| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 17.07.2019 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, bu torba yasanın 27, 28, 29 ve 30'uncu maddeleri şehir hastaneleriyle ilgili. Bildiğiniz gibi, şehir hastaneleri, daha önce "yap-işlet-devret" denen, daha sonra ismi değiştirilen, "kamu-özel iş birliği" diye ismi inceltilen bir proje. Kamu-özel iş birliği sadece şehir hastanelerinde değil, kara yollarından enerjiye kadar birçok projede kullanılan bir finansman modeli.
Değerli arkadaşlarım, bu model, yıllardan beri Türkiye'ye "Yeni bir finansman modeli, bir kuruş para harcamadan milyar dolarlık işler yapacağız." diye, hani bir tip cambazlık olarak, büyülü bir şey olarak anlatıldı. Önce "Bürokrasi engelliyor." dendi ve değişik yasalarda değişiklikler yapılarak bu bürokrasi engeli kaldırıldı ve 2009'dan bu yana hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu çerçevede çok sayıda şehir hastanesi de ihale edildi, bir kısmı bitti, çalışmaya başladı.
Burada dikkat edilecek bir şey var: 2023'e kadar 325 milyar dolarlık yatırım bedeli öngörülüyor. Bugüne kadar 58,6 milyar dolarlık yatırım bedeli söz konusu ama bugün bu yasayla yasal bir önem kazanan, resmîleşen sözleşme değeri de 130 milyar. Ne demek bu, biliyor musunuz arkadaşlar? Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine söylüyorum: Türkiye 58,6 milyar dolarlık yatırıma karşılık ileride alacağı 130 milyar dolar gelirden vazgeçiyor. 2023'e kadar da 325 milyar dolarlık -tabii, bu olur, olmaz, ayrı bir şey- bir öngörüsü var.
Ne yapılıyor burada arkadaşlar? Burada, bir defa, bu ihaleyi alan firmalara, kişilere, her neyse, iki konuda garanti veriliyor: Bunlardan bir tanesi, kredi garantisi veriliyor, devlet krediye kefil oluyor. İkincisi ise hizmet garantisi yani "Sen bu yatırımı yap, ben sana -sadece hizmet değil, bir de kira- şu kadar kira... Ve şu kadar da senden hizmet alacağım. Eğer bu hizmeti almazsam..." İşte, diyelim senede 30 bin MR çekilmedi, 15 bin çekildi; "Kalanın parasını tamamlayacağım." diyor ve bunların hepsi de euro cinsinden.
Şimdi, bunlara karşı çıkanlar suçlandı "Her şeye karşı çıkarlar zaten, bunlar komünist kardeşim, her şeye 'hayır' diyorlar." denildi. Şimdi öyle bir noktaya gelindi ki şehir hastanelerinde, hiç abartmıyorum, kilosunu 80 kuruşa aldığımız karpuzun çöpünü, kabuklarını atmak için 1 lira harcamaya başladık değerli arkadaşlarım. Niye böyle oldu? Çünkü dolar, euro yani döviz kuru acayip bir şekilde fırladı, altından kalkılmaz bir hâle geldi ve bu yasa düzenlemesiyle "sözleşme bedeli" diye bir kavram getirildi, baştan olması gereken şey oldu ve en önemlisi, bu kapsamdaki sözleşme değişikliklerinde, sözleşme bedelinin artırılmaması kaydıyla, kullanım bedeli ve hizmet bedeli artırmak veya azaltmak suretiyle...
Değerli arkadaşlarım, sözleşme bedeli artırılmayacak, değişmeyecek ama ne demek sözleşme bedeli? Bugünkü para karşılığında eğer biz işletseydik yani devlet kredi bulsaydı, devlet finanse etseydi, devlet yatırım yapsaydı şu kadar sene sonra oradan elde edeceği bedel. "Bu bedel değişmemek kaydıyla biz kira bedeli ile hizmet alım bedelinde değişiklikler yapacağız." deniliyor. Nasıl kullanacak bunları, çok fazla kimse bilmiyor değerli arkadaşlarım. Şimdi ne deniliyor? Şimdi deniliyor ki: "Biz bunları yaptık ama yanlış yaptık, düzelteceğiz." Düzeltebilecekler mi; uluslararası tahkimlere mi gidecek, nereye gidecek; bu konuyu da bilmiyoruz yani elimizde bir ateş topu var, bunu nereye koyacağımızı bilmiyoruz değerli arkadaşlarım.
Şimdi, Hükûmetin bulmuş olduğu bu model, aslında, sıfırı tüketmenin bir şeyi. Bölüm üzerindeki konuşmamda da ifade etmiştim öğleden sonra, siz dünya kadar kaynak kullandınız değerli arkadaşlar, hiçbir kaynak falan kalmayınca bu modeli buldunuz yani gelecekteki gelirlerden vazgeçerek şimdi vermeye başladınız. Bu, bir şekilde iflasın... Bakın, bütün dünya bunlardan vazgeçti değerli arkadaşlarım. Niye vazgeçti?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bekaroğlu.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Çünkü yıllara göre, eğer bu yatırımı devlet yapsaydı çok daha kârlı olacağından dolayı bunlardan vazgeçti. Bir başka şey daha var; bu sizin için çok şaibeli, değerli arkadaşlarım: Bu sebeple, yandaş -yani bilindik, tanıdık, neyse- çevrelere, şirketlere kaynak aktarmak için gerekli olmayan projeler hayata geçirildi deniliyor. İddiadır bu, ben de aynı kanaatteyim, özellikle şehir hastanelerinin büyük çoğunluğu... Bakın, ben Rizeliyim, Rize'ye yatırım yapılmasını istiyorum. Rize'de çok güzel 2 tane hastane var, bir tane hastanesi beş, altı senelik hastane değerli arkadaşlarım. Şimdi, bu 2 hastane -biri üniversite hastanesi, biri devlet hastanesi- dururken deniz dolgusu yapılarak -Rize'ye yatırım olmasın ister miyim- 600 yataklı şehir hastanesi yapılıyor değerli arkadaşlarım. Peki, ne olacak bu yeni hastaneler? Buraya satın alma garantisi vermişsiniz. Peki, eski hastaneler ne olacak? Ankara'da olduğu gibi önemli, tarihî hastaneler kapatılıyor, insanlar oraya zorla MR çektirilmeye götürülüyor. Bu, aynı zamanda, yandaşa kaynak ayırmaktır.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)