| Konu: | Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 03.07.2019 |
METİN ERGUN (Muğla) - Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, Hazreti Ali şöyle buyuruyor, diyor ki: "Şu üç şey üç şeyi bozar: Bir, kendini beğenmişlik istişareyi; iki, acele etmek tecrübeyi; üç, başkalarını küçük görmek iyi düşünmeyi bozar." Bu hikmetli ifade, âdeta Adalet ve Kalkınma Partisinin kanun yapma tarzını resmetmektedir. Kendinizi çok beğendiğinizden dolayı kimseye danışmıyor, farklı fikir ve görüşlere itibar etmiyorsunuz. Alelacele kanunlar çıkararak bu Gazi Meclisin asırlık tecrübesini ve birikimini yok sayıyorsunuz. Başkalarını küçük gören anlayışınız, yaptığınız kanunlar üzerinde enine boyuna düşünmeyi ve milletimizin tamamını ilgilendiren konularda ince eleyip sık dokumayı imkânsız hâle getirmektedir. Nitekim bugün görüşülmekte olan teklif de bu şekilde Genel Kurulun huzuruna getirilmiştir.
Bu kanun teklifi, genel itibarıyla İmar Kanunu, Tapu Kanunu ve kentsel planlamayla ilgili kanunlarda değişiklik öngören bir tekliftir. Dolayısıyla görüşülmekte olan teklifin getireceği değişikliklerin en fazla muhatabı olan kurumlar belediyelerdir. Fakat gelin görün ki bu sorunlarla en fazla karşı karşıya kalan kurumlar olmasına rağmen belediyelerden ne bir görüş ne bir öneri alınmıştır. Dolayısıyla asli vazifesi imar ve planlama olan yerel yönetimleri böylesi değişiklik süreçlerinden dışlamış oluyorsunuz.
Bildiğiniz gibi, şehirlerimizin en büyük sorunu çarpık kentleşmedir. Çarpık kentleşme ne bilimsel olarak ne de ekonomik olarak geri kalmanın bir sonucudur; tam aksine, çarpık kentleşme bir siyasi zihniyet ve kültür meselesidir. Hâlbuki bugün Türkiye'nin kamu yönetiminde, üniversitelerimizde, meslek odalarımızda ve sivil toplum kuruluşlarımızda bu sorunları çözebilecek birikim ve tecrübe fazlasıyla vardır ama siz danışmıyorsunuz çünkü her şeyin en iyisini siz biliyorsunuz. "Her şeyin en iyisini biz biliriz" mantığıyla yirmi beş yıl yönettiğiniz İstanbul ve Ankara'nın durumu ortadadır. Bir imparatorluğun başkenti olarak fethettiğimiz İstanbul'u kendi kültürel anlayışımızla öyle dokumuştuk ki onu bir devletin idare merkezi olmaktan çok öte, âdeta medeniyetin, zevkin ve estetiğin de başkenti hâline getirmiş idik. Ya bugün, bugün bu şehirlerimiz ne hâldedir? Bugün bu şehirlerimizi plansızlık, kaçak yapılaşma ve vizyonsuz yönetim anlayışı allak bullak etmiştir. Şehirlerimizi içine soktuğunuz durum, ne medeniyet tarihimize ne de tasavvurumuza uygundur.
Sayın milletvekilleri, Hükûmetiniz, dünyanın en önemli deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunan ülkemizde depreme dayanıklı yapılaşmayı teşvik etme konusunda da sınıfta kalmıştır. Bilim adamlarınca önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesi beklenen, tahmin edilen İstanbul depremine gerekli hazırlıkları yapmadınız. Hâlbuki yirmi beş yıl yönettiğiniz belediyelerde arkasında güçlü bir iktidar desteği bulunan yönetimlerinizin elinde bu imkân var idi. AKP hükûmetleri ve belediyeleri bu uzun zamanı israf etmiş, şehirlerin yapısal sorunlarını çözememiştir. Özellikle İstanbul'da bir türlü entegre hâle getiremediğiniz toplu taşıma sistemlerinin başarısızlığından dolayı trafik sorunu içinden çıkılmaz bir hâl almıştır. Bugün yönetimleri Millet İttifakı'na geçen ve bu kadar ağır sorunların altında ezilen büyükşehirlerin yönetimlerini, onları ilgilendiren bu değişiklikleri yaparken göz ardı etmeniz hiçbir problemi çözmeyecektir.
Sayın Başkan, teklifin genelinde bürokrasi ve kırtasiyeciliği azaltan düzenlemeler olmakla beraber son derece tartışmalı maddeler de vardır. O yüzden söz konusu maddelerin gözden geçirilmesinde fayda vardır.
Ayrıca, görüşülmekte olan teklifin düzenlediği bu alanların her birinde çok ciddi reformlara ihtiyaç duyulmaktadır fakat bu reformlar yapılırken ortak akıl ve uzlaşma aranmadan oldubittiye getirilmemesi gerekmektedir. O sebeple, biz İYİ PARTİ olarak sorunları, katılımcı bir şekilde ortak akılla çözmek gerektiğine inanıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken hepinize saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)