GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:17.07.2019

HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Çanakkale'de merkeze bağlı Kirazlı köyünde Kanadalı Alamos Gold firmasının yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik tarafından kurulan bu altın madeni sahasında şu ana kadar 195 bin ağaç katledilmiş; ÇED raporunda 45 bin ifade ediliyor ama şu anda bunun 4 katı geçilmiş durumda. Altın madeni havzasında birbirinden farklı 283 bitki ve 186 farklı hayvan türü yaşıyor ve aynı zamanda burası, bu Kirazlı maden sahası 180 bin insanın su ihtiyacının karşılandığı Atikhisar Barajı ve çok sayıda yer altı, yer üstü su kaynaklarının olduğu bir havzadır. Siyanürle altın çıkarılması ya da çıkarıldıktan sonra siyanürle ayrıştırılması meselesi de bu havzadaki bütün su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır, bunu birçok örneğiyle biliyoruz.

Şimdi, biz Maden Kanunu'nu konuşurken Komisyonda şöyle bir tartışma geçmişti, Altın Madencileri Derneği Başkanı şu ifadeyi kullandı, dedi ki: "Altın arama faaliyetlerinin alan olarak sadece binde 3'ü orman alanını kapsıyor." Yani şöyle değerlendirebiliriz: Çıkarılan altının sadece binde 3'ü orman alanından çıkarılan altınmış. Ben de şunu söyledim: "Peki, o zaman, madem öyle, binde 3'ünü de çıkarmayıverin yani bu da kalsın." Hani, hepsini, topraklarımızın altındaki bütün madenleri çıkaracağız diye bir zorunluluk mu var? Ormanı yok etmek, yaşam alanlarını yok etmek, talan etmek pahasına binde 3'lük kısım eğer oradan çıkarılıyorsa bırakın o da kalsın yani buna mecbur muyuz? Ama kafa başka bir şeye çalışıyor. O ormanı tahrip etme adına binde 3'lük kısmı da çıkarmayı kafaya koymuşlar ve iktidar da buna onay veriyor, yapılan bütün uygulamalar da bu şekilde.

Tabii, burada, Çanakkale bölgesinde körfez etrafındaki dağ zincirleri yani Balıkesir'in Madra Dağlarından başlayarak Kaz Dağları zincirleri Çanakkale'ye kadar bir bütün olarak tahrip ediliyor ve çok sayıda hem mermer ocakları hem de altın arama ve diğer maden aramalarıyla bu bölge çok önemli bir tahribat altında.

Diğer taraftan, kendi memleketim olan, Tokat Almus ve Sivas Hafik sınırlarını da kapsayan Tozanlı Vadisi de Orta Karadeniz Bölgesi'nin bir yaşam alanı ve sit özelliği taşıyabilecek niteliklere sahip. Burada da yine aynı şekilde, önce HES'lerle bu bölgenin suları, ırmakları beton kanallar içerisine alınmaya başlandı ve o özgür akan sular hapsedildi. Görseniz yani içiniz acır; oranın öncesini bilenler açısından, o topraklarda büyümüş, yaşamış ve yaşamaya da devam eden birisi olarak söylüyorum. Ayrıca, Tozanlı Vadisi havzasında bulunan Sivas Hafik Beykonağı köyünde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kenanoğlu.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) - ...Emmioğlu Mermer firmasının bir mermer çıkarma faaliyeti söz konusu olacak. Bununla ilgili "ÇED raporuna gerek yok." kararı veriliyor ve bu karar köylüler tarafından dava edilmiş durumda. Bölge halkı da burada böyle bir çalışma istemiyor çünkü burası diğer tarafıyla bir Alevi köyü. Alevi köyü olmasından kaynaklı olarak burada da Ahi Sultan Asa Suyu ve Melek Dede Türbesi var, tam bu maden arama sahası bölgesi içerisinde. Buradan kaynaklı olarak da çok yoğun ziyaretler gerçekleştiriliyor, ibadet amaçlı ziyaretler gerçekleştiriliyor. Bütün bunlar dikkate alındığı zaman, bölge halkı, önemli ölçüde ziyaretgâhı olan bu yere bir maden sahası, daha doğrusu mermer ocağının kurulmasını istemiyor. Bölge halkı istemiyor, biz de istemiyoruz; lütfen, bunlardan vazgeçin. Bütün doğa tahribatlarının tamamının araştırılması hususuna da hep birlikte onay verelim "evet" diyelim, araştıralım ki sonuçlarını ve tahribatını görelim.

Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)