GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:10.10.2019

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yani usul hâline geldi, ben de gündemle ilgili birkaç cümleden sonra TÜİK konusuna değinmeye çalışacağım üç dakikalık zaman içinde.

Şimdi, arkadaşlar, öyle anlıyorum ki dünkü tartışmalardan da anlıyorum ki özellikle bizim grubumuzun bu meselede, tezkerede "hayır" demiş olmasından kaynaklanan bir gerilim var Mecliste ve bizim arkadaşlarımızın her konuşması neredeyse bir tepkiyle karşılanıyor, vesaire.

Şimdi, doğrusunu isterseniz biz sizin gibi düşünmüyoruz, biz savaşın ülkeye yarar getirmeyeceğini düşünüyoruz. Yani bunu düşünme hakkımız yok mu arkadaşlar? Bakın, ben size bir örnek vereyim: Hani derler ya bir laf vardır "Keser döner sap döner, gün gelir devran döner." diye. Bir örnek vereceğim size. Bir zamanlar bu ülkede komünistler vardı ve o komünistlerin varlığından rahatsız olan genel kitleler "Komünistler Moskova'ya." diye çok meşhur bir lafla komünist olanlara karşı her türlü ezayı ve cezayı çektirdiler. Doğru mu? Doğru. Bunlardan biri de Nazım Hikmet'ti. Nazım Hikmet'in neredeyse her şiirinde, her konuşmasında "Hadi Moskova'ya." diye arkasından bağırılırdı. Fakat arkadaşlar, şimdi Moskova'ya giden biz değiliz, ben hayatımda Moskova'ya gidemedim ama Sayın Cumhurbaşkanımız çok sık gidiyor Moskova'ya.

Bir şey daha söyleyeceğim. Erdoğan, mesela benim aldığım notlara göre 2018 yani geçen sene Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı bir konuşmasında "Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim." diyen Nazım Hikmet'i yani o bir zamanlar "Komünistler Moskova'ya." diye Nazım'ı kovalayanlardan biri olarak belki de Sayın Cumhurbaşkanımız onun şiirini okumak zorunda kaldı. Rahmetli Alparslan Türkeş de benim yine aldığım notlara göre 1994'te Nazım Hikmet'in son derece güzel şiirini okumakta bir sakınca hissetmedi. O şiir şuydu: "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim." Kim söylüyordu bunları? Nazım Hikmet söylüyordu arkadaşlar. Ama Nazım Hikmet bunları söylediğinden dolayı çok genç yaşında yurt dışına kaçmak zorunda kaldı ve orada memleket hasretiyle öldü. Ama şimdi ne oldu? Demin söylediğim gibi "Keser döner sap döner, gün gelir devran döner." Şimdi bize böyle diyorsunuz belki, bizim bu savaşa "Hayır" dememiz size garip geliyor olabilir ama biz şundan çok eminiz, abdestimizden emin olduğumuz kadar: Bu savaş Türkiye'nin yararına değildir arkadaşlar. Bu savaş...

ATİLLA ÖDÜNÇ (Bursa) - Ortada savaş yok, terör var.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Ya, siz savaş yok deyin, nasıl isterseniz deyin, biz savaş görüyoruz, başka bir şey görmüyoruz ekranlarda. Her neyse... Siz öyle deyin, biz başka türlü konuşalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Efendim, bir dakika daha rica edeceğim.

BAŞKAN - Bir dakika daha ilave ediyorum.

Buyurun.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Tabii, üç dakikada bu kadar söylenebiliyor ama daha uzatmayayım.

TÜİK'le ilgili bir cümle söyleyeyim isterseniz: Arkadaşlar, kimse TÜİK'e güvenmiyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu konuda uzman insanlar TÜİK'in verdiği rakamlara güvenmiyor. Bunun, TÜİK'in gerçekten manipülasyon yapıp yapmamasıyla da ilgisi yok arkadaşlar. Belki de manipülasyon yapmıyor ama kimse güvenmiyor.

Bu kadar yeterlidir.

Saygılar. (HDP sıralarından alkışlar)