| Konu: | Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 03.07.2019 |
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gözünüzün önüne bir şehir getirin, herhangi bir şehir, vekili olduğunuz şehir de olabilir; eminim hepinizin gözünün önüne koca koca beton binalar ve uzayıp giden yollar geliyor. Ne yazık ki o şehirlerin büyük bölümünde yerel yönetimler de şehirleri o beton binalardan ve yollardan ibaret görüyor. O şehirde yaşayanlar binalar arasında sıkışmış evlerinden çıkıyorlar, şehri hiç duyumsamadan o yollardan geçip yine sıkıcı binaların içine çalışmak için giriyorlar. Şehirde yaşayanlar yaşamsal gereksinimlerini bulundukları bölgede karşılayamıyorlar. Eğitime erişmek için çocuklar erken saatlerde servislere biniyorlar ve yol gitmek zorunda kalıyorlar; oyun oynayacakları, koşturacakları alanlardan yoksunlar.
Binalar arasında nefes alamayanların şöyle bir bunaldığında gidip nefes alabileceği yeşil alanlar da yok ne yazık ki. Ülkemizde kişi başına düşmesi gereken yeşil alan miktarı 15 metrekare olması gerekirken ne yazık ki 8 metrekare.
Sağlık hizmetlerine erişmek için ise uzun yollar katediliyor; hele bir de şimdi, şehir merkezlerindeki hastaneleri kapatıp diktiğiniz yeni şehir hastaneleriyle sağlık hizmetlerine ulaşmaları iyice güçleşti.
Pek çok insan, yaşadığı çevrede spor yapabileceği alanlar olmadan yetişti, büyüdü. Sporu sadece, aidiyet duygusuyla bağlı olduğu futbol takımı olarak görüyor. Ve biz bu yasadan sonra sporda şiddet yasasını görüşeceğiz.
Oysaki şehir medeniyettir, şehir bir okuldur; içinde yaşayanları eğitir, şehirlileştirir. Şehirler, o şehirlerde yaşayanları ortak mekânlarda buluşturur. Yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirler için imar planlarının, tüm bu fonksiyonların herkesin yararlanabileceği ve kolay erişebileceği şekilde planlanması gerekir.
Aslında Düzenleme Ortaklık Payı imar uygulaması, orada yaşayanların tüm gereksinimlerinin giderilebileceği düzenlemelerin yapılması için uygun yerlerin kamu yetkisiyle özel mülkiyet sahiplerinden alınarak buna olanak sağlamak amacıyla oluşturulan bir uygulamadır. "18 uygulaması" olarak bilinen bu işlem, parselde oluşan değer artışının karşılığı mülkiyet haklarından belli bir oranın alınması anlamına geldiğinden, oldukça hassas düzenleme yapılması gereken bir maddedir. İmar uygulama planlarında umumi hizmet alanlarında Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'ndeki standartlar gereği DOP yeterli gelmemekte ve kamulaştırma gerekmektedir. Yaşanabilir bir şehir için aslında bu oranın minimum yüzde 50 olması gerekir. Ancak DOP'ta bu kesintiler kişisel mülkiyet haklarından yapıldığından, DOP için ayrılması gereken yerlerin olabildiğince kamuya ait taşınmazlardan ve hazine arazilerinden karşılanması gerekir. Ancak kamu arazilerinin arsa değerleri yüksek olduğundan, sosyal donatı alanlarına tahsis yerine rant getirici projelere verilmesi anlayışı çok yaygın. Örneğin, İstanbul'da Etiler'deki polis okulu alanına ne yazık ki koskoca binalar dikiliyor, şehrin kalbine hançer gibi saplanıyor o binalar; oysaki o alanlar o şehirde yaşayanların, o bölgede yaşayanların kullanımına sosyal donatı olarak açılabilir. Hem de ne pahasına? Rant uğruna yapılıyor ve orada yoğunluğu artırmak pahasına yapılıyor.
Örneğin, biz, Eskişehir'de MİT binasını şehrin merkezinde kaldığı için belediye hizmet alanı olarak tahsis ettik ve takas yaparak orayı vatandaşlarımızın kullanımına açtık. Bu tür çözümler mutlaka uygulanmalıdır. Kamuya ait alanlar yeterli olmadığından, özel mülkiyet alanlarından kesinti yapıldığından vatandaşın gerçek gereksinimleri mutlaka DOP kapsamına alınmalıdır.
Önergemizde yer aldığı üzere, lejantta yer alan teknik altyapı alanları, idari hizmet alanları, büyük alanlar gerektiren yüksek gerilimin orta gerilime dönüştüğü trafo merkezleri trafo alanı olarak DOP kapsamına alınmalıdır.
Bakın, MEB'e bağlı alanlar Komisyonda kreş olarak getirilmiş ama MEB'e bağlı alanlar yer aldığı için ne yazık ki reddedilmiş. Oysaki MEB'e bağlı anaokullarından sadece ve sadece 36 ay yani 3 yaş üzeri çocuklar yararlanabiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Başkanım, süre rica edebilir miyim teknik konu olduğu için.
BAŞKAN - Buyurun.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Oysaki kreşlerden 0-18 aylık çocuklar da yararlanabildiği için ve kreşler de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olduğu için mutlaka DOP kapsamına alınmalıdır.
Maddedeki "semt spor alanları" her tür spor tesisi yapımına olanak sağlayacağından "spor alanları" olarak değiştirilmelidir.
Mezarlıklar, özel mezar yeri olarak satılabilmesi ve büyük alanlar olması nedeniyle hazine arazilerinden karşılanması daha doğru göründüğünden DOP kapsamından çıkarılmalıdır.
Maddedeki "kapanan imar yolları" yerine "kapanan kadastral yollar"ın yasal ve uygulama pratiği açısından daha doğru bir tanımlama olduğunu düşünüyoruz.
Bakın, imar planları, en az yirmi yıllık nüfus artış projeksiyonlarına göre yapılmakta ancak belediyeler sınırlı bütçe imkânlarıyla bunu gerçekleştiremediğinden imar uygulamaları kâğıt üzerinde kalmaktadır.
Değerli milletvekilleri, içinde yaşadığımız şehirleri çok iyi planlamamız gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Başkanım tamamlıyorum hemen.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bütçe görüşmelerinde yerel yönetimlerle ilgili yaptığım konuşmalarımda yanlışlarınızı sıralamıştım ve şehirleri yeşile değil griye boyadığınız için gidiyorsunuz; mutlu bir azınlık, mutsuz bir çoğunluk yarattığınız için gidiyorsunuz demiştim. Evet, 31 Mart seçimleri ve 23 Haziranda tekrarlanan İstanbul seçimleri bunu açıkça ortaya koydu. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, hâlâ, önerilerimizi hiç dikkate almıyorsunuz. Yerel yönetimlerin sorunlarını çözmek, vatandaşlarımızın daha yaşanabilir şehirlerde yaşamalarına öncelik vermek yerine, sürekli merkezî idarenin işini kolaylaştıracak uygulamaları torba yasaların içine doldurup getiriyorsunuz. Oysaki biz milletvekillerine bu konuda çok büyük sorumluluk düşüyor. E, ne diyelim, karar sizin, siz bilirsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum.