| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 16.07.2019 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle, az önce ismim okunduğu hâlde Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısıyla soru-cevap bölümünde olduğum için ve sürenin de biraz daha uzayacağını düşündüğüm için huzurunuzda olamadım, bağışlanmayı diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; (2/2019) esas numaralı ve 102 sıra sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Ben bir yandan Meclis çalışmalarımızı, Genel Kurul çalışmalarımızı Meclis TV'den kulaklıkla Plan ve Bütçe Komisyonunda dinlerken, diğer yandan Plan ve Bütçe faaliyetlerini, aynı anda iki işi birden yapma gayreti içerisinde oldum. Hatta benden önceki gruplarımız adına yapılan konuşmaları kısmen de olsa dinleme şansım oldu.
Değerli arkadaşlar, bir torba yasa daha gündemde. Torba yasa eleştirisine çok fazla girmeyeceğim ancak yine kendimizi aldatıyoruz. "Teklif" adı altında aslında Hükûmetin -farklı kanunlar- 18 ayrı kanunda değişiklik öngören bir paketini hep beraber görüşüyoruz. Tasarı gerçeğini değiştirmiyor adı "teklif" olsa da. Dolayısıyla böyle bir kanunu görüşüyoruz.
Esas vurgulamak istediğim konu şu değerli arkadaşlar: Böyle önemli bir kanun... Bakın, bu torba yasada neler var? Bunların madde madde görüşmelerini az sonra hep beraber yapacağız. Bu torba yasada hasılatlar üzerinden vergilendirmeyle ilgili bir düzenleme var. Merkez Bankasının yetkileri ve düzenlemeleri var. Varlık barışı uygulaması var. Gümrük Kanunu'yla ilgili, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının sosyal güvenlikleri bakımından borçlanma tutarlarının hesaplanmasıyla ilgili, yurt dışına çıkış harcı... Yani özünde bakacak olursak elektronik haberleşmeyle ilgili düzenlemeler, finansal kiralama, faktöring ve finansman şirketlerinin düzenlemeleri, Sermaye Piyasası Kanunu'nda düzenleme, özellikle biraz sonra biraz daha açarak konuşacağım, kamu-özel iş birliği modeliyle yapılan şehir hastaneleriyle ilgili düzenlemeler vesaire vesaire... Şimdi, 18 ayrı kanun 35 maddede değiştiriliyor ve bunların büyük bir kısmı doğal olarak kamu harcamalarında veya gelirlerde bir artış veya azalışa neden oluyor. Bunlar doğal olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor ve biz burada bunları değerlendiriyoruz ama bir şeyi gözden kaçırıyoruz.
Bakın, biliyorsunuz kalkınma planları Anayasa'nın 166'ncı maddesi gereğince zorunlu bir uygulama ve o plan gereğince hazırlanmış bir 3067 sayılı Kanun var, bu kanunun adı "Kalkınma Planlarının Yürürlüğe Konması ve Bütünlüğünün Korunması Hakkında Kanun." Bu kanunun 3'üncü maddesi "Kanun tekliflerinin kalkınma planına uygunluğu" başlığı altında bir madde ki aynen şu ifade var: "Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları kendilerine havale edilen kanun teklifleri ile bu teklifler üzerinde verilen değişiklik önergelerini, Kalkınma Planına uygunluk bakımından da inceler ve uygun bulmadıkları takdirde, reddederler." Yani bir kanun teklifi varsa ortada bunun kalkınma planına uygunluğunun denetlenmesi, bakılması, bir filtreden geçirilmesi gerekiyor.
Peki, ben şimdi soruyorum: On Birinci Kalkınma Planı 2019-2023 dönemini kapsayan bir kalkınma planı, daha yeni görüşüyoruz. İlk görüşmemiz geçen haftaydı, beş gün ara verildi. Dün başlandı bölümlere, bugün bitiyor. Kalkınma planı görüşmelerinin bizatihi kendisi aralıksız devam etmesi gerekirken ve verilen beş günlük arada esasen çalışmamız gerekirken biz araya böyle bir kanun, böyle bir torba yasa aldık ve bunu görüşüyoruz. Peki, bu kadar gelir veya harcamalarda değişiklik öngören bu torba yasa kalkınma planına uygunluk denetimine tabi tutulabildi mi değerli arkadaşlar? Ortada kalkınma planı yok. Plansız, kalkınma öngörüsüz, anayasal zorunluluk olan bir kalkınma planı ortada yok ve biz hatta şehir hastanelerinde geleceğim- gelir artışı mı, azalışı mı neye neden olduğunu bile ortaya koyamıyoruz.
Bakın, yine 3'üncü madde diyor ki: "Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu yukarıdaki fıkrada belirtilen kanun tekliflerinden başka kamu harcama veya gelirlerinde artış veya azalış gerektiren kanun tasarı veya tekliflerini veya sadece belli maddeleri bu niteliği taşıyan tekliflerini inceler." Biz torba yasa, torba görüşme artık bir arada, neyin ne olduğu, kanun, Anayasa hak getire, yol yürüyoruz. Bir kere, öncelikle, bunun plansız bir hedefe doğru giden bir torba yasa olduğunu görmek, okumak lazım; kalkınma plansız bir ülkede plana uygunluk denetimi yapılmadan gelmiş bir torba yasa. Bu torba yasanın, bu torba kanunun etki analizi yok değerli arkadaşlar, etki analizi. Yani maddeler kamu harcamalarında bir artışa neden oluyor mu, olmuyor mu, ne kadar artışa neden oluyor veya bir tasarruf mu getiriyor madde veya gelirlerde, kamu gelirlerinde bir artış mı sağlıyor, bir azalışa mı neden oluyor? Yani bu anılan kanun teklifindeki söz konusu maddelerle ilgili alacağımız kararların bu ülkenin gelirine, harcamalarına, bütçesine etkisinin ne olduğunu ortaya koyan, olması gereken bir etki analizi bu teklifin yanı sıra yok. Olamaz çünkü bu teklifi hazırlayan sayın milletvekili, Sayın Mustafa Savaş ve imza koyan 75 milletvekili arkadaşımız -çok yetkin, çok etkin arkadaşlarımız mutlaka var- aslında böyle bir etki analizini yapabilirler de, bundan benim en ufak bir şüphem yok ama bu iş kamunun, bu iş arka tarafta, arka planda bürokrasinin yoğun bir faaliyetini, çalışmasını gerektiren bir iş. O nedenle kanun teklifi, kanun tasarısı gibi, biz gerçeklikten uzak bir dünyada, bir yasama organında bir aradayız.
Bu teklifte biyokütleyle ilgili, yenilenebilir enerjiyle ilgili bir madde var ki ben, orada biyokütlenin biyolojik nitelikli atık olması, biyolojik nitelikli bir madde olması gerekirken, atık da değil, atık lastikler yani kauçuk yani fosil kökenli maddelerin de ilgili YEK Kanunu'nda biyokütle tanımında olması dolayısıyla zaten kendi içinde akla ve bilime aykırı düzenlemeler içerdiğini de görüyorum, bunları maddeler üzerinde görüşmelerde arkadaşlarımız mutlaka dile getirecektir.
Ama şu şehir hastaneleri; bakın, şehir hastaneleriyle ilgili, kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili süreci görüşürken gündem geldi. İnanın gerek AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımız gerek MHP'li gerek HDP'li gerek İYİ PARTİ'li ve bizler, hiçbir milletvekili arkadaşımız o şehir hastanelerinin ticari sır olarak bizlere verilmeyen sözleşmelerini bilmediği, görmediği için Sayın Bakanın verdiği bir grafiği bile cep telefonlarımızla fotoğrafını çekip sanki görüntü hırsızlığı yapar gibi oradan ne kaparım derdine düştük değerli arkadaşlar. Bir karar alıyoruz; bir kanun teklifinde bir madde üzerinde ne olduğunu bilmediğimiz, karanlıkta, kör kuyu içerisinde bir karar alıyoruz, aldık, alındı. Biz ret verdik ama alındı.
Sayıştay denetimine tabi olmayan, Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayan, tamamen ticari sır olan, yapılan sözleşmeyi bilemediğimiz, o sözleşme gereğince yirmi beş yıllık yap-kirala-devret sürecinin sonuna kadarki enflasyon oranı, kur değişimleri, yani gelecek öngörüsü ve projeksiyonların ne olduğunu bilemediğimiz bir maddeyi biz oyluyoruz, "Kabul edenler... Etmeyenler... Oy çokluğuyla kabul edilmiştir." deyip geçiyoruz. Böyle bir süreç, böyle bir yasama faaliyeti, böyle bir kanun teklifiyle değişiklik olmaz değerli arkadaşlar.
Bakın, söz konusu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Sayın Başkan, toparlamak için süre istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, söz konusu şehir hastaneleriyle ilgili yapılan işlem gerçekten içler acısı, gerçekten asla kabul edemeyeceğimiz, gerçekten bu ülkenin geleceğini tehdit eden, böyle bir logaritmik bir artış öngörüsü içerisinde olan... Yirmi beş yılın sonunu bile değil, on beş yıllık bir süreci ancak grafikle gösteriyor çünkü eğri öyle bir yükseliyor ki yirmi beş yıla uzattığınızda belki bu ülkenin bütün gelirini çekecek, hortumlayacak bir sürece doğru sürükleyebilir. O nedenle ben diyorum ki: Bu torba yasa teklifini, aslında hoyratça yapılan harcamaların bir sonucu olarak önümüze gelmiş bir yasa teklifi olarak görüyoruz. Bu yasa teklifinin EYT'lilerin Meclisten beklentilerini, efendim, 3600 ek gösterge sorununu yaşayanların beklentilerini, çiftçinin, esnafın, sanayicinin beklentilerini karşılamasını dilerken ne yazık ki, az önce de söylediğim gibi, hoyratça yapılan harcamayı telafi edici bir yasa teklifi olarak karşımızda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum; sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)