptığı imar değişikliğiyle 76 projede 12 milyon metrekare emsal artışı sağlanmış, haksız olarak 250 milyar TL birilerinin cebine aktarılmıştır. Bakın, 250 milyar TL'yle 3 tane GAP yapılmaktadır. Ama ne yapıldı? Üç beş şirkete peşkeş çekildi. Esenyurt, Esenler, Tuzla, Fikirtepe gibi bölgelerde binlerce vatandaşımız konut mağduru durumundadır. Eylemler yapıyorlar, basın açıklaması yapıyorlar ama seslerini duyan yok ya da duymak istemiyorsunuz. Bununla ilgili neden bir düzenleme yapılmıyor? Konut mağdurları seslerini duyuramıyor. Bugün, büyük şehirlerde kentsel dönüşüm mafyası türemiş durumda. Evlerini satmak istemeyen ya da kentsel dönüşüm çerçevesinde yetkili makamların uygun gördükleri yerlerde ikamet etmek istemeyen yurttaşlar çeteler yoluyla tehdit ediliyor.
Bugün ülkemizde yaşanan konut mağduriyetinin tek sebebi iktidardır. Plansız ve programsız yapılaşmaya izin verirseniz, yandaşlarınız tarafından istenilen imar planını anında devreye sokarsanız, "kentsel dönüşüm" adı altında şehirleri beton yığınına çevirirseniz; toplumun tamamını ilgilendiren her konuda akıldan, bilimden, toplumsal uzlaşıdan çözüm aramak yerine "Benim her yaptığım doğrudur." dayatmasına girerseniz, şehirler de size gereken cevabı sandıklarda verir. (CHP sıralarından alkışlar) "Şehirlere ihanet ettik." itirafı da sizi kurtaramaz. Önce 31 Martta, sonra 23 Haziranda vatandaşlarımız sizin bu anlayışınıza sandıklarda gereken cevabı vermiş, şehirlerin gerçek sahiplerinin o bölgede yaşayan insanlar olduğunu sizlere sandıkta oylarıyla göstermiştir.
Şimdi getirdiğiniz kanunla kaybettiğiniz belediyelerde yerel yönetimlerin yetkisini azaltıp Cumhurbaşkanının yetkisini artırıyorsunuz. Bu anlayış milletin iradesine karşı rövanş alma mücadelesidir. Geçmişte bunu yapanların sonu siyasi partiler çöplüğü olmuştur.
Üç imparatorluğa başkentlik yapmış, Fatih Sultan Mehmet fethettiğinde bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasına neden olmuş, dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul'un yönetimini sizin ayrıştırıcı, rantçı, ötekileştirici anlayışınıza karşın, Ekrem İmamoğlu'nu tarihî bir farkla Belediye Başkanı seçen tüm İstanbullulara teşekkürlerimi sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)