GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: On Birinci Kalkınma Planı'nın (2019-2023) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:105
Tarih:18.07.2019

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; On Birinci Kalkınma Planı'na ait, ilişkin bu önergeyi özellikle Anayasa'ya aykırılık teşkil eden bir uygulamayı da ortadan kaldırmak adına ortaya koyduk.

Değerli arkadaşlar, kamu-özel iş birliği projelerini hepiniz gayet iyi biliyorsunuz. 1986 yılından bugüne kadar toplam 242 projenin sözleşme değeri yani yatırım değeri artı kamuya ödenek miktarı toplam 140 milyar doları bulan ve bunun büyük bir kısmı özellikle 2010 yılı ve sonrası gerçekleşen projeler.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu projelerde ciddi bir risk olduğu aşikâr. Anayasa'mızın 160'ıncı maddesine bakacak olursak, Sayıştay yetki ve sorumluluklarını inceleyecek olursak bu yüce Meclisin birer üyesi olarak, Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek görevini haiz. Şimdi, tabii, bu söz konusu kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili, Anayasa'nın 47'nci maddesine son fıkra olarak eklenen hükümle "Devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir." diyerek çeşitli kanunlar çıkardınız; Yap-İşlet-Devret Kanunu, Sağlık Bakanlığı Kamu Özel İş Birliği Kanunu ve Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun, Sağlık Bakanlığının 6428 sayılı Kanun'u ve elektrik enerjisi üretim tesisleriyle ilgili 4283 sayılı Kanun.

Değerli arkadaşlar, hangi kanun olursa olsun Anayasa'da Sayıştaya verilmiş bu yetkiyi aşamaz. Bu yetkiyle -Anayasa'da- Sayıştaya kamu idarelerinin bütün gelir ve giderlerini denetleme yetkisi veriliyor, istisna ortaya koymuyor. Söz konusu kamu-özel iş birliği projelerinin denetlenmesini bırakın, sözleşmeler "ticari sır" olarak belirlenerek "Özel hukuk hükümlerine tabidir." denilerek milletvekillerimizden, Türkiye Büyük Millet Meclisinden ve Meclis adına denetim yetkisine sahip Sayıştayın gözünden kaçırılıyor.

Bakın, size iki araştırmacının uyarılarını okumak istiyorum, bu nereye götürür memleketi: "Bütçede yer almadan gerçekleştirildikleri için kamu borç stokunda görülmeyen bu projelere uzun yıllar boyunca yapılacak ödemelerin ülke bütçelerinde ciddi bir yük oluşturacağı, bunun seçilecek hükûmetler için bağlayıcı olmasının demokrasiyle uyumlu olmadığı, geleceğin hem ekonomik hem de politik anlamda ipotek altına alınmış olacağı uyarıları yapılmaktadır." Söz konusu projelere ait riskler aslında Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının Kamu-Özel İşbirliği Raporu'nda değişik vesilelerle yer alıyor. Örneğin, yap-işlet-devret modelindeki riskler özel sektör ile kamu arasında paylaşılmaktadır ve tüm bu projelerde -kanunların ilgili maddelerine baktığınızda- kamu idaresi her yıl yükleniciye bir ödeme yapıyor ve bu ödemeler -ister bunun adına sözleşme bedeli, ister bunun adına yatırım bedeli, hizmet bedeli deyin- idare tarafından yapılıyor ve Sayıştay denetimine de tabi olması gereken ödemeler. İşte, bunun ortaya koyduğu riskleri, söz konusu projeler üzerinden ortaya çıkan riskleri kamu adına, millet adına, tüyü bitmemiş yetim adına bizlerin görmesi, bilmesi, denetleyebilmesi gerekiyor.

Bakın, bir başka IMF uzmanı olan iki araştırmacının uyarısını da sizlerin dikkatine sunmak istiyorum: "Hem gelişen hem de gelişmiş ülkelerde bu KÖİ'lerden kaynaklı büyük mali bedeller ve riskler ortaya çıkmaktadır. Bu KÖİ'ler yapım ve talep riskleri gibi ortak proje risklerinden muzdariptirler."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Sındır.

KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Bakın, çok önemli, diyorlar ki: "Kifayetsiz bütçe tahminleri ve/veya istatistiki hesaplamalar KÖİ'lerin kamu borç ve açığı üzerindeki etkilerini ihmal etmelerine sebep olabiliyor. Sonuçta, hükûmetler orta ve uzun vadede genelde beklenenden daha yüksek mali bedellere ve risklere maruz kalıyorlar." Böylesi büyük riskleri taşıyan 145 milyar dolar üzerinde bir bedele sahip bu projelerin, bırakın burada bizlere kalkınma planında bir madde üzerinden bunların ifade edilmesini, eklenmesini... Bizlerin, hepimizin, halkımıza, milletimize, yurttaşlarımıza karşı çok temel, asli bir görevimiz; anayasal bir sorumluluğumuz... Bu anlamda, bu önergemizin kabulünü özellikle rica ediyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)