| Konu: | Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.07.2019 |
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Sayın Başkan, değerli vekiller; ben başlarken yakamdaki mor kurdelenin sebebini açıklamak istiyorum: Rosa Kadın Derneği ve aynı zamanda öncülüğünü ettiği, içerisinde bulunduğu Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı "Kadına karşı şiddete dur." demek için mor kurdele çağrısı yapmıştı, ben de bugün buradan onların eylemlerine destek oluyorum. Kadına yönelik şiddete her yerde, her alanda karşı durmaya devam edeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, söz konusu kanun teklifiyle, Türkiye'nin turistik değerlerinin yurt içi ve yurt dışında tanıtılmasını sağlayarak ülkemize gelen ziyaretçi sayısı ve buna bağlı olarak turizm gelirlerini artırmak, dünyanın en prestijli etkinlik, festival ve organizasyonlarını ülkeye çekmek, turizm projelerine yatırımcı çekmek, stratejik ve büyük ölçekli turizm yatırımlarına destek olmak ve Türkiye'nin turizminin, turizm kültürünün ve ekonomisinin, endüstrisinin ve ticaretinin geliştirilmesine maddi destek sağlamak amacıyla bir ajansın kurulması teklif ediliyor.
Tabii, işin ilginç tarafı şu: Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde faaliyette bulunan Tanıtım Genel Müdürlüğü tam da bu iş için aslında faaliyet yürütüyor ama onu geliştirmek dururken nedense özel hukuk hükümlerine tabi olacak özel bir fon kurulmak isteniyor ve özel bir ajansla yapılmak isteniyor bu.
Üzerinde söz almış olduğum 7'nci maddeyle, ajansın denetiminin özel denetim firmaları tarafından sağlanacağı düzenlenmekte yani söz konusu bu maddeyle, ajansa kendini denetleyecek kuruluşu seçme yetkisi verilmiş olacak. Kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimini yapmak üzere yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşlarından en az üçünden teklif alınması, bunların arasından seçim yapma yetkisi ajansın icra kuruluna bırakılıyor. Ne Sayıştay denetimi ne de Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun denetimi söz konusu olacak; bu maddeyle açıktır ki Sayıştay denetiminden kaçışın yasal altyapısı hazırlanıyor.
Kamu yararına kurulduğu söylenen ve büyük bir bütçeye sahip olacağı öngörülen ajansın kendi kendini denetlemesi aslında bu kurumun denetlenmeyeceğinin göstergesidir. Yani özünde şıracının şahidi bozacı olacak.
Kamu kuruluşu olarak kurulan turizme ilişkin ajansın 8'inci madde kapsamında da Sayıştay ve Kamu İhale Kanunu'ndan muaf tutulması, bunun yerine özel denetim firmalarıyla denetim yapılmaya çalışılması kabul edilemezdir çünkü bu durum kamuda şeffaflık ve denetim gibi anayasal iki hakkı yok etmek demektir ki şeffaflık ve denetim kamu hukukunda ve kamu yararında olmazsa olmazdır.
Ajansın özel denetim firmaları tarafından denetlenmesi, denetim işlevinin tam ve etkin şekilde yapılıp yapılamayacağına dair şüpheler oluşturuyor kuşkusuz. Hele ki ajansın özellikle bu kanun teklifinde geçen Sayıştay Kanunu'ndan muaf tutulması dikkate alındığında 7'nci madde pimi çekilmiş bir bomba gibi önümüze düşecektir. Yapılacak her türlü usulsüzlüğe kılıf niyetine getirilen bu maddeyle ajansın ihaleleri istediği kişiye veya firmaya verme durumu kabul edilemezdir. Bu sadece ve sadece rant sağlamadır.
Değerli arkadaşlar, bu kanun metni düzenlenirken, özellikle turizm düzenlenirken Mardin, Diyarbakır, Urfa, Batman da düşünülmüş müdür, merak ediyorum. Hasankeyf'in sular altında bırakılması turizmi nasıl etkileyecek? Bunu burada konuşmamız lazım esasında.
Yine, vekili olduğum Mardin'in Savur ilçesinde faaliyette olan 6 adet taş ocağına 7'sinin daha eklenmek istenmesini konuşmak gerekiyor. Bu, tam bir doğa kıyımı, tam bir ormanlık alanın yakılması demektir ki kabul edilebilir bir durum değil. Özellikle Savur'un nefesi gibi... Doğaya düşman bu projelerle nefessiz bırakılmak istenen bir Mardin var ve Mardin bir turizm bölgesi. Buna ne diyorsunuz, merak ediyorum. Eğer bu kanun geçecekse tüm bunlara samimiyetle cevap vermemiz lazım.
Kanun teklifinde hâliyle kurulması düşünülen ajansın turizm sektöründeki sorunlarımızı çözemeyeceği, turizmin geliştirilmesine katkı sağlamayacağı çok açıktır. Biz turizmi geliştirmek istiyorsak Diyarbakır'dan Edirne'ye, Tekirdağ'dan Van'a, Hakkâri'ye bütün bir ülkeyi bir bütün olarak düşünmemiz ve bütün turizm bölgelerini ele alıp değerlendirmemiz gerekecektir. Aslında yapılacak olanla, sektörden toplanacak parayla ancak yandaş firmalar zenginleşecek ve yoksul daha da yoksullaşacaktır. Turizmin ülke geneline yayılmasının anahtarı ajans kurmakta değil, toplumsal barışı inşa etmektedir.
Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)