| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.07.2019 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle bazı milletvekili arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum. Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya'ya, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan'a, İzmir Milletvekili Murat Çepni'ye ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca'ya, çayla ilgili, çay konusunda göstermiş oldukları duyarlılıkları, verdikleri soru önergeleri ve araştırma önergeleri dolayısıyla teşekkür ediyorum. Bunların arasında hiçbir tane Rize milletvekili yok. Rize milletvekilleri çayla ilgili ne yapıyorlar, biraz sonra anlatırlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Her şeyi yapıyoruz, merak etmeyin, buradayız, sahadayız.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde başta Rize olmak üzere, Artvin, Trabzon ve Giresun'da çay tarımı yapılıyor ve bugünlerde ikinci sürgün çay toplanmaktadır. Birinci sürgünde olduğu gibi, şimdi de çay üreticisinin çok ciddi sıkıntıları var. "Çay" dediğimiz zaman, tabii, tarafları var, sadece çay üreticisinden ibaret değil ve her kesimin, her tarafların kendine özgü sıkıntıları var. Çay üreticisinin yanında çay işletmecileri var, ÇAYKUR ve özel çay işletmecileri; çay tüketicileri var, bütün Türkiye çay tüketicisi; bir de yarıcılar var. Çay üreticileri iki kısımdır: Bir, mal sahipleri; bir de yarıcılar. Ve çay işçileri var, çoğu Gürcistan vatandaşı olan çay işçileri.
Çok ciddi problem var bölgede değerli arkadaşlarım. Yaklaşık 1 milyon insan çaydan geçiniyor, başka herhangi bir gelir kaynağı yok ve her gün bölgede çayla geçim zorlaşmaktadır, sıkıntı yaşanmaktadır ve bölge hâlâ, azalmış olmakla beraber, göç veren bir bölge.
Bakın, çok ciddi problemler var ama en büyük problem, çay üreticisi "Ben çayımı satamıyorum, çayımı istediğim fiyatta satamıyorum. Devlet bana çay ekim izni vermişti, çay ektim. Artık o topraklarda çaydan başka bir şey ekilmiyor çünkü yetmiş seneden beri kimyasal gübre kullanılıyor ve o toprak toprak olmaktan çıkmıştır, başka hiçbir şey yapamam. Bugün çayı kaldırsam on sene oraya hiçbir şey ekemem ama bana verdiği sözü tutmuyor, geçinebileceğim kadar para kazanamıyorum. Niye kazanamıyorum? Çünkü devlet görevini yapmıyor." diyor.
Bildiğiniz gibi, değerli arkadaşlarım, çay daha önceden devlet tekelinde işleniyordu ama 1983 yılından başlayarak özel sektör de çay işletme işine girdi ve o günden bugüne özel sektörle ilgili çok ciddi sıkıntıları var bölgedeki çay üreticilerinin. Niye sıkıntıları var? Herkesi suçlamıyoruz, özel sektöre de ilkesel olarak karşı çıkmıyoruz ama istismar yapılıyor, çay üreticileri devlet eliyle sömürülüyor. Nasıl oluyor? Size anlatayım değerli arkadaşlarım: ÇAYKUR'un kendi resmî sitesinde günlük 9.100 ton çay işletme kapasitesi olduğu söyleniyor, Genel Kurulda bir milletvekili bunun 9.500 ton olduğunu ifade etmişti ama ÇAYKUR sezon geldiği zaman maalesef kota ve kontenjanla... Kota dediğimiz şey dekar başına birinci sürgünde 500 kilogram; kontenjan da günlük 50 kilogramla başlıyor, bir gün sonra 30'a, bir gün sonra 15'e, bir gün sonra da 10 kilograma indiriyor. Böyle olunca da çay yaprağı orada durmuyor, koparacaksınız, kopardığınız gün de teslim edeceksiniz, yoksa bozuluyor. Teslim edemediğinden, ÇAYKUR'a satamadığından dolayı gidiyor özel sektöre satıyor. Özel sektör ne yapıyor? Özel sektör maalesef 3 lira 10 kuruş, 3 lira 3 kuruş olan çayı gidiyor 1,80'e kadar indiriyor ve alıyor değerli arkadaşlarım, üreticinin başka çaresi yok. Oysa eğer ÇAYKUR gerçekten sözünde dursa ve dekarından 500 kilogram çay alsaydı -45 gün devam etmiş kampanya- 390 bin ton çay alacaktı, kapasitesi oranında çay alsaydı 420 bin ton çay alacaktı; öyle olunca da özel sektör fabrikasını çalıştırmak için gerçek fiyatıyla yaş çay alacak ve işletecekti. Burada devlet eliyle ciddi bir sömürü vardır değerli arkadaşlarım.
Çayın daha başka çok ciddi problemleri var, bölgenin ciddi problemleri var, bunlar konuşulabilir, tartışılabilir. Bunun ortadan kaldırılması için bu işin araştırılması gerekiyor. Bu kürsüden defalarca çayın ve çaycının problemlerini konuştuk, araştırma önergeleri verdik, bu konuyu araştıralım, nedir, bütün tarafların sorunlarını masaya yatıralım dedik ama iktidar partisi hiçbir zaman yaklaşmadı.
Değerli arkadaşlarım, çözüm açıktır, ÇAYKUR normal bir şekilde çalışacak, devlet kuruluşu, vatandaşın kuruluşu olarak çalışacak, taban fiyatı uygulayacaksınız. Diyeceksiniz ki: "Çayı şu paranın altında asla ve asla kimse alamaz." Bu, bir seçenektir. İkinci seçenek ve çok daha önemlisi, doğru olan, belki ÇAYKUR'un verdiği...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bekaroğlu lütfen, buyurun.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - ...fiyattan da daha yüksek fiyattan satılabilir, o zaman ÇAYKUR kendi günlük işletme kapasitesini tam kullanacak, 9.100 ton çay işleyecek, bu çayı alacak; böyle olunca da özel sektör fabrikasını işletmek için gidecek yaş çayı fiyatıyla alacak, belki de fiyatından fazla alacak değerli arkadaşlarım. Evet, ÇAYKUR'un, şu anda çaycının en temel problemi bölgede açgözlü özel sektör, devlet ve devlet görevlileriyle iş birliği yaparak bölge insanını sömürmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bakın, en temel problem bu. Eskiden tekel vardı, devlet tekeli, şimdi özel sektör dediğimiz 10 tane firmadır değerli arkadaşlarım. 150 tane firma vardı, bunların tamamını batırdılar; 10 tane firmadır, alıyorlar, ucuza işliyorlar, ondan sonra bir kısmı da gidiyor kaçak çayla harmanlıyor ve satıyor, milleti sömürüyor değerli arkadaşlarım, 1 milyon insanı geçiminden mahrum ediyor. Bu önergeyi destekleyin, hep beraber konuşalım ve hep beraber tedbirleri alalım.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)