GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:103
Tarih:16.07.2019

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Maalesef yine ve yeniden bir torba yasayla karşı karşıyayız. Bu seferki içinde ağır bir telaşı da barındırıyor, sadece torba değil anlaşılan. Esasında işleri bu derece karıştıran, bir kriz çıkartan ve krize telaşla çare üretme yükümlülüğünü ortaya çıkartan anlayışın ta kendisi torba yasalarda cisimleşiyor. Yani her şeyi torbaya büzüştürelim, yok sayıp devam edelim anlayışı, hiçbir şeyin yok sayılamayacağı, derin krizlerin derinleşerek devam ettiği bir gerçeği karşımıza çıkartıyor. Dolayısıyla, bu torba yasa açık bir kriz torba yasasıdır. Şimdi, o zaman sorulması gereken en temel soru, teknik soruların da ötesinde: Peki, ne bizi bu krize sürükledi de telaşla, aceleyle hadi, hemen diyerek bir torba yasa çıkarma ihtiyacı doğdu? Doğrusu, bu krizin ne kadar ağır olduğunu, esasında bu torba yasaya belki ihtiyacı da bugün yayınlanan iki temel veri gösterdi. Verilerden bir tanesi, son bir yıl içerisinde 1 milyon 116 bin, 1 milyon 116 bin kişinin daha işsiz kaldığını gösterdi. Ağır bir kriz var. Milyonlarca insandan bahsediyoruz işsizliğin ağırlığı altında çökmüş olan. İkinci bir veri, 2019'un ilk altı ayında bütçe açığının 78 milyar liraya ulaştığını gösterdi. Bu, çok ağır ve acı bir tabloyu karşımıza koyuyor. Ağır ve acı çünkü 2019 yılının on iki ayı için öngörülmüş olan bütçe açığının neredeyse hepsini altı ay içerisinde tüketmişsiniz, bitmiş; hakikaten deniz bitmiş. Üstelik, geçen seneyle karşılaştırıldığında geçen senenin on iki ayından bile daha büyük bir bütçe açığı bu senenin altı ayında verilmiş. Verilmiş de halkın üzerine yüklenmiş olan ağır kriz mi çözülmüş, halk mı rahatlatılmış, emekçiler mi rahatlatılmış, Türkiye ekonomisi mi kurtarılmış? Hayır. Bilakis, telaşla kurtarılmaya çalışılan şey, iktidarın kendi geleceği, Türkiye ekonomisi falan değil.

Şimdi şu gerçeğin altını çizelim: Bu bütçe açığını ortaya çıkarmış olan duble seçim tercihiydi. Dolayısıyla bu düzen devam ettiği sürece, ekonomide krizi doğurmuş olan anlayış sürdüğü sürece bizim sürekli burada böyle kriz torba yasaları görüşeceğimiz aylar bekliyor bizi. Şimdi bunun bir kriz doğurmaya devam edecek yasa teklifi olduğu ve bir pansumanın ötesine geçmeyeceği neredeyse her yerden gözüküyor. "Nerede görüyorsunuz?" derseniz, mesela, bugün yaşıyor olduğumuz krizi çıkarmış olan en temel unsur olarak verimli, üretken, üretime dönük yatırımlar yapılmamış olması, bunun yerine varsa yoksa yandaş zenginleştirilen rantçı projelerin tercih edilmiş olması geliyor. O zaman soruyorum size: Bu torba yasa bundan sonra rantçı projelere değil, üretken, verimli, ülkenin ihtiyaç duyduğu üretim projelerine kaynak aktarılmasını sağlıyor mu? Yanıt verelim, sağlamıyor. Dolayısıyla krizi çıkarmış olan neyse onu devam ettirmeyi "Bugüne pansuman olalım. Hele bir tatile çıkalım, dönünce bakarız." diyen anlayışınızı torbanın içine büzüştürüp bize sunmuşsunuz.

Mesela, bir şeye daha bakalım: Bugün ortaya çıkmış olan bu açık nereden kaynaklandı? Demin de altını çizdim, duble seçim yapılmış olmasından, halkın iradesinin yok sayılmış olmasından, demokrasinin bir YSK darbesiyle sandığı da tekmeleyerek yok edilebilmesinden, toplumsal barışı yok sayarak seçimleri yok saymayı artık bir reflekse dönüştürmüş olan antidemokratik anlayıştan kaynaklandı. O zaman soruyorum size: Bu torba yasa, tam da bugünkü krizi çıkarmış olan bu antidemokratik anlayışa, bu hukuksuzluğa, toplumsal barışı yok sayan, ötekileştiren siyasete çözüm olacak mı? Olmayacak. Bilakis, torbaların içine sıkışmış, birbirini dinlemeyen, ortak akıl üretme kaygısı duymayan bir anlayışın devamıyla krizi derinleştirmeyi vaat eden bir torba yasayla karşı karşıyayız.

Bir şeye daha bakalım. Bu bütçe açığında ağır bir faiz harcaması var, artan bir faiz harcamasıyla karşı karşıyayız. Bunun kaynağı faizlerin artıyor olması. Faizleri artıran şey ise Türkiye ekonomisine duyulan güvenin tamamen yok edilmiş olması ve Türkiye ekonomisine dair risk algısının çok artmış olması. Soruyorum size: Bu torba yasa yıkılmış olan güveni inşa edecek mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edelim Sayın Böke, toparlayalım.

SELİN SAYEK BÖKE (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bu torba yasa risk algısını düzeltecek mi? Yıkılmış güveni yeniden tesis edebilecek mi? Bunu yapacaksa ihtiyat akçesine el uzatarak güven inşa edilebilir mi? Kötü günler için kenara konmuş parayı, günün kötü gün olduğunu kabul etmeden "Ben bunu alır, yoluma yürürüm" diyen bir anlayışla güven inşa edilebilir mi? Bir kez daha varlık barışı yaparak yine ve yeniden güven inşa edilebilir mi? Etki analizi yapılmadan, kimi kurtaracağı belli olmayan vergi artışlarıyla güven inşa edilebilir mi? Esasında bunun yanıtını şu Meclisin içerisindeki bütün milletvekilleri biliyor. İnşa edilemez. Bu torba yasa krizi çözmez, çözmek bir yana krizi derinleştirmeye devam eder.

Yılın başında acil ihtiyaç oldu, döndünüz Merkez Bankasının kârını genel kurulu beklemeden ocak ayında hazineye aktarıverdiniz. Bu esasında bir alışkanlık oluşturdu. "Ne zaman ki başımız sıkışırsa, canım, döneriz Merkez Bankasından parayı alırız." diyeceğiniz bir anlayışın ilk adımı oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Böke.

SELİN SAYEK BÖKE (Devamla) - Yani parasallaşmaya giden yani mali disiplini yok eden yani Türkiye'de makroekonomik istikrar için ihtiyaç duyulan bütün çerçeveyi yok eden bir anlayışı şimdi bu torba yasada bir kez daha ortaya koyuyorsunuz. Bundan sonra başınız sıkıştığında, Hazinenin paraya ihtiyacı olduğunda esasında verilecek yanıtı herkes biliyor. İhtiyaç oldu, döndüm kârına el koyuverdim. E, ihtiyaç oldu, döndüm ihtiyat akçesine de el koyuverdim. Ne var canım, şimdi de bir yasa geçiririm bundan sonra parayı bas emrini Merkez Bankasına veririm demenin ilk adımlarını atıyorsunuz bugün ve bu atılacak adımlar Türkiye'ye, Türk lirasının değer kaybettiği, doların başını alıp yürüdüğü, faizlerin arttığı, enflasyon altında hep birlikte ezildiğimiz bir karanlığı dayatacak.

Krizi kurduğunuz düzenle çıkardınız, şimdi krize çare diye getirdiğiniz torba yasayla krizi derinleştiriyorsunuz. Ama mutlaka çok yakında halk bu gidişata "Dur." diyecek.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)