| Konu: | Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 10.07.2019 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifiyle ilgili görüşlerimi açıklamadan önce, altı yıl evvel bu ülkenin gördüğü en demokratik, en barışçıl eylem olan Gezi direnişi sırasında Eskişehir'de kalleşçe dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ı sevgi ve özlemle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinde devlet eliyle bir ajans kuruyorsunuz. Bu kurduğunuz ajansa firmaların -zarar da kâr da etse- cirosu üzerinden vergi toplama yetkisi veriyorsunuz. Açıkçası, bu bir ajans değil, bir fondur. "Varlık Fonu" adı altında ülkenin değerlerini iç ettiğiniz yetmedi, şimdi de gözünüzü turizm sektörüne diktiniz. On yedi yılda ekonomiyi getirdiğiniz durum ortada. Şimdi turizmle başladı, büyük ihtimalle arkası da gelecek. Ekonomide kendi iş bilmezliğinizin bedelini vatandaşa ödetmek derdindesiniz. Geçtiğimiz yıl devlet bütçesinden derneklere, vakıflara 818 milyon TL para aktarılmıştır. Bu paranın tam 130 milyon lirasını Kültür ve Turizm Bakanlığı aktarmış yani Bakanlık, bütçeden parayı TÜRGEV'e, Ensar Vakfına, Okçular Vakfına dağıtmış. Ajans kurmak istiyorsanız bin türlü vergiyle sırtından inmediğiniz işletmecilerden elinizi çekin; cemaatlere, vakıflara aktardığınız parayı kesin, zaten sektör bu parayla ihya olur.
Bir başka garabet madde... Aynı yönetim kurulunda bakan var, bakan yardımcısı var, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı var fakat yerel yöneticiler yok. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine danışma kurulunda 1 kişilik kontenjan veriyorsunuz. Bir kentin veya bölgenin turizm potansiyelini, yerel halkın ihtiyaçlarını ve taleplerini o kentin yönetiminden daha iyi bilecek bir mekanizma var mı? Yolu kim yapacak, çöpü kim toplayacak, imarı kim verecek, turistin ulaşımını kim sağlayacak?
Bu düzenlemelerle açıkça millî iradeyi hedef alıyorsunuz. Geçtiğimiz hafta Tapu ve İmar Kanunu'ndaki değişiklikler, şimdi ise Turizm Ajansı. Yerel yönetimleri her türlü faaliyetten uzaklaştırmak istiyorsunuz. Görüyoruz ki 31 Martın acısı bazılarının içine oturmuş durumda. "Millî irade" söylemini ağızlarından düşürmeyenler, şimdi açıkça millî iradeyi yok sayıyorlar ama unutmayın, gün gelecek millî irade de sizi tamamen yok sayacaktır.
Kurulmak istenen ajansın turizmde geri kalmış ve reklama ihtiyacı olan bölgelere hizmet etmesini istiyorsunuz ama kanun teklifinden önce siz gidin bir Anadolu'yu gezin. Karadeniz'de her akan suyun başına bir HES kuracaksınız, Ege'de adım başı jeotermal santral dikeceksiniz, tüm İstanbul'u beton yığınına çevireceksiniz, Hasankeyf'i sular altında bırakacaksınız, alkollü bir iş yeri açılacağında cemaatler, tarikatlar açıklama yapacak, valiler geri adım atacak, firmalar batacak, hedef gösterilecek, sonra da "Ajans kurduk, turizm gelişecek." diyeceksiniz. Böyle turizm politikası olmaz. Önce turizme bakış açınızı ve anlayışınızı değiştirmeniz gerekiyor. Sizin turizm politikanız diğer politikalarınızda olduğu gibi rant politikasıdır, peşkeş politikasıdır.
Sizin tarihî eserlere, turistik bölgelere Sivas'ta vermiş olduğunuz zararla ilgili iki örnek vermek istiyorum. Bakın, bu fotoğraf Sivas'ta bulunan tarihî Numune Hastanesi binasına aittir. Alttaki ise şu anki hâlini gösteriyor. Bu bina, Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca koruma altına alınmış bir binaydı. Ama valilik ne yaptı? Sağlık Bakanlığından aldığı "depreme dayanıklı değil" raporuyla tescilden çıkarıp yangından mal kaçırırcasına yıktı. Üstelik yıkım kararının ardından mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mahkeme kararı beklenmeden yıkılan bu binanın hesabını kim verecek? Turizm Bakanlığı olarak valiye "Sen neden tarihî bir binayı mahkeme kararını bile beklemeden yıktın?" diye sordunuz mu? Tabii ki hayır.
Bir örnek: Kangal'a bağlı Havuz köyü Karaseki mevkisi Aslantaş Ören Yeri. 1928 yılında Hitit eserlerinin bulunduğu, birinci derece sit alanı ilan edilen bir bölge burası. Şu gördüğünüz işaretli bölge ise birinci derece sit alanı. Ama siz ne yaptınız? Sit alanının etrafında kullanım süresi dolan mühimmatların patlatılmasına izin verdiniz. Başka bir bölge bulamadınız, sit alanının yanını buldunuz. Göz göre göre tarihin yok olmasına müsaade ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Karasu.
ULAŞ KARASU (Devamla) - Burada şunu görüyoruz ki sizin amacınız ne turizmi güçlendirmek ne de ülkenin tarihine ve kaynaklarına sahip çıkmak; siz giderayak yandaşların cebini nasıl biraz daha doldururuz, bu ülkeyi birilerine nasıl peşkeş çekeriz, onun derdindesiniz. Bu ülkenin can damarı olan turizmi baltalamanıza, yok etmenize asla izin vermeyeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)