| Konu: | Barış Pınarı Harekâtı'nın ordumuzun zaferiyle sonuçlanmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ettiğine, Menbiç'te şehit olan askerimiz ile Mardin'de roket ve havan atışı münasebetiyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet dilediğine, sınır ötesi operasyonun millî bir konu olduğuna ve siyaseten istismar edilmemesi gerektiğine, Türkiye'ye Barış Pınarı Harekâtı'yla ilgili gerek Avrupa Birliğinde gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde ve gerekse Arap Birliğinde farklı ifadelerle yaklaşımda bulunulduğuna, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın "Barış Pınarı desek de akan su değil kandır." ifadesini kabul etmelerinin mümkün olmadığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 15.10.2019 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Devam eden Barış Pınarı Harekâtı'nın güzellikler içinde sürmesini ve şanlı ordumuzun zaferiyle sonuçlanmasını da Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Fırat'ın doğusuna düzenlenen sınır ötesi harekât bir haftayı tamamlamıştır. Tel Abyad ve Rasulayn'da operasyon başarılı bir şekilde devam etmektedir. Netice itibarıyla, bir askerî operasyon sürdürülmesi münasebetiyle de terörist saldırılar hızını kaybetmemiş ve şehit haberleri de gelmeye devam etmektedir. Bu kapsam içerisinde, Menbiç'te şehit olan yiğidimize ve Mardin'de roket ve havan atışı münasebetiyle hayatını kaybetmiş 2 sivil vatandaşımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet temenni ediyorum.
Bilindiği gibi, sınır ötesi operasyonlara başlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin 4 siyasi partisi ortak bir karar almıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin verdiği yetkiye bağlı olarak da sınır ötesi operasyon başlamıştır. Bu konu millî bir konudur ve dolayısıyla siyaseten istismara kapalıdır. Buradan siyasi rant devşirmeye kalkışmak gibi bir basiretsizlikle karşı karşıya kalınır ise iş, millî birlik ve beraberlik boyutunda tartışılmayı aşar ve bu zamana kadar yapılan hataların da gündeme geleceği, sürecin zaafa, akamete uğramasına da vesile olabilecek nahoş tartışmalar beraberinde gelebilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim.
Sayın Cumhurbaşkanının böyle bir günde "Herkesi AK PARTİ'ye davet ediyorum." demesini, doğrusunu isterseniz, siyaseten doğru bulmuyorum, "yakışıksız" demiyorum ama şık görmüyorum. O sebeple, böylesine önemli günlerde sarf edeceğimiz sözlere özen göstermemizin lüzumuna işaret etmek istiyorum. Böyle bir tartışma yaşanmasın diye, Sayın Genel Başkanımız özellikle bu süreçte olup bitenlerin her türlü parti, fırka, dernek şuurunun üzerinde değerlendirilmesine işaret etmek bakımından "Hepimiz al bayrak partiliyiz." ifadesini dile getirmişlerdir. Bizim tarafımızdan bakıldığında al bayrak, minarelerdeki ezandır, gönderlerde dalgalanan şanlı bayrağımızdır, hedeflerde ve gönüllerde "Turan"dır. Bunun çok doğru bir biçimde anlaşılması lazımdır. Yani bu konunun siyaseten istismar edilmekten vazgeçilmesi icap etmektedir.
Şimdi, bu kapsam içerisinde, Türkiye'ye gerek Avrupa Birliğinde gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde ve gerekse Arap Birliğinde farklı farklı ifadelerle yaklaşımda bulunulmaktadır. Arap Birliğinin operasyonu kınaması, bizim tarafımızdan bakıldığında kabul edilebilecek bir durum değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın lütfen Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Özellikle bu noktada Filistin için bir parantez açmak istiyorum. Filistin'in haklı mücadelesi ve özgürlüğü için yıllardır verdiğimiz mücadeleye rağmen sessiz kalmasını ve Türkiye'nin yanında durmamasını esefle kınıyorum. Avrupa Birliği içerisinde özellikle Macaristan'ın verdiği ilk tepkiden ve safını belli etmesinden dolayı da Macaristan'ı tebrik ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Dervişoğlu, bir dakika daha süre tanıyorum.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bir de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Barış Pınarı Harekâtı'na ilişkin "1974'te biz adına 'Barış Harekâtı' desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi 'Barış Pınarı' desek de akan su değil kandır." ifadesini kabul etmemizin mümkün olmadığını burada ifade ediyorum. Bugün oturduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamını o gün, 1974 yılında gerçekleştirilen ve tıpkı bugünkü gibi hayata geçirilen Kıbrıs Barış Harekâtı'na borçlu olduğunu belirtiyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)